Tuğamiral Gökçen Fırat, askeri kariyerinde birçok ilkleri gerçekleştirmiş, Türkiye’de kadınların askeri alanda yükselmesinin önünü açmıştır. Peki, Türkiye’nin İlk Kadın Amirali Gökçen Fırat Kimdir?

Onun yaşamı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki kadınların potansiyelini ortaya koyan bir başarı hikâyesidir. Bu başarılar, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve özellikle Deniz Kuvvetleri’ne katkı sağlayarak, kadınların sadece sivil hayatta değil, askeri alanda da güçlü bir yer edinebileceğini göstermiştir.
1. Erken Yaşam ve İlk Eğitim Yılları
Gökçen Fırat, 22 Haziran 1977 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Ailesi, Rize’nin Hemşin ilçesindendir. Çocukluk yıllarında askerîye olan ilgisi ile tanınan Fırat, eğitim hayatına İstanbul’da başlamıştır. 1995 yılında, Deniz Harp Okulu’na girmeyi başarmıştır. O dönemde, Türkiye’de askeri okullarda kadın öğrencilere pek rastlanmıyordu ve bu, Gökçen Fırat’ın öncüsü olduğu kadınların askeri alandaki ilerlemesinin simgesi olmuştur.

1998 yılında, Deniz Harp Okulu’ndan mezun oldu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir parçası olarak göreve başlamaya hak kazandı. Fırat, bu okuldaki eğitim sürecinde, askeri disiplin, liderlik ve teknik eğitimleri derinlemesine almıştır. Ancak bu süreç, aynı zamanda kadınların askeri okullarda daha fazla yer edinmeye başladığı döneme denk gelmiştir. Gökçen Fırat, kadın askerlere örnek teşkil eden bir lider olarak, bu alanı kadınlar için daha erişilebilir hale getirmiştir.
2. Deniz Kuvvetleri’ne Katılım ve İlk Görevler
Deniz Harp Okulu’ndan mezun olduktan sonra, Gökçen Fırat, Türk Deniz Kuvvetleri’ne katıldı. Mezuniyetinin hemen ardından, TCG Yavuz fırkateyninde sualtı silahları subaylığı ve denizaltı savunma harbi subaylığı gibi kritik görevlerde yer aldı. Bu görevler, Gökçen Fırat’a deniz savaş stratejileri, sualtı savunma sistemleri ve denizaltı harekâtları konusunda kapsamlı bir bilgi birikimi sağladı.

Ayrıca, denizaltı savunma harbi gibi özel alanlarda görev almak, Fırat’a karmaşık ve teknik askeri becerileri kazandırdı. Bu dönemde, askeri teknik bilgilerin yanı sıra liderlik ve kriz yönetimi gibi önemli becerileri de geliştirdi.
3. Türkiye’nin İlk Kadın Gemi Komutanı
Fırat’ın kariyerinde önemli bir dönüm noktası, 2003-2005 yılları arasında TCG Eğitim Bot-2’nin komutanı olmasıdır. Gökçen Fırat, bu görevde, Türkiye’nin ilk kadın gemi komutanı olarak atanmıştır. Bu atama, sadece Türk Deniz Kuvvetleri için değil, Türk Silahlı Kuvvetleri genelinde de bir ilk olmuştur.

Bir gemi komutanı olarak Fırat, geminin operasyonel görevlerinin yönetilmesinden, eğitim süreçlerinin düzenlenmesine kadar pek çok kritik sorumluluk üstlenmiştir. Bu görevde, hem teknik bir lider olarak hem de insan yönetimi ve kriz çözme becerilerini geliştirerek önemli bir deneyim kazanmıştır. Bu adım, kadınların Türk Silahlı Kuvvetleri’nde liderlik pozisyonlarına yükselmesinin önünü açmıştır.
4. Karargâh Görevleri ve Eğitim
Deniz Kuvvetleri’nde gemi komutanlığının ardından, Gökçen Fırat daha geniş bir perspektife sahip olmak için karargâh görevlerinde de bulunmuştur.
Harp Filosu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı gibi önemli karargâhlarda çeşitli görevlerde yer almıştır. Bu görevler, Fırat’ın stratejik düşünme ve liderlik kapasitesini artırmış, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin genel operasyonel yapısını anlamasına katkı sağlamıştır.

Fırat, 2018 yılında Deniz Harp Enstitüsü’nden kurmay subaylık eğitimini tamamlamıştır. Bu eğitim, onu sadece askeri bir lider değil, aynı zamanda askeri strateji ve yönetim konusunda uzmanlaşmış bir subay yapmıştır.
2019 yılında ise Müşterek Harp Enstitüsü’nden mezun olmuştur. Bu dönemde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli askeri birimlerinin nasıl etkili bir şekilde koordine edileceği ve farklı askeri disiplinler arasında uyum sağlanacağı konusunda derinlemesine bilgi edinmiştir.
5. NATO Görevleri ve Uluslararası Deneyim
Fırat, sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda uluslararası görevlerde de önemli sorumluluklar üstlenmiştir. NATO bünyesinde görev almak üzere Norveç’teki SACT Müşterek Harp Merkezi ve İngiltere’deki Müttefik Deniz Komutanlığı (MARCOM)’nda bulunmuştur.

Bu görevler, Fırat’a uluslararası askeri işbirliği ve stratejik operasyonel planlama alanlarında büyük bir deneyim kazandırmıştır. NATO’nun global çapta gerçekleştirdiği operasyonlarda yer almak, hem liderlik becerilerini pekiştirmiş hem de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin uluslararası alandaki yerini güçlendirmiştir.
6. Amiral Rütbesine Terfi ve İlk Kadın Amiral
3 Ağustos 2023 tarihinde gerçekleştirilen Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir ilk yaşandı: Gökçen Fırat, tuğamiral rütbesine terfi etti. Bu terfi, onu Türkiye’nin ilk kadın amirali yapmıştır.
Bu tarihi terfi, kadınların Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki rolünü pekiştiren ve kadının askeri alandaki potansiyelini simgeleyen önemli bir adımdır.

Bu başarı, sadece Gökçen Fırat için değil, tüm Türk kadınları için büyük bir dönüm noktasıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kadınların ön planda yer alması, kadınların askeri alanlarda daha fazla yer edinmesi gerektiği konusunda toplumsal bir mesaj taşımaktadır. Fırat’ın amiral rütbesine terfi etmesi, bu mücadeledeki başarının sembolüdür.
Cumhuriyet Tarihi’nin ilk kadın Amirali olan Gökçen Fırat, Anadolu Ajansına konuştu
– “Şanlı ve köklü denizcilik tarihimizde ilk Türk kadın amiral rütbesine Cumhuriyet dönemimizde erişmekten çok büyük mutluluk ve gurur duyuyorum”
– “Türkiye’nin sahip olduğu konum, bize denizci devlet, denizci millet olmayı tercih olarak, seçenek olarak sunmuyor, bunu bize zorunluluk olarak getiriyor. Bu yüzden denizlerde çok güçlü ve etkin olmak zorundayız”

– “Gençlerimiz bu gücün bir parçası olmak, Mavi Vatanımızın bir savunucusu olmak istiyorlarsa her şeyden önce askerliği ve denizciliği meslek olarak değil, yaşam tarzı olarak benimsemeliler”
Fırat, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargahlarında da çeşitli görevleri yerine getirmesinin yanı sıra NATO görevleri kapsamında birçok ülkede Türkiye’yi temsil etti.

AA muhabirine Lübnan’daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü olan UNIFIL’de 8 ay deniz plan subayı olarak görev yaptığını aktaran Fırat, “2021 yılından itibaren 1 yıl Norveç’te NATO Müşterek Harp Merkezi’nde icra subayı, 1 yıl da NATO Müttefik Deniz Komutanlığı’nda İngiltere’de harekat daire başkanlığı görevlerinde bulundum. 2023 Yüksek Askeri Şura kararları ile tuğamiral rütbesine terfimi müteakip Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda Savunma Planlama ve Proje Yönetim Başkanlığı görevime başladım.” diye konuştu.
– Savunma Planlama ve Proje Yönetim Başkanlığının fonksiyonları
Tuğamiral Fırat, Savunma Planlama ve Proje Yönetim Başkanlığının kapsamı çok geniş bir görev olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Fonksiyonlarımızdan bir tanesi Deniz Kuvvetlerimizin geleceğinin şekillenmesinde kuvvet yapısı planımızın oluşturulması. Bu plana ulaşılması için gerekli olan modernizasyon projelerinin başlatılması, planlanması ve bu planların hayata geçirilmesi için gerekli kaynağın, yani bütçesinin programlanması. Bu çok geniş kapsamlı bir süreç. Diğer başkanlıklarla koordineli olarak karargah çalışmasını gerektiriyor. Bir başka başkanlığın yaptığı çalışmanın sonucu bizim çalışmamızın girdisini, başlangıcını oluşturuyor. Ayrıca, yaptığımız analiz programlarıyla desteklediğimiz bilimsel karar destek süreçlerini işletiyoruz.”

Savunma Planlama ve Proje Yönetim Başkanlığı olarak diğer ülkelerin Deniz Kuvvetleriyle de dış ilişkiler faaliyetlerini koordine ettiklerine dikkati çeken Fırat, ayrıca uluslararası ve milli strateji faaliyetlerini yürüttüklerini, çevre denizlerinde ve etki ilgi alanlarında meydana gelen denizcilik faaliyetlerini takip ve kontrol ettiklerini söyledi.
Tuğamiral Fırat: “Çok büyük mutluluk ve gurur duyuyorum”
Fırat, ilk kadın amiral olarak üzerinde nasıl bir sorumluluk hissettiğine ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:
“Şanlı ve köklü denizcilik tarihimizde ilk Türk kadın amiral rütbesine Cumhuriyet dönemimizde erişmekten çok büyük mutluluk ve gurur duyuyorum. Bunun şu anda donanmamızda görev yapan kadın subaylarımız, ayrıca harp okullarında okuyan genç kızlarımız, harp okullarında okumayı hayal eden genç kızlarımız için motivasyon olduğunu, ayrıca ‘Kadınlar eğer başarılı da olsa yükselemez, terfi edemez.’ şeklinde kalıplaşmış bir düşünce varsa, bu düşüncenin kırılması anlamında çok önemli olduğunu düşünüyorum fakat vurgulamak istediğim bir konu var. Türk Silahlı Kuvvetlerinin altında üniformalarımızın içinde kadın erkek hepimiz eşitiz. Görev ve sorumluluklarımız aynı. Hepimiz ülkemize, kuvvetimize en iyi şekilde hizmet etmek için varız. Dolayısıyla kadın ve erkek Türk Silahlı Kuvvetleri için fark etmiyor. Hepimiz aynıyız ve bizden beklenenler de aynı. Hepimiz ülkemize hizmet etmek için buradayız.”
Türkiye’nin bir deniz ülkesi olduğundan bahseden Fırat, “Şu anda dünya üzerinde nasıl konumlandırılacağımız, denizlerde ne kadar etkin ve güçlü olacağımıza bağlı. Biliyorsunuz şu anda dünya yeni bir denge arayışına doğru ilerliyor ve bu süreçten Türkiye’nin nasıl çıkacağı, denizlerde nasıl var olduğumuza bağlı.” ifadelerini kullandı.

Tuğamiral Fırat, Türkiye’nin stratejik öneminden bahsederken Asya ile Avrupa’yı birleştiren köprü olduğuna dikkatin çekildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Türkiye üç tarafı denizlerle çevrilmiş bir ülke. Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip ülkeyiz. Bu denizler tarih boyunca da şu anda da her zaman küresel nüfus mücadelelerinin, rekabet alanlarının sahnesi olmuş ve hala olmakta. 462 bin kilometrekare Mavi Vatanımız var. Bu, toplam yüz ölçümümüzün yüzde 60’ı demek. Enerji nakil hatlarının, deniz yollarının üzerindeyiz. Dolayısıyla Türkiye’nin sahip olduğu konum bize denizci devlet, denizci millet olmayı tercih olarak, seçenek olarak sunmuyor, bunu bize zorunluluk olarak getiriyor. Bu yüzden denizlerde çok güçlü ve etkin olmak zorundayız.”
Denizlerdeki gücün, kullanılan platformların yanı sıra bunları kullanacak vasıflı insan kaynağıyla sağlanabileceğine işaret eden Fırat, şu anda küreselleşmenin de etkisiyle tüm dünyada bir standartlaşmanın söz konusu olduğunu söyledi.

Fırat, standartlaşma sayesinde bazı verilere daha hızlı erişilebildiğini ve kurumların birbiriyle çalışmalarının kolaylaştığını belirterek, “Standardizasyonun getirdiği bir şey var. Bu da asgari ihtiyaçları karşılama, asgari yetenekleri karşılama üzerine odaklanmış. Bu kapsamda gençlerimizin kendilerini yetiştirmek için ilave atacakları her bir adım hem kendilerine hem kurumlarına hem ülkemize çok büyük katma değer getirecektir.” ifadelerini kullandı.
Şu anda tüm dünyanın otonom sistemlere ve yapay zeka üzerine eğildiğine dikkati çeken Fırat, “Bu sistemler ihtiyaç duyulan insan sayısını azaltacak, iş gücünü azaltacak ama ihtiyaç duyulan insanın daha kalifiye, daha donanımlı olmasını gerektirecek. Şu anda deniz açısından ele alırsak örneğin, deniz harekat ortamında birbirinin az çok benzeri teknik sistemler kullanılıyor. Bu teknik sistemler arasında farkı ne yaratacak? Taktik olarak bu sistemlerden daha iyi kullanan, daha iyi taktikler üreten insan faktörü bu farkı yaratacak.” diye konuştu.
Denizciliği düşünen gençlere Amiral Fırat’tan tavsiyeler
Tuğamiral Gökçen Fırat, gençlerin kendilerini yetiştirmelerinin çok kıymetli olduğuna vurgu yaparak, şu tavsiyelerde bulundu:
“Çok kitap okusunlar. Zamanımızda gençler kitap okumayı sevmiyor mu? İnternette bir sürü faydalı kaynak var. Çocukluğumuzda evlerimizde bir sürü ansiklopediler olurdu. Ansiklopediler şimdi yok ama içlerindeki bilgiler duruyor. Nerede duruyor? İnternette. İnterneti doğru kullanmayı bilirseniz, faydalı kullanmayı bilirseniz aslında muazzam bir kütüphane. Denizcilik tarihimizi öğrensinler, tarihimizi öğrensinler. Ayrıca, dünyada operasyonel anlamda, stratejik anlamda neler oluyor bitiyor, farkındalıklarını artıracakları yayınları takip etsinler.

Kullandıkları her bir cihazın, sistemin teknik özelliklerini çok iyi bilsinler ve bunlardan taktik anlamda nasıl daha iyi faydalanabileceklerine kafa yorsunlar. Sonuç olarak şu anda hem dünya denizlerinde hem çevre denizlerinde pek çok gemi bulunduruyoruz. Donanma gücü bulunduruyoruz. Donanma gücü etkisini en somut ve en seri şekilde alan bir güç. Gençlerimiz bu gücün bir parçası olmak, Mavi Vatanımızın bir savunucusu olmak istiyorlarsa her şeyden önce askerliği ve denizciliği bir meslek olarak değil, yaşam tarzı olarak benimsemeliler çünkü askerlik ve denizcilik meslek değil, yaşam tarzıdır.”
Yabancı dil öğrenmenin çok önemli olduğuna dikkati çeken Fırat, gençlerin ayrıca en az iki dili çok iyi şekilde konuşacak düzeyde kendilerini geliştirmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA