İsrail’de bağımsızlık günü kutlamalarını iptal ettiren ve binlerce dönümlük alanı küle çeviren yangınlar büyük oranda söndürüldü. Yetkililer, yangınların çıkış nedeniyle ilgili farklı açıklamalarda bulunuyor.

Latrun ve Kudüs tepelerinde başlayan yangınlar 20 bin dönümden fazla araziyi yok etti. Yetkililer yangının sebebine dair çelişkili açıklamalar yaparken, Cumhurbaşkanı Herzog iklim krizine, Başbakan Netanyahu ise sabotaja dikkat çekti.
Yangın bölgesi tahliyeleri sona erdi
Yangının etkili olduğu Latrun, Neve Shalom, Shoresh, Abu Ghosh ve Mesilat Zion gibi Kudüs çevresindeki yerleşim birimlerinde yaklaşık 4 bin kişi evlerinden tahliye edildi.

Kudüs İtfaiye ve Kurtarma Hizmetleri yetkilileri, ilk alevlerin görülmesinden kısa süre sonra bölge halkına acil boşaltma talimatı verdi. Tahliye sürecinde helikopter destekli anons sistemleri, polis araçları ve belediye görevlileri koordinasyon içinde çalıştı.
Evlerinden tahliye edilenler, yakınlardaki emniyetli bölgelere ve geçici barınaklara yönlendirildi. İsrail Kızıl Davut Yıldızı (MDA), tahliye edilenler için su, gıda ve sağlık hizmeti sağladı. Kudüs Belediyesi, tahliye süresince halkın ihtiyaçlarını karşılamak için bölgeye mobil mutfaklar ve sağlık çadırları gönderdi.

Perşembe günü itibarıyla yangının kontrol altına alınmasıyla birlikte, tahliye edilen vatandaşların büyük çoğunluğu evlerine geri döndü.
Yetkililer, bazı yerleşimlerde yangının etkisiyle hava kalitesinin bozulduğunu, bu nedenle yaşlılar, çocuklar ve solunum yolu hastalıkları bulunan kişilerin evlerine dönüşlerinde dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı. Bazı alanlarda elektrik kesintileri de yaşanırken, İsrail Elektrik Kurumu, altyapı onarımlarını hızla tamamlamak üzere sahada çalışmalarını sürdürdüğünü duyurdu.

Ayrıca Kudüs ile Tel Aviv arasındaki ana otoyol olan 1 No’lu yol, yangın nedeniyle çarşamba günü trafiğe kapatılmıştı. Otoyol üzerinde görüş mesafesinin düşmesi ve dumanın asfaltı kayganlaştırması nedeniyle çok sayıda trafik kazası yaşanma riski oluştu. Yoğun güvenlik önlemleriyle kapatılan otoyol, perşembe sabahı itfaiye ve yol bakım ekiplerinin temizlik çalışmaları sonrasında tekrar ulaşıma açıldı.
20 bin dönüm alan küle döndü
İsrail’de meydana gelen bu büyük yangın felaketi, toplamda 20 bin dönüm (yaklaşık 2.000 hektar) araziyi kül etti. Yahudi Ulusal Fonu (KKL) tarafından yapılan açıklamaya göre, zarar gören alanın en az 13 bin dönümlük kısmı, doğal ormanlardan oluşuyordu. Bölge, doğal yaşam açısından büyük öneme sahipti. Özellikle yaban keçileri, tilkiler, kirpiler, baykuşlar ve endemik bitki türleri açısından zengin bir ekosistem yangınla birlikte büyük zarar gördü.

Yanan bölgeler arasında en çok dikkat çeken yerlerden biri, Batı Şeria sınırındaki Kanada Parkı oldu. Bu park, İsrail’in doğa koruma ve rekreasyon alanlarından biri olarak biliniyor. KKL yetkilileri, parkın yaklaşık yüzde 70’inin yanarak kullanılamaz hale geldiğini açıkladı. Parkta yer alan yürüyüş yolları, kamp alanları ve çocuk oyun alanları da yangından büyük ölçüde etkilendi.
Orman yangınlarının yıktığı bölgelerin çoğu yıllar içinde ağaçlandırılmıştı. 1967’den sonra kurulan ve bölge halkı tarafından sıkça ziyaret edilen ormanlık alanların yeniden toparlanması için uzun yıllar sürecek bir ekolojik rehabilitasyon süreci gerekiyor.
Uzmanlar, bu tür doğal alanların kendini yeniden toparlamasının iklim şartlarına bağlı olarak 10 ila 20 yıl arasında değişebileceğini belirtiyor.

Yanan alanlar arasında bazı arkeolojik ve tarihi bölgelerin de bulunduğu açıklandı. İsrail Doğa ve Parklar Kurumu, Latrun çevresinde yer alan bazı eski su kanalları ve taş yapılarda kısmi tahribat yaşandığını, bu yapıların yangın sıcaklığına dayanıklı olmalarına rağmen yüksek rüzgâr nedeniyle taş blokların yerinden oynadığını bildirdi.
Yangının ardından bölgeye giden çevre ve doğa koruma gönüllüleri, zarar gören yaban hayatı belgelerken, hayvanlar için su ve yiyecek desteği sağladı. Özellikle kuş gözlemcileri, bölgedeki göçmen kuşların yön değiştirdiğini ve normal üreme alanlarını terk ettiğini bildirdi.

KKL, yanan alanların yeniden ağaçlandırılması için ulusal bir kampanya başlatılacağını ve hem yerel halkın hem de uluslararası çevre kuruluşlarının destek vereceği bir restorasyon planı üzerinde çalışıldığını duyurdu.
Yahudi Ulusal Fonu (KKL) tarafından yapılan açıklamaya göre, yangınlar toplamda 20 bin dönüm (yaklaşık 5.000 dönüm) araziyi yok etti. Bu alanın 13 bin dönümlük kısmı ormanlık bölgeydi. Özellikle Batı Şeria’daki Kanada Parkı’nın yaklaşık yüzde 70’i yangın nedeniyle yok oldu.
Bu büyüklük, İsrail tarihinin en yıkıcı yangınlarından biri olan 2010’daki Carmel yangınına benzerlik gösteriyor. Ancak Carmel yangınında 44 kişi hayatını kaybetmişti, son yangınlarda ise ölü sayısı olmadı.
Yangının sebebi konusunda çelişkili açıklamalar
Yangının çıkış nedeniyle ilgili ise resmi makamlar arasında büyük bir tutarsızlık göze çarpıyor. Başbakan Benjamin Netanyahu, yangınların sabotaj sonucu çıktığını iddia etti ve 18 kişinin bu gerekçeyle gözaltına alındığını duyurdu. Ancak İsrail polisi kısa bir süre sonra yalnızca 3 kişinin gözaltında olduğunu, bu kişilerin yangınlarla doğrudan ilişkilendirilemediğini belirtti.

Netanyahu’nun bu açıklamasına tepki olarak, İtfaiye Teşkilatı’ndan bazı kaynaklar yangınların esasen dikkatsiz yürüyüşçülerden kaynaklandığını belirtti. Kanal 13’ün haberine göre, yangının başladığı Mesilat Zion bölgesinden yangın öncesi saatlerde olağanüstü sayıda yürüyüşçü geçtiği tespit edildi. İtfaiye yetkilileri ayrıca, gün içinde farklı yerlerde çıkan başka yangınların ise kasten çıkarılmış olabileceğinden şüpheleniyor.
Polis soruşturma başlattı
Yangınların nedenine dair soruşturma henüz erken aşamada. Polis tarafından yapılan açıklamada, gözaltına alınan üç kişiden ikisinin Doğu Kudüs’te ikamet ettiği, biri olan 19 yaşındaki bir kişinin sosyal medya üzerinden “Tanrı alevleri büyütsün” şeklinde paylaşımlar yaptığı, diğerinin ise güney Kudüs’te açık alanda ateş yaktığı belirtildi. Üçüncü şahsın suçu ise henüz açıklanmadı. Polis, 50 yaşındaki zanlının gözaltı süresinin pazar gününe kadar uzatıldığını da bildirdi.
Kanal 12’nin haberine göre Netanyahu’nun “18 kişi gözaltına alındı” ifadesi, polis tarafından iletilen 18 ayrı sosyal medya paylaşımına dair soruşturma bilgisiyle karıştırılmış olabilir.
Herzog: İklim krizi bu felaketin bir parçası
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, yangınların ardından yaptığı açıklamada, bu tür olayların “iklim krizinin doğrudan sonucu” olduğunu vurguladı. Kudüs’teki Bağımsızlık Günü resepsiyonunda konuşan Herzog, “Bu gibi felaketler, bizi ciddi kararlar almaya ve yeni düzenlemeler yapmaya zorlayacaktır” dedi.
Yangınlar, İsrail’in Bağımsızlık Günü olan 1 Mayıs gecesine denk geldi. Resmi törenlerin çoğu iptal edildi, ülke genelinde geleneksel hale gelen mangal yakma etkinliklerine yasak getirildi. Yangınlar, bağımsızlık gününün sembolik anlamı düşünüldüğünde halkın hafızasında derin bir iz bıraktı. Aynı konuşmada Herzog, itfaiyecilere teşekkür ederek “Hayat kurtarmak için hayatlarını riske atan kahramanlarımızı minnetle anıyorum” ifadelerini kullandı.
Yangınlar sırasında İsrail’e uluslararası destek de geldi. Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkeler, yangın söndürme uçakları göndererek İsrail’in mücadelesine katkı sağladı. İsrail hükümeti, bu desteklerden dolayı ilgili ülkelere teşekkür etti.
Netanyahu: “Bu toprakları sevdiğini söyleyenler yakıyor”
Başbakan Netanyahu, perşembe sabahı Kudüs’te düzenlenen yıllık Kutsal Kitap Yarışması’nda yaptığı konuşmada, sosyal medyada bazı Filistinlilerin yangın çıkarmaya teşvik ettiğini öne sürdü. “Bu toprakları sevdiğini iddia eden komşularımız, onu yakmakla övünüyor. Bu bizim toprağımız, biz onu koruruz,” diyen Netanyahu, olayın sadece çevresel değil, ideolojik boyutları da olduğunu ima etti.

Netanyahu’nun bu açıklamaları ülkede bazı çevrelerce, yangının sebebiyle ilgili somut kanıtlar bulunmadan toplumsal gerilimi artırabilecek söylemler olarak değerlendirildi.
İtfaiye ve Kurtarma Hizmetleri, yangının büyük oranda kontrol altına alındığını ancak bölgede sıcak ve kuru hava ile birlikte etkili olan rüzgarların yangının yeniden başlamasına sebep olabileceği uyarısında bulundu. Ekiplerin bölgede düşük yoğunluklu ama sürekli bir şekilde nöbette kalacağı ve yeni yangın riskine karşı tetikte olunacağı bildirildi.
En büyük yangınlardan biri olarak kayda geçti
İtfaiye yetkililerine göre Kudüs tepelerinde yaşanan bu yangın, İsrail tarihinin en büyük orman yangınlarından biri olarak kayda geçti. Yangınla mücadelede 30 saate varan kesintisiz müdahale süreci, yangın yönetimi açısından da ülkenin sınandığı anlardan biri oldu.

Ayalon itfaiye istasyonunda görevli Şef Yardımcısı Shlomi Harush, yaşadıkları durumu şu sözlerle özetledi: “24 yıllık hizmet hayatımda birçok yangına müdahale ettim, ama bu kesinlikle en zorlu olanlardan biriydi.”
İsrail, bu yangınla hem doğasını hem de toplumsal dayanıklılığını test etti. Yangının çıkış nedeni hala netleşmemişken, iklim krizi ve güvenlik tehdidi arasındaki çizgi kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. Yetkililerin hazırlıklı olmaması yönündeki eleştiriler ise hükümeti önümüzdeki dönemde daha sıkı önlemler almaya zorlayabilir.

Bu felaket, yalnızca bir çevre felaketi olarak değil; İsrail’in toplumsal, siyasal ve uluslararası boyutlarıyla yüzleştiği çok katmanlı bir kriz olarak kayda geçti.
Kaynak: Reuters, Times of Israel