Ankara, Yunan yetkililerin her yıl 19 Mayıs’a atıfla dile getirdiği “Pontus” suçlamalarına ilişkin açıklamalarına sert tepki gösterdi. Bakanlık, bu iddiaların tarihi gerçeklerle bağdaşmadığını ve tamamen asılsız olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı, Yunan makamlarının 19 Mayıs’ı bahane ederek gündeme getirdiği ve sözde “Pontus” olaylarına dair açıklamalarını “tarihi çarpıtan hezeyanlar” olarak nitelendirdi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, bu tür beyanların Kurtuluş Savaşı’nın meşruiyetine yönelik bir saldırı olduğu vurgulandı.
Yunanistan'da 19 Mayıs 2025 Tarihinde Düzenlenen Bazı Etkinlikler ve Yapılan Açıklamalar Hk. https://t.co/PZq3dcj3J3 pic.twitter.com/Jt4eHj36nM
— T.C. Dışişleri Bakanlığı (@TC_Disisleri) May 19, 2025
“19 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlatılan İstiklal Mücadelemiz, milletimizin bağımsızlık iradesinin simgesidir. Bu mücadeleyi hayali ithamlarla lekelemeye yönelik Yunan söylemleri tamamen temelsizdir,” denilen açıklamada, Yunan ordusunun Anadolu’daki işgali sırasında işlediği insanlık suçlarının uluslararası belgelere de yansıdığı hatırlatıldı.
Müttefik Devletler Tahkikat Komisyonu raporlarına ve Lozan Antlaşması’nın 59. maddesine atıf yapılan açıklamada, Yunanistan’ın savaş hukukunu ihlal ettiği gerekçesiyle tazminat ödemeye mahkum edildiği belirtildi. Ayrıca, Pontusçuluk faaliyetlerinin 19. yüzyılın sonlarında “Megali Idea” hayalleriyle şekillendiği, ancak Türk milletinin kararlı duruşuyla bu emellerin boşa çıkarıldığı ifade edildi.

Yunan yönetimine, geçmişin olaylarını siyasi çıkarlar için kullanmaktan vazgeçmeleri çağrısında bulunulurken, “1821 Tripoliçe katliamı gibi tarihi gerçekleri hatırlamalarını ve sadece kendi söylemlerini değil, bölgedeki tüm etnik grupların acılarını dikkate almalarını tavsiye ediyoruz” denildi. Ayrıca, bu tür açıklamaların iki ülke arasında son dönemde gelişen olumlu ilişkileri zedelememesi gerektiği vurgulandı.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in sosyal medya üzerinden yaptığı “Pontus” açıklamaları da Türkiye tarafından mesnetsiz ve provokatif olarak değerlendirildi.
Pontus iddiaları nedir?
Pontus iddiaları, Yunanistan’ın tarihi çarpıtarak Türkiye’ye iftira atma çabasının en açık örneklerinden biridir.
Bu uydurma suçlamalar, Karadeniz bölgesinde yaşayan Rumların Osmanlı döneminde sözde “soykırıma” uğradığı yalanına dayanıyor. Her yıl 19 Mayıs tarihinde siyasi hesaplarla yeniden dolaşıma sokulan bu iddialar, hiçbir somut belgeye, uluslararası mahkeme kararına veya gerçek tarihe dayanmıyor.

Bu söylemler, gerçekte Yunanistan’ın Osmanlı’nın son döneminde izlediği yayılmacı “Megali Idea” hayalinin bir parçası olarak Anadolu’ya yönelik işgal girişimini örtbas etme çabasından ibarettir.
Sözde Pontus mağduriyeti, Yunanistan’ın Türk milletine karşı yürüttüğü propagandanın bir ürünüdür. Karadeniz’de “Pontus devleti” kurma hayaliyle silahlanan Rum çeteler, o dönemde sayısız Türk köyünü basmış, kadın, çocuk, yaşlı demeden binlerce masum insanı katletmiştir. Bugün bu katillerin destekçileri, utanmadan Türk milletini soykırımla suçlamaya kalkıyor.

Tarihi belgeler, Anadolu’daki gerçek soykırım ve vahşetin Yunan ordusu tarafından gerçekleştirildiğini açıkça gösteriyor.
İzmir’den Manisa’ya, Aydın’dan Uşak’a kadar pek çok şehirde sivillere yönelik katliamlar, yağmalar ve yakıp yıkmalar doğrudan Yunan askerlerinin eseridir. Bu suçlar, sadece Türk kaynaklarında değil, Müttefik Devletler Tahkikat Komisyonu raporlarında da açıkça yer almış; Lozan Antlaşması’nın 59. maddesiyle de Yunanistan, savaş hukukunu ihlal ettiği için resmen tazminata mahkûm edilmiştir.

Yunanistan’ın bu iftira dolu söylemleri, sadece kendi geçmişindeki kanlı sicili unutturma çabası değil, aynı zamanda Türkiye’ye karşı yürüttüğü sistematik düşmanlığın bir parçasıdır. Bu tür iddialar tarih değil, düşmanlıktır. Bu iddiaları gündemde tutan Yunan makamları, geçmişteki savaş suçlarını örtbas etmeye çalışırken Türkiye’yi uluslararası alanda karalamaya çalışıyor.
Türk milleti bu kirli propagandayı da, bu ahlaksız suçlamaları da kesin ve net biçimde reddediyor. Tarih sahnesinde kimlerin işgalci, kimlerin katil, kimlerin bağımsızlık için mücadele ettiğini herkes biliyor.
Yunanistan ise Batı Trakya’daki “Türk azınlık” ifadesine karşı çıkmaya devam ediyor.
Kaynak: AA