Ukrayna, savunma sanayisinde tarihi bir eşiği aşarak yaklaşık 300 kilometre menzile sahip, yerli olarak geliştirilen yeni bir balistik füzeyi başarıyla test etti.
Testin sadece teknik bir deneme değil, aynı zamanda fiili bir muharebe görevi kapsamında Rusya’ya ait bir komuta merkezinin imhasıyla sonuçlandığı belirtildi.
Bu gelişme, Ukrayna’nın uzun menzilli vurucu gücünü önemli ölçüde artıran stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Test süreci hakkında kamuoyuna açıklamalarda bulunan Ukrayna Ordu Dönüşüm ve Silahsızlanma Araştırmaları Merkezi Direktörü Valentin Badrak, fırlatmanın Mayıs ayının ortalarında gerçekleştirildiğini ve füzenin başarıyla hedefini vurduğunu duyurdu.

Espreso TV’ye verdiği demeçte konuşan Badrak, füzenin yaklaşık 300 kilometrelik mesafeyi kat ederek Rusya’ya ait bir komuta merkezini etkisiz hale getirdiğini söyledi. Bu sadece bir test değildi diyen Badrak; “Füze, gerçek savaş koşullarında kullanıldı ve hedefini başarıyla vurdu. Bu durum, füzemizin yalnızca teoride değil, pratikte de etkin olduğunu gösteriyor” dedi.
2022’de başlatılan füze programı 2024’te ivme kazandı
Ukrayna’nın füze geliştirme çalışmaları, 2022 yılı Mayıs ayında yeniden başlatılmıştı. Ancak bu süreç, Stratejik Endüstriler Bakanlığı’nın kontrolünde ilerlediği dönemde istenilen hıza ulaşamamıştı.
Programda ciddi ilerleme ancak 2024 yılının Temmuz ayında, Ukrayna savunma yönetiminde yapılan önemli bir yapısal değişiklik sonrasında sağlandı.

Savunma Bakan Yardımcısı olarak General Anatoli Kloçko’nun atanmasıyla birlikte, füze programının organizasyonu tamamen yeniden yapılandırıldı. Badrak’a göre bu atama, füze projesinin başarısında belirleyici oldu. Artık her füze projesi için özel olarak atanmış yöneticiler ve denetçiler bulunuyor.
Yeni düzende, Ukrayna Savunma Bakanlığı bünyesinde bağımsız bir füze programı direktörlüğü kuruldu. Her füze sistemi için ayrı sorumlu personel atanması, görev dağılımında netlik sağladı.

Badrak, bu yapılanmanın Stratejik Endüstriler Bakanlığı ile Savunma Bakanlığı arasında daha verimli bir koordinasyon kurulmasına olanak sağladığını belirtti. Badrak; “Bu tür ayrımlar, daha önceki yönetimsel belirsizlikleri ortadan kaldırdı. Bugün gelinen noktada, program hızlı ve etkili biçimde ilerliyor” dedi.
Yapılan başarılı testin ardından füze artık seri üretime hazır hale getirildi. Füzenin savaş başlığı, 400 kilogramı aşan ağırlığıyla Ukrayna’nın bugüne kadar geliştirdiği en ağır konvansiyonel füze başlıklarından biri olma özelliğini taşıyor.
Füzenin adı ve teknik detayları gizli tutuluyor
Ukrayna’nın geliştirdiği yeni balistik füzenin ismi ve teknik özellikleri güvenlik gerekçesiyle kamuoyu ile paylaşılmıyor. Ancak uzmanlar, özellikle üretim sürecinin hızla artırılmasının savaşın seyri açısından kritik bir öneme sahip olduğuna dikkat çekiyor.
Badrak, üretim sayısıyla ilgili net bir bilgiye sahip olmadığını belirterek, ”Aylık ya da yıllık kaç füze üretileceği henüz belli değil. Ancak üretim kapasitesinin hızlı biçimde artmasını bekliyoruz” dedi.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Temmuz 2023’te yaptığı açıklamada, ülkesinin balistik füze yeteneklerini artırmayı stratejik bir öncelik haline getirdiklerini açıklamıştı. O dönem yalnızca bir vizyon olarak görülen bu hedefin, bugün itibarıyla somut sonuçlar verdiği görülüyor.
Badrak, bu gelişmenin Zelenski’nin askeri vizyonunun somutlaştığı bir örnek olduğunu belirtti. “Bu, yalnızca bir silahın testi değil; savunma sanayimizin sistemli biçimde nasıl geliştiğinin de bir göstergesi” dedi.
Rusya’nın Ukrayna genelinde artan füze ve insansız hava aracı saldırılarına karşılık, Ukrayna’nın da uzun menzilli balistik füze kapasitesine sahip olması savaşın denge noktalarına ciddi etki edebilir. Özellikle cephe hattının çok gerisinde yer alan hedeflere karşı caydırıcılığın artması, Rusya’nın komuta ve ikmal yapısında zayıflamalara yol açabilir.
Badrak, açıklamasının sonunda şu çağrıyı yaptı: “En önemli şey, üretimi hızlı ve planlı bir şekilde ölçeklendirmek. Bu silah, savaşın gidişatında belirleyici olabilir”
Söz konusu füzenin Hrim-2’nin bir versiyonu olduğu yönünde
Ukrayna tarafından test edilen bu balistik füzenin, uzun süredir geliştirilen ve ihracat versiyonunda “Sapsan” adıyla bilinen Hrim-2 sistemi olabileceği düşünülüyor. Bu sistem, Ukrayna’nın Sovyet dönemine dayanan roketçilik birikiminin üzerine inşa edilmiş yerli bir füze programı olarak öne çıkıyor.

Hrim-2, ülkenin önde gelen savunma kuruluşlarından Yuzhnoye Tasarım Bürosu tarafından geliştirildi ve Dnipro kentindeki Yuzhmash tesislerinde üretiliyor. Füze, özellikle yüksek hassasiyetli hedef imha kapasitesiyle dikkat çekiyor. Teknik özelliklerine bakıldığında, menzilinin yapılandırmaya bağlı olarak 280 ila 500 kilometre arasında değiştiği, savaş başlığı ağırlığının ise 500 kilograma kadar çıkabildiği tahmin ediliyor.
Hrim-2’nin güdüm sisteminin, atalet navigasyonu ile uydu destekli yönlendirme (muhtemelen GPS) sistemlerini birleştirdiği ve bu sayede uzun mesafedeki hedefleri oldukça hassas şekilde vurabildiği öngörülüyor. Bu kabiliyet, sahada doğrudan etki yaratabilecek yüksek doğrulukta vuruşlara olanak tanıyor.

Füze, genellikle tekerlekli taşıyıcılar üzerine monte edilmiş mobil bir fırlatma sistemiyle konuşlandırılıyor. Bu yapı, hızlı mevzi değişimine ve gizlenmeye imkân tanırken, aynı zamanda düşman radarları ve keşif sistemlerine karşı daha düşük görünürlük sağlıyor. Bu da Hrim-2’yi savaş alanında tespit edilmesi zor ve etkili bir unsur haline getiriyor.
Hrim-2’nin teknik temelleri, Ukrayna’nın Sovyet döneminde geliştirdiği R-12 ve R-16 gibi erken dönem balistik füze projelerine kadar uzanıyor. Ancak bu yeni sistem, seleflerinin aksine nükleer silah taşıma amacıyla değil, konvansiyonel savaşta stratejik üstünlük sağlama hedefiyle geliştirildi.

Bugünkü versiyonu ile Hrim-2, Ukrayna ordusuna derin bölgelerdeki Rus askeri tesislerini, komuta karargâhlarını ve lojistik hatlarını doğrudan hedef alma olanağı sunuyor. Bu da savaşın gidişatında önemli bir caydırıcılık unsuru anlamına geliyor.
Bu projenin stratejik önemi yalnızca askeri kapasiteyle sınırlı değil. Aynı zamanda Ukrayna’nın Batı ülkelerinden aldığı askeri desteğe olan bağımlılığını azaltma hedefine de hizmet ediyor. Şubat 2022’de başlayan Rus işgalinden bu yana Kiev yönetimi, uzun menzilli hedefler için büyük ölçüde ABD yapımı ATACMS ve İngiltere-Fransa ortak yapımı Storm Shadow/SCALP seyir füzelerine bel bağlamıştı.
Hrim-2 gibi yerli üretim sistemler sayesinde Ukrayna, kritik operasyonlar için daha fazla otonomi kazanmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor. Bu da yalnızca teknik değil, siyasi ve stratejik anlamda da önemli bir eşik anlamına geliyor.
Kaynak: Espreso TV, Bulgarian Military, Defence Blog