İngiltere, Filistin devletini tanıma kararı aldı
Londra yönetimi, Filistin’i tanıyarak barış sürecine yeni bir yön çizmeyi amaçlıyor.

İngiltere Başbakan Yardımcısı David Lammy, Başbakan Keith Starmer’ın bugün kamuoyuna duyuracağı önemli kararla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Lammy, Filistin’in devlet olarak tanınmasının, yalnızca siyasi bir adım değil aynı zamanda Ortadoğu’daki barış sürecini koruma girişimi olduğunu vurguladı.

Sky News’e verdiği röportajda Lammy, İngiltere’nin bu kararının “tek başına bir çözüm olmayacağını” ancak iki devletli çözüm ihtimalini masada tutan hayati bir işaret taşıdığını belirtti. “Eğer mükemmel koşulların oluşmasını beklersek, barış için hiçbir zaman doğru zamanı bulamayız. Bu yüzden adım atmak zorundayız” dedi.
Lammy ayrıca, bu tanımanın yalnızca sembolik değil, aynı zamanda uluslararası hukuk ve diplomasi açısından da güçlü bir mesaj olduğunu vurguladı.
İsrail’in politikaları sürecin tıkanmasına yol açtı
Başbakan Yardımcısı Lammy, Starmer’ın Temmuz ayında yaptığı açıklamayı hatırlatarak, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını genişletmesi, Hamas ile kalıcı bir ateşkese yanaşmaması ve Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini hızlandırması nedeniyle durumun giderek daha da kötüleştiğini ifade etti.

Lammy’ye göre, İngiltere’nin aldığı bu karar, aslında İsrail’in attığı adımlar karşısında uluslararası toplumun sabrının tükendiğinin bir göstergesi. “Filistin halkının meşru haklarını tanımadan kalıcı barışın sağlanması mümkün değil” diyen Lammy, tanıma kararının aynı zamanda Filistinlilere moral ve siyasi destek niteliği taşıdığını söyledi.
Trump ile Starmer arasında görüş ayrılığı
Geçtiğimiz hafta Londra’ya resmi bir ziyaret gerçekleştiren ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere’nin Filistin’i tanıma kararına mesafeli yaklaşarak, bunun “barış sürecine zarar verebileceğini” dile getirdi. Ortak basın toplantısında Trump, bu konuda Starmer ile aynı fikirde olmadığını açıkça belirtti.

Buna karşın Başbakan Starmer, Washington yönetimiyle tam anlamıyla bir görüş ayrılığı yaşanmadığını savundu. “Başkan Trump ile farklı düşündüğümüz noktalar olabilir ancak bölgede barış ve güvenlik için net bir yol haritasına ihtiyaç olduğu konusunda hemfikiriz” dedi.
Diplomatik kulislerde, İngiltere’nin bu adımının Washington ile ilişkilerde kısa vadede gerginlik yaratabileceği ancak Londra’nın bağımsız dış politika çizgisini güçlendireceği yorumları yapılıyor. İngiltere bir süredir Gazze konusunda ABD politikalarına karşı sorgulayıcı bir tutum sergiliyor.
İngiltere’nin kararı BM Genel Kurulu’na taşınacak
İngiltere’nin Filistin’i tanıma kararı, yalnızca ikili ilişkilerde değil aynı zamanda küresel diplomasi arenasında da büyük yankı uyandıracak gibi görünüyor. Özellikle Avrupa’da Fransa, Belçika ve İspanya gibi ülkeler, Filistin’in devlet statüsünü tanıma konusunda adımlar atmıştı. İngiltere’nin bu kervana katılması, sürece ivme kazandırabilir.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 80’inci toplantısında, İngiltere’nin de Filistin devletini tanıyan ülkeler listesine resmen dâhil olması bekleniyor. Bu gelişme, Filistin yönetimine uluslararası alanda daha fazla meşruiyet kazandıracak. Ancak aynı zamanda İsrail’in diplomatik tepkilerini de sertleştirmesi ihtimal dâhilinde olacak.
Ortadoğu uzmanları, İngiltere’nin kararının bölgede hem siyasi dengeleri hem de barış müzakerelerinin geleceğini derinden etkileyeceği konusunda hemfikir. Londra yönetiminin attığı bu adımın, diğer kararsız devletleri de cesaretlendirebileceği belirtiliyor.
Henüz yorum yapılmamış.














