İçindekiler
- Askeri ambargo nedir ve neden uygulanır?
- Türkiye’ye ilk ambargolar ne zaman ve hangi şartlarda uygulandı?
- Türkiye’ye uygulanan önemli askeri ambargolar
- Ambargoların Türkiye’nin savunma sanayine etkileri ne oldu?
- Yakın dönemde hangi ambargolar gündeme geldi?
- Türkiye bu ambargolara nasıl yanıt verdi?
- Ambargolar Türkiye’nin uluslararası konumunu nasıl etkiledi?
- Askeri ambargolar gelecekte Türkiye’yi nasıl şekillendirebilir?
Askeri ambargo nedir ve neden uygulanır?
Askeri ambargo, bir ülkenin dış kaynaklardan savunma teçhizatı, silah sistemleri, mühimmat ve teknolojik destek alma imkânlarının sınırlandırılması veya tamamen durdurulması anlamına gelir. Bu tür ambargolar, genellikle siyasi anlaşmazlıklar, insan hakları ihlalleri, savaş suçu iddiaları ya da uluslararası hukuka aykırı eylemler nedeniyle uygulanır. Amaç, hedef ülkenin askeri gücünü zayıflatmak, dış politikalarını değiştirmeye zorlamak ve uluslararası toplumda yalnızlaştırmaktır. Askeri ambargo, çoğu zaman ekonomik yaptırımlarla birlikte yürütülerek, ülkenin savunma kapasitesi kadar ekonomik istikrarını da etkilemeyi hedefler.
Türkiye’ye ilk ambargolar ne zaman ve hangi şartlarda uygulandı?
Türkiye’ye yönelik ilk ciddi askeri ambargo, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında Amerika Birleşik Devletleri tarafından uygulandı. ABD Kongresi, harekâtın Kıbrıs’taki statükoyu değiştirdiği ve barışı tehlikeye attığı gerekçesiyle, Türkiye’ye silah satışını durdurdu. Bu ambargo, Türkiye-ABD ilişkilerinde ciddi gerilimlere neden oldu. Ambargo sürecinde yaşananlar, Türkiye’de savunma teknolojilerinin temininde ve askeri iletişim ihtiyaçlarının karşılanmasında bağımsızlık ve millî üretimin önemini açıkça ortaya koydu.
Türkiye’ye uygulanan önemli askeri ambargolar
Uygulanan başlıca ambargolar şunlardır:
- 1974: ABD Silah Ambargosu
- 1990’lar: ABD ve Avrupa’nın ihracat kısıtlamaları
- 2019: Almanya ve Fransa’nın silah kısıtlamaları
- 2020: ABD CAATSA yaptırımları
- 2020: Kanada’nın elektro-optik sistem ambargosu
Türkiye’ye yönelik askeri ambargolar, yalnızca dış ilişkileri etkilemekle kalmamış, aynı zamanda ülkenin savunma politikalarını ve sanayi stratejilerini doğrudan şekillendirmiştir. Aşağıda, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı başlıca ambargolar tarih sırasıyla özetlenmektedir:
1974 – ABD Silah Ambargosu: Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında ABD, Türkiye’ye yönelik geniş kapsamlı bir silah ambargosu uygulamıştır. Bu ambargo, Türkiye’nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını azaltma sürecini başlatmıştır. ASELSAN gibi savunma sanayi kuruluşlarının temelleri bu süreçte atılmıştır.
1990’lar – ABD Kısıtlı İhracat Politikaları: PKK ile mücadele döneminde, ABD ve bazı Avrupa ülkeleri Türkiye’ye yönelik bazı mühimmat ve teknoloji transferlerini askıya almıştır. Bu durum, Türkiye’nin zırhlı araç, elektronik harp ve yazılım altyapılarını geliştirmesini hızlandırmıştır.
2019 – Almanya ve Fransa’nın Silah Kısıtlamaları: Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği Barış Pınarı Harekâtı sonrasında Almanya ve Fransa başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri, savunma ekipmanları ihracatına sınırlamalar getirmiştir.
2020 – CAATSA Yaptırımları: Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alması üzerine ABD, CAATSA yasası kapsamında Türkiye’ye yaptırımlar uygulamıştır. Türkiye, F-35 programından çıkarılmış ve Savunma Sanayii Başkanlığı hedef alınmıştır.
2020 – Kanada’nın Kamera Ambargosu: Bayraktar TB2 SİHA’larda kullanılan elektro-optik sistemlerin üreticisi olan Kanada merkezli firma, ihracat lisansını iptal etmiştir. ASELSAN bu eksikliği CATS sistemi ile gidermiştir.
Ambargoların Türkiye’nin savunma sanayine etkileri ne oldu?
ABD ambargosu, Türkiye’yi kendi savunma sanayisini kurma ve geliştirme konusunda harekete geçirdi. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında uygulanan bu ambargo, Türkiye’nin dışa bağımlılığının yaratabileceği riskleri açıkça gözler önüne serdi. Bu gelişme üzerine, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) öncülüğünde ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN gibi şirketlerin temelleri atıldı. ASELSAN, özellikle iletişim ve elektronik sistemler konusunda dışa bağımlılığı azaltmak üzere 14 Kasım 1975’te kurulmuş ve ilk yıllarında sadece dört mühendisle faaliyetlerine başlamıştır. Şirket, tamamen Türk mühendislik gücüyle kurularak kısa sürede büyümüş ve özgün savunma çözümleri üretmeye başlamıştır. 2020’li yıllarda global ölçekte tanınan bir savunma şirketi haline gelen ASELSAN, 78 ülkeye ihracat yapan, binlerce çalışanı ve güçlü Ar-Ge altyapısıyla Türkiye’nin teknolojik bağımsızlık mücadelesinde öncü bir rol üstlenmiştir. Ambargolar, Türkiye’yi yalnızca üretim değil aynı zamanda tasarım, Ar-Ge yatırımı ve stratejik otonomiye yönlendirmiştir.
Yakın dönemde hangi ambargolar gündeme geldi?
Son yıllarda, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alması, ABD tarafından yaptırımları beraberinde getirdi. 2020 yılında CAATSA kapsamında Türkiye’ye F-35 programından çıkarılması ve Savunma Sanayii Başkanlığı’na yaptırımlar uygulanması, ambargo niteliğindeki en önemli gelişmelerden biridir. Ayrıca Kanada, Fransa ve Almanya gibi ülkeler de belirli dönemlerde savunma ekipmanları ihracatını kısıtladı. Bu süreçte, ASELSAN’ın yürüttüğü millileştirme çalışmaları sayesinde ambargo nedeniyle dışarıdan temin edilemeyen birçok ürün yerli imkanlarla üretilmeye başlandı.
Türkiye bu ambargolara nasıl yanıt verdi?
Türkiye, ambargoların etkisini azaltmak için yerli savunma sanayisine yönelik yatırımlarını artırdı. Bayraktar TB2 ve Akıncı gibi insansız hava araçlarının geliştirilmesi, motor ve elektro-optik sistemlerde yurt içi üretime geçilmesi bu stratejinin bir sonucudur. ASELSAN’ın geliştirdiği CATS (Common Aperture Targeting System) gibi sistemler, ambargo etkilerini aşmak için kritik öneme sahiptir. Ayrıca HİSAR hava savunma sistemleri gibi platformlar, Türkiye’nin bağımsız savunma kapasitesini artıran örneklerdir.
Ambargolar Türkiye’nin uluslararası konumunu nasıl etkiledi?
Ambargolar, Türkiye’nin savunma alanındaki dışa bağımlılığını sorgulamasına neden oldu ve stratejik otonomi arayışını hızlandırdı. NATO üyesi olmasına rağmen, bazı ülkelerle yaşadığı gerilimler, Türkiye’nin çok taraflı dış politika ve savunma stratejileri geliştirmesine zemin hazırladı. Aynı zamanda Türkiye, savunma sanayii ihracatıyla da yeni müttefikler kazanma yoluna gitti. ASELSAN’ın 78 ülkeye ihracat yapması, bu çok yönlü yaklaşımın başarısını göstermektedir.
Askeri ambargolar gelecekte Türkiye’yi nasıl şekillendirebilir?
Ambargolar, Türkiye’nin savunma alanında kendi kendine yetebilen bir ülke olma hedefini beslemektedir. Bu süreç, teknolojik yatırımların artmasına, insan kaynağının niteliğinin gelişmesine ve yerli-milli teknoloji ekosisteminin büyümesine katkı sağlamaktadır. ASELSAN’ın yürüttüğü millileştirme stratejileriyle sadece ürün değil, aynı zamanda tedarik zinciri de millileştirilmeye çalışılmaktadır. Ambargoların zorlayıcı etkisi, uzun vadede Türkiye’yi daha dirençli bir savunma endüstrisine kavuşturma potansiyeli taşımaktadır.
Kaynak: Prof. Dr. Haluk Görgün, “Türk Savunma Sanayii, Ambargolar, Millîleştirme Çalışmaları ve ASELSAN”, TÜBA, 2022.