Yunan basınında çıkan haberler, ABD Başkanı Donald Trump’ın Dedeağaç’taki ABD askeri varlığını sona erdirmeye yönelik talimat verdiğini öne sürüyor.

Bu iddiaların arkasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın diplomatik baskıları olduğu belirtiliyor.
Eğer bu haberler doğruysa, ABD’nin bu hamlesi yalnızca Yunanistan’ın askeri ve diplomatik geleceği açısından değil, NATO’nun Doğu Avrupa’daki varlığı, Türkiye’nin bölgesel stratejileri, Rusya’nın Ukrayna ve Karadeniz’deki etkisi açısından da büyük sonuçlar doğurabilir.

Bu gelişme, ABD’nin küresel askeri stratejisinde bir değişiklik yaptığına mı işaret ediyor? Yoksa bu karar, Trump yönetiminin NATO’daki yükümlülüklerini azaltma planının bir parçası mı? Doğu Avrupa ve Karadeniz’de güç dengelerini doğrudan etkileyebilecek böyle bir kararın sonuçları uzun vadede nasıl şekillenecek?
Dedeağaç: Askeri Üs mü, Lojistik Merkez mi?
Dedeağaç, coğrafi konumu itibarıyla NATO ve ABD için büyük bir stratejik değer taşıyor. Ancak buranın askeri bir üs mü yoksa yalnızca bir lojistik merkez mi olduğu konusunda çeşitli tartışmalar bulunuyor.

Teknik olarak burası kalıcı bir Amerikan üssü değil ve ABD askerlerinin sürekli konuşlandığı bir yer olarak görülmüyor. Ancak NATO’nun Doğu Avrupa’daki faaliyetlerinde önemli bir lojistik merkez olarak kritik bir rol oynuyor.
Yunanistan ile yapılan Savunma İş Birliği Anlaşması (MDCA) çerçevesinde Dedeağaç Limanı, 2020 yılında ABD’nin kullanımına açıldı ve bölge askeri sevkiyatlar açısından önemli bir geçiş noktası haline geldi.

ABD, Dedeağaç Limanı üzerinden Avrupa’nın doğusuna yönelik askeri teçhizat sevkiyatı yaparak; Romanya, Bulgaristan ve Baltık ülkelerine askeri destek sağlıyordu.
ABD’nin Kararı Türkiye ve Rusya İçin Stratejik Kazanım mı?
Yunan basını tarafından ABD’nin Dedeağaç’taki askeri varlığını sona erdirmesinin, Türkiye ve Rusya için kazanım olduğu öne sürülüyor.
Türkiye açısından bakıldığında, Dedeağaç’ın NATO tarafından yoğun olarak kullanılması, Boğazlar üzerindeki stratejik kontrolü zayıflatan bir gelişme olarak değerlendirilmişti. ABD’nin bölgedeki askeri sevkiyatlarının azalması, Ankara’nın Karadeniz üzerindeki kontrolünü yeniden güçlendirmesine olanak tanıyabilir.

Rusya için ise bu gelişme, ABD’nin Karadeniz’e yönelik askeri baskısını hafifletmesi anlamına geliyor. Moskova, NATO’nun Karadeniz ve Doğu Avrupa’daki askeri varlığını uzun süredir tehdit olarak görüyordu.
Yunanistan İçin Güvenlik Riski Var Mı?
Yunanistan için Dedeağaç, yalnızca askeri değil aynı zamanda diplomatik bir öneme sahiptir.
Atina yönetimi, son yıllarda ABD ile askeri iş birliğini artırarak Washington ile daha güçlü bir stratejik ortaklık geliştirmeye çalışıyordu. Dedeağaç, bu iş birliğinin somut göstergelerinden biri olarak nitelendiriliyordu.

ABD’nin buradaki faaliyetlerini durdurması halinde, Yunanistan’ın güvenlik açısından yalnızlaşması ve bölgedeki askeri dengenin Türkiye lehine değişmesi ihtimali değerlendiriliyor.
Atina, ABD’nin desteğini kaybetmemek için Avrupa Birliği ve NATO içerisindeki diğer müttefikleriyle daha güçlü iş birlikleri kurmak zorunda kalabilir.

Fransa, Almanya veya İngiltere gibi ülkelerle savunma alanında yeni ortaklıklar geliştirme ihtimali de gündeme gelebilir. Ancak bu süreç, Atina açısından oldukça sancılı geçeceğe benziyor. Çünkü ABD’nin sağladığı askeri destek ve bölgedeki varlığı, Yunanistan’ın dış politikadaki en önemli kozlarından biriydi.
Rusya – Ukrayna Savaşı Taraflarına Etkisi
ABD’nin Dedeağaç’taki askeri varlığını azaltma kararı alması halinde, bunun Ukrayna-Rusya krizi üzerindeki etkileri de büyük olacaktır. Çünkü Ukrayna’ya yönelik askeri yardımların önemli bir kısmı da bu liman üzerinden gönderiliyordu.

Trump yönetiminin, bir süredir Ukrayna’ya yönelik askeri yardımları azaltacağına dair sinyaller verdiği biliniyor. Bu doğrultuda, ABD’nin Dedeağaç’tan çekilmesi, Ukrayna’nın güvenlik açısından yalnızlaşmasına neden olabilir ve Rusya’nın daha agresif bir politika izlemesine zemin hazırlayabilir.
ABD’nin bölgedeki askeri varlığı azalırsa, NATO içindeki dinamikler de değişebilir ve Avrupa ülkeleri Ukrayna’ya daha fazla destek vermek zorunda kalabilir.
NATO Üyesi İki Komşuyu Yeniden Konumlandıracak
ABD’nin bu yönde bir kararının gerçekleşmesi halinde, NATO’nun geleceği açısından da önemli bir dönemeç olacağını kabul etmek gerekir. Trump yönetimi, ABD’nin NATO’daki yükümlülüklerini sorgulayan açıklamalar yapmış ve Avrupa ülkelerinin daha fazla sorumluluk alması gerektiğini vurgulamıştı.

Böyle bir senaryoda, Yunanistan’ın NATO içindeki rolü yeniden şekillenirken, Türkiye de kendisini bölgedeki en önemli güvenlik aktörlerinden biri olarak konumlandırabilir. Özellikle Ankara’nın son yıllarda savunma sanayisinde attığı adımlar ve askeri kabiliyetlerini artırma çabaları, ABD’nin bölgedeki geri çekilmesiyle birlikte Türkiye’yi daha da kritik bir bölgesel aktör haline getirebilir.
KAYNAK: News Break GR