İçindekiler
- Nuri Demirağ kimdir ?
- Nuri Demirağ’ın iş hayatı
- Nuri Demirağ’ın siyasi hayatı nasıl başladı?
- Türkiye’de ilk özel uçak fabrikasını kim kurdu?
- Nuri Demirağ’ın gerçekleştirdiği ilkler nelerdir?
- Demirağ soyadını nasıl aldı?
- Nuri Demirağ’ın açtığı havacılık okulunun adı nedir?
- Nu.D-40: Üretilemeden kaybolan savaş uçağı
- Nuri Demirağ’ın girişimcilik vizyonu neden dikkat çekiciydi?
Nuri Demirağ, gökyüzüne sevdası olan bir Cumhuriyet girişimcisiydi. Onun için havacılık, sadece bir sanayi yatırımı değil, Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durmasının bir simgesiydi. Uçak yapmanın hayalini kurdu, bunun için fabrikalar kurdu, pilotlar yetiştirdi. Türkiye’de ilk yerli uçağı üretme cesaretini gösteren isim oldu. Günümüz Türkçesi ile “Bir millet havacılıkta söz sahibi olmadan tam bağımsız olamaz” anlamına gelen sözü bu hususa verdiği önemi gözler önüne seriyor.
Nuri Demirağ kimdir ?
Nuri Demirağ, 1886 yılında Sivas’ın Divriği ilçesinde dünyaya geldi. Babası demiryollarında görev yapan bir memurdu. Ailesinin ekonomik durumu çok iyi olmamakla birlikte, Nuri Demirağ küçük yaşlardan itibaren azmi ve çalışkanlığıyla dikkat çekti. İlk ve orta öğrenimini Divriği’de tamamladıktan sonra İstanbul’a giderek eğitim hayatına devam etti. Tophane Sanat Okulu’ndan mezun olan Demirağ, burada mühendislik ve teknik konularda kendisini geliştirdi. Aynı zamanda matematik ve fen bilimlerine büyük ilgi duydu.

Nuri Demirağ’ın iş hayatı
Demirağ’ın iş hayatı, Osmanlı döneminde sigara kağıdı ithalatı yapan bir firmada çalışmasıyla başladı. Buradaki deneyimi onu kendi işini kurmaya teşvik etti. Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye’nin kalkınmasına katkı sağlamak isteyen Demirağ, demiryolu inşaatı alanına yöneldi.
Türkiye’nin demiryolu projelerine özel sektörün de dahil edilmesiyle Demirağ, ihalelere girerek kısa sürede başarı kazandı. Samsun-Sivas, Sivas-Erzurum ve Afyon-Dinar gibi önemli demiryolu hatlarının inşasında yer aldı. Toplamda yaklaşık 1250 kilometrelik demiryolu inşa ederek “Demiryollarının Babası” unvanını aldı. Bu başarısı, ona “Demiryollarının Babası” unvanını kazandırdı. İş hayatına atılması, Osmanlı İmparatorluğu döneminde sigara kağıdı ithalatı yapan bir firmada çalışmasıyla başladı. Burada edindiği tecrübeler ve gözlemleri sayesinde kendi işini kurma hayali kurdu. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türkiye’nin sanayileşmesine katkı sağlamak isteyen Demirağ, demiryolu inşaatları ile adını duyurdu. Kısa sürede ülkenin önemli müteahhitleri arasına girdi.

Nuri Demirağ’ın siyasi hayatı nasıl başladı?
Ekonomi ve sanayi alanında büyük başarılar elde eden Nuri Demirağ, Türkiye’nin kalkınması için sadece girişimcilik faaliyetleriyle yetinmedi. 1945 yılında Türkiye’nin çok partili hayata geçiş sürecindeki ilk muhalefet partisi olan Milli Kalkınma Partisi‘ni kurarak siyasete adım attı. Bu hamle, çok partili hayata geçiş sürecinde önemli bir dönüm noktası oldu. Daha sonra 1954 yılında Demokrat Parti’den Sivas milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yaptı.
Türkiye’de ilk özel uçak fabrikasını kim kurdu?
Türkiye’de ilk özel uçak fabrikasını kuran kişi Nuri Demirağ’dır. 1936 yılında İstanbul Beşiktaş’ta “Nuri Demirağ Uçak Atölyesi”ni kurarak Türkiye’nin ilk özel uçak üretimini başlattı. Sonrasında Yeşilköy’de Elmas Paşa Çiftliği’ni satın alarak yaklaşık 1500 dönümlük olduğu iddia edilen bir arazi üzerine test sahası, pist, hangar ve eğitim tesisleri inşa etti. Üretim Beşiktaş’ta, test ve eğitim faaliyetleri ise Yeşilköy’de gerçekleştiriliyordu.
Üretilen Uçaklar
- Nu.D-36 Eğitim Uçağı → 24 adet üretildi.
- Nu.D-38 Yolcu Uçağı → 6 kişilik, 12 adet üretildi.
Türk Hava Kurumu bu Nu. D-36 uçaklarından bazılarını envanterine aldı. Ancak devlet desteğinin yetersizliği ve çeşitli engeller nedeniyle üretilen uçakların tamamı envantere giremedi. Uçakların performansı ve dayanıklılığı yapılan test uçuşlarıyla kanıtlanmıştı.

Fabrikada ilk olarak Nu.D.36 eğitim uçağı ve ardından 6 kişilik yolcu uçağı olan Nu.D.38 modelleri üretildi. Nu.D.36 modeli eğitim ve gösteri uçuşları için tasarlanırken, Nu.D.38 modeli Türkiye’nin ilk yerli yolcu uçağı olarak tarihe geçti. Bu uçakların tasarımı ve üretimi tamamen Türk mühendis ve teknisyenlerinin emeğiyle gerçekleşti. Türkiye’nin ilk seri üretimi yapılabilen uçaklarıydılar. Bazı kaynaklara göre İspanya, İran ve Irak gibi ülkelerden sipariş talepleri geldi ancak ihracat izinleri verilmediği için bu satışlar gerçekleşmedi.
Nuri Demirağ’ın gerçekleştirdiği ilkler nelerdir?
Nuri Demirağ, Türkiye’nin sanayileşme ve modernleşme sürecinde birçok alanda çığır açmış ve tarihe adını yazdırmıştır. Hem sanayi hem de ulaşım altyapısında yaptığı yatırımlarla dönemin şartlarında olağanüstü işler başarmıştır. İnovatif fikirleri ve girişimci ruhuyla Türk sanayisinin öncülerinden biri olarak kabul edilen Demirağ, ülkesine pek çok alanda ilkleri kazandırmıştır.
Demirağ’ın gerçekleştirdiği ilkler ve önemli yatırımları şunlardır:
- Türkiye’nin ilk yerli özel uçak fabrikasını kurdu. 1936 yılında kurduğu bu fabrika, Türkiye’nin havacılık alanında dışa bağımlılığını azaltmayı amaçlıyordu. Fabrikada hem sivil hem askeri uçaklar üretiliyordu.
- Türkiye’nin ilk yerli paraşüt üretimini gerçekleştirdi. Bu dönemde askeri ve sivil kullanım için hayati öneme sahip olan paraşütlerin tamamı ithal ediliyordu. Demirağ, İstanbul’da açtığı atölyede ilk yerli paraşütleri üreterek bu alanda da bir ilki başardı.
- Türkiye’nin ilk sivil havacılık okulunu açtı. 1939 yılında kurduğu Gök Okulu, Türkiye’nin havacılık eğitiminde öncü bir rol oynadı. Burada pilot, teknisyen ve havacılık personeli yetiştirildi.
- Türkiye’nin ilk yerli yolcu uçağı olan Nu.D.38 modelini geliştirdi. Bu uçak 6 kişilikti ve tamamen Türk mühendisler tarafından tasarlanarak üretildi. Döneminin en modern teknolojilerine sahipti.

- Türkiye’nin çok partili dönem ilk özel muhalefet partisi olan Milli Kalkınma Partisi’ni kurdu. 1945 yılında kurulan parti, Türkiye’nin çok partili demokrasiye geçiş sürecinde önemli bir kilometre taşı oldu.
- Türkiye’nin farklı bölgelerine demiryolu götürerek altyapı yatırımlarına öncülük etti. Samsun-Sivas, Sivas-Erzurum ve Afyon-Dinar gibi stratejik hatların inşasında büyük pay sahibi oldu. Ankara’nın doğusuna ilk demiryolu yapımını gerçekleştirdi. Bu projeler sayesinde Anadolu’nun iç bölgelerine ulaşım kolaylaştı.
Bunların dışında Nuri Demirağ, 1922 yılında Türkiye’nin ilk yerli sigara kağıdını üreterek dışa bağımlılığı azaltmayı hedefledi. Bursa’da Sümerbank Merinos Fabrikası’nın inşasını üstlendi. Karabük’te Türkiye’nin ilk demir-çelik fabrikasını, İzmit’te selüloz fabrikasını, Sivas’ta çimento fabrikalarını ve İstanbul’daki Büyük Hal binasının da inşasını üstlendiği bilgileri bazı kaynaklarda yer almaktadır. Ayrıca İstanbul Boğazı’na özel köprü projesi ve Türkiye’nin ilk şehir ve köy planlarını da düşünsel düzeyde hazırlayan biri oldu. Ancak bu projeler hayata geçirilemedi.
Nuri Demirağ uçak fabrikası neden kapandı?
Nuri Demirağ’ın kurduğu uçak fabrikası, devlet desteğinin yetersizliği ve bürokratik engeller nedeniyle zor bir süreçten geçti. Türk Hava Kurumu’nun sipariş ettiği uçakları teslim almaması, fabrikayı finansal olarak zor duruma soktu. Ayrıca, yurt dışına uçak satışı için gereken izinlerin verilmemesi de fabrikanın faaliyetlerini sürdürememesine sebep oldu.

Fabrikanın kapanmasına kadar götürecek trajik olay
Fabrikanın en acı olaylarından biri ise, 1944 yılında Nu.D.38 uçağının test uçuşu sırasında yaşandı. Deneme uçuşunun iniş esnasında uçağın düşmesi sonucu, hem fabrikanın başmühendisi hem de pilot olan Selahattin Reşit Alan hayatını kaybetti.
Türk Hava Kurumu tarafından sipariş edilen 65 planör kısa sürede teslim edildikten sonra Nu. D-36 modelinden 24 eğitim uçağı tamamlanmış, deneme uçuşları İstanbul’da yapılmıştı. Yapılacak yeni bir test uçuşunda ise bu kaza gerçekleşti. Selahattin Alan’ın uçak ile birlikte, hayvanları pistten uzak tutmak için açılan hendeklerden birine düştüğü iddia edilse de kazanın tam olarak nasıl gerçekleştiği netlik kazanmadı.
İddialara göre uçaklar sözleşmelere uygun şekilde tasarlanıp üretilmişti ve bir hata görülmüyordu ancak THK siparişleri iptal etmek için bahaneler arıyordu.

Bu trajik olay, fabrikanın geleceğini olumsuz etkileyen unsurlardan biri oldu ve projelerin sekteye uğramasına neden oldu. Türk Hava Kurumu kaza sonrası verdiği siparişleri iptal etti. Demirağ mahkeme yoluna gitse de uzun süren sürecin ardından mahkemeden Demirağ aleyhine sonuç çıktı.
Öte yandan uçak ihracatını yasaklayan bir kanunun uçak ihracatının devlet eliyle değil de özel sektör eliyle yapılmasından duyulan rahatsızlıktan dolayı çıkarıldığı söylenir. Yeşilköy’deki arazinin çok düşük fiyatlara kamulaştırıldığı ve günümüzdeki Atatürk Havalimanı için kullanıldığı ileri sürülürken üretilen uçaklar ile parçaların hangarlarda çürüyüp hurdaya döndükleri de bazı kaynaklarda yer alıyor.
Tüm bu gelişmelerin sonucunda 1947-1948 yıllarında fabrika kapandı. Nuri Demirağ fabrikanın kapanmaması için İsmet İnönü’ye açık mektup dahi yazdı. Mektubundan bir kısım ise şöyledir;
“Hava kurumundan bidayette verilen ve arkası gelmeyen 65 plânör kuruma teslim edilmiş ve 10 mektep tayyaresi, uçuş melekesi az olan bir mühendisimin rızam hilafına tayyare ile Eskişehire giderken İnönünde yapılmakta olan törene iştirak etmek isteyerek, sahanın darlığı plânör tayyarelerin ve ziyaretçilerin çokluğu yüzünden meydanda yer bulunamamasından ekin tarlası içerisinde yere konuş esnasında bir metrelik çukuru göremeyerek mühendisin ölümile neticelenen bir kaza vukua gelmiş idi. Bunda tayyarenin kabahatı yoktur.”
Bir çok yola başvuran Demirağ bu konuda çok kırgın olarak bilinir. Fabrikanın kapanması, Türkiye’nin havacılık sanayii açısından ise büyük bir kayıp olarak tarihe geçti.
Demirağ soyadını nasıl aldı?
1934 yılında çıkarılan Soyadı Kanunu ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk, Nuri Demirağ’a “Demirağ” soyadını verdi. O güne kadar Mühürzade Mehmed Nuri Bey olarak anılan Müteahhit Nuri artık kardeşi ile beraber Demirağ soyadını aldı. Bunun sebebi ise onun Türkiye’nin demiryolu altyapısına yaptığı katkılardı. Nuri Bey bu katkıları tek başına da yapmamış inşaat yüksek mühendisi olan kardeşi Naci Bey’i işinde istifa ettirip yanına alarak kendi inşaat işlerine koyulmuştu.O dönemde yaklaşık 1250 kilometrelik demiryolu hattını inşa ettiren Demirağ, Türkiye’nin kalkınmasına yaptığı katkı nedeniyle bu anlamlı soyadıyla onurlandırıldı.

Nuri Demirağ’ın açtığı havacılık okulunun adı nedir?
Nuri Demirağ, 1939 yılında İstanbul Yeşilköy’de “Gök Okulu” adını verdiği sivil havacılık okulunu kurdu. Bu okul, Türkiye’nin ilk özel havacılık okulu olma özelliğine sahipti. Gök Okulu’nun kuruluş amacı, Türkiye’nin havacılık sektörüne nitelikli pilotlar ve teknik personel kazandırmaktı.
Gök Okulu’nda sadece pilotluk eğitimi değil, aynı zamanda uçak bakım, onarım, motor bilgisi ve havacılıkla ilgili çeşitli teknik dersler de veriliyordu. Eğitim programları Avrupa standartlarında hazırlanmış ve dönemin en modern ekipmanları ile desteklenmişti. Öğrencilere hem teorik hem de pratik anlamda kapsamlı bir eğitim sunuluyordu.

Demirağ’ın bu okulu açmasının bir diğer önemli nedeni ise Türkiye’nin havacılıkta dışa bağımlılığını azaltmak ve tamamen yerli imkanlarla pilot yetiştirmekti. Gök Okulu mezunları, Türk havacılığının gelişiminde önemli roller üstlendi. Okulda eğitim gören pek çok öğrenci, daha sonra Türk Hava Yolları ve askeri havacılık alanında görev aldı.
Ancak uçak fabrikasında yaşanan sorunlar ve devlet desteğinin kesilmesiyle birlikte Gök Okulu da zor günler geçirdi ve faaliyetlerine son vermek zorunda kaldı. Demirağ, 1939 yılında Yeşilköy’de “Gök Okulu” adını verdiği sivil havacılık okulunu kurdu. Bu okulda gençlere pilotluk ve havacılık eğitimi verilerek Türkiye’nin sivil ve askeri havacılığına önemli katkılar sağlandı. Gök Okulu, Türkiye’nin ilk özel havacılık okulu olma özelliğini taşıyordu.
Nu.D-40: Üretilemeden kaybolan savaş uçağı
Nuri Demirağ’ın projeleri arasında çok fazla bilinmeyen bir uçak daha vardı: Nu.D-40. Çift motorlu ve savaş uçağı olarak tasarlanan bu model, Türkiye’nin kendi avcı uçağını üretme hedefinin ilk adımlarından biriydi. Proje aşamasında rüzgar tüneli testlerinin Almanya’da yapıldığı ve bazı çizimlerin Alman firmalarına gösterildiği biliniyor.

Ancak uçak hiçbir zaman üretim aşamasına geçemedi. Fabrikanın yaşadığı ekonomik sıkıntılar, devlet desteğinin çekilmesi ve Demirağ’ın projelerinin önünün kesilmesi, Nu.D-40’ın sadece bir tasarım olarak kalmasına neden oldu.
İlginç olan bir başka detay ise, Nu.D-40 projesinden yıllar sonra Almanya’da üretilen Focke-Wulf Fw 189 ve Hollanda yapımı Fokker D.23 gibi uçakların, tasarım anlamında Nu.D-40’a oldukça benzer özellikler taşımasıydı.
Nuri Demirağ’ın girişimcilik vizyonu neden dikkat çekiciydi?
Nuri Demirağ, dönemin ekonomik ve teknolojik şartlarına rağmen cesur ve vizyoner bir girişimci olarak öne çıkıyordu. Onun girişimcilik anlayışı sadece ticari kazanç odaklı değildi; ülkenin kalkınmasına ve bağımsız bir ekonomi oluşturulmasına yönelikti. Risk almaktan korkmayan, yeni alanlara yatırım yapan ve Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmayı hedefleyen çalışmalarıyla adeta modern girişimcilik kavramının öncülerinden biri oldu.

Havacılık, demiryolu, sanayi, eğitim gibi farklı alanlarda yaptığı yatırımlar, onun çok yönlü bir girişimci olduğunu gösterir. O dönemde özel sektör yatırımları bu kadar gelişmiş değilken, Demirağ kendi servetini riske atarak Türkiye’nin geleceğine yatırım yaptı. Demirağ’ı Yerli üretimi teşvik eden projeleriyle sadece iş insanı değil, aynı zamanda vizyoner bir kalkınma lideri olarak da niteleyebiliriz.