ABD, Venezuela’daki askeri hedefleri vurmaya hazırlanıyor

Miami Herald adlı sitenin özel haberinde yer alan iddialara göre Washington’un Maduro yönetimine karşı yeni bir aşamaya geçti.

Trump yönetiminin Venezuela’daki askeri tesislere yönelik hava saldırılarına başlama kararı aldığı ve operasyonların her an gerçekleşebileceği bildirildi.

Konuya yakın kaynaklar, ABD’nin Venezuela ordusu içerisindeki Cartel de los Soles (Güneşler Karteli) olarak bilinen uyuşturucu şebekesine karşı yürüttüğü kampanyanın “ikinci aşamasına” geçmeye hazırlandığını söyledi.

Kaynaklara göre ABD’nin hedefleri arasında, hava yoluyla vurulabilecek askeri üsler, radar istasyonları ve uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı lojistik merkezleri bulunuyor. Bu operasyonların amacı yalnızca kartelin altyapısını vurmak değil, aynı zamanda onun hiyerarşisini de başsız bırakmak olacak.

ABD’li yetkililer, Güneşler Karteli’nin her yıl Avrupa ve Amerika’ya yaklaşık 500 ton kokain ihraç ettiğini tahmin ediyor. Kaynaklardan biri, Nicolás Maduro’nun şahsen hedef alınıp alınmayacağı sorusuna yanıt vermekten kaçındı ancak şunu söyledi:

“Maduro’nun zamanı tükeniyor. Yakında kaçmak istese bile ülkeyi terk edemeyeceğini fark edecek. Dahası, artık onu yakalayıp teslim etmeye hazır birden fazla general var. Ölümden bahsetmek bir şeydir ama onu karşında görmek bambaşka.”

ABD, hedef listesini belirledi

The Wall Street Journal, Trump yönetiminin Venezuela’daki askeri tesisleri hedef olarak belirlediğini yazdı. Bu tesislerin, uyuşturucu kaçakçılığında kullanıldığı iddia ediliyor.

ABD’li yetkililer, Başkan’ın henüz nihai saldırı kararını vermediğini belirtse de olası bir hava operasyonunun Maduro rejimi ile uyuşturucu ağlarının kesiştiği noktalara odaklanacağı ifade edildi.

Washington yönetimi, Maduro’nun yakalanmasına yönelik bilgiyi sağlayanlara verilecek ödülü iki katına çıkararak 50 milyon dolara yükseltti. Böylece ABD’nin bugüne kadar bir kişiye biçtiği en yüksek para ödülü oldu.

Ayrıca İçişleri Bakanı Diosdado Cabello için 25 milyon dolarlık bir ödül belirlenmiş durumda. ABD’li yetkililer, Cabello’nun kartelin operasyonel liderliğini yürüttüğünü düşünüyor. Savunma Bakanı Vladimir Padrino López de ABD’de uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla aranan kilit isimlerden biri olarak gösteriliyor.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, 2024 Ağustos ayında yapılan açıklamada Maduro’nun Cartel de los Soles adlı örgütün başı olduğunu ve bu yapının Venezuela Silahlı Kuvvetleri içerisine yerleşmiş bir uyuşturucu imparatorluğu haline geldiğini söylemişti.

Bondi’ye göre Maduro, Venezuela’daki Tren de Aragua çetesi, Meksika’daki Sinaloa Karteli ve diğer uluslararası suç ağlarıyla birlikte çalışıyor.

Maduro, dünyanın en büyük uyuşturucu baronlarından biri ve ulusal güvenliğimiz için doğrudan bir tehdit diyen Bondi, ödül miktarının artırılmasının “Maduro üzerindeki çemberi daraltmak” amacıyla yapıldığını vurguladı.

Karayipler’de askeri yığınak devam ediyor

ABD ordusu, Venezuela açıklarındaki askeri varlığını son aylarda büyük ölçüde artırdı. Washington, bu askeri hareketliliği “uyuşturucu trafiğini engelleme” operasyonu olarak tanımlıyor.

Trump, Ocak 2025’te yeniden Beyaz Saray’a döner dönmez, bazı büyük uyuşturucu kartellerini terör örgütü olarak tanımlama emri verdi. Bunlar arasında Tren de Aragua ve Güneşler Karteli (Cartel de los Soles) de yer aldı.

Ağustos ayında ABD, Venezuela’nın kuzeyinde, Karayip Denizi’nin güneyinde büyük bir askeri yığınak oluşturdu. Burada oluşturulan Müşterek Görev Gücü (Joint Task Force), üç destroyer, bir amfibi deniz grubu ve yaklaşık 4.500 asker içeriyor.

Görev gücü; hava, denizaltı ve füze savunma kabiliyetine sahip destroyerlerin yanı sıra, P-8 keşif uçaklarıyla geniş çaplı gözetleme operasyonları yürütüyor. Ayrıca, Porto Riko’daki Ceiba Hava Üssü’ne konuşlandırılan 10 adet F-35B savaş uçağı ve Rafael Hernández Havalimanı’ndan kalkan MQ-9 Reaper insansız hava araçları da bölgede görev yapıyor.

ABD yetkililerine göre bu uçaklar, uyuşturucu laboratuvarlarını, gizli hava pistlerini, taşıma araçlarını ve gemileri yüksek hassasiyetle vurabilecek kapasitede.

Uçak gemisi Ford bölgeye gönderildi

24 Ekim’de Savunma Bakanı Pete Hegseth, USS Gerald R. Ford uçak gemisini ve ona bağlı savaş grubunu Karayip Denizi’ne gönderme emri verdi. Gruba, USS Normandy kruvazörü ile USS Thomas Hudner, USS Ramage, USS Carney ve USS Roosevelt muhripleri eşlik ediyor.

Toplamda 4 binden fazla personel ve yaklaşık 90 savaş uçağı taşıyan bu kuvvet, ABD’nin “nihai aşama” olarak tanımladığı operasyonun merkezinde yer alıyor.

Emekli Venezuelalı subaylara göre bu yığınak, hem Güneşler Karteli hem de Tren de Aragua örgütlerinin lider kadrosunu etkisiz hale getirmeyi hem de Venezuela içindeki sabit ve mobil hedefleri vurmayı amaçlıyor.

Şu ana kadar operasyonlar büyük ölçüde deniz üzerinde yürütüldü. Ancak ABD kuvvetleri son haftalarda Venezuela kıyılarına yakın bölgelerde hızlı botlara yönelik saldırılar düzenledi. Washington’a göre bu tekneler uyuşturucu yüklüydü; saldırılarda 61 kaçakçı öldürüldü.

Yetkililer, artık kartel üyelerinin deniz yolculuklarını azaltması nedeniyle, operasyonların karadaki hedeflere kaydırılacağını belirtiyor.

“Maduro rejimini devirmek mi amaçlanıyor?”

Bölgedeki bu yoğun askeri varlık, birçok analiste göre Maduro rejiminin devrilmesi yönünde bir hazırlığın işareti olarak değerlendiriliyor.

Washington, bu iddialara net yanıt vermese de Trump yönetimi kaynakları “uzun süreli bir işgal” niyetinde olmadıklarını söylüyor. Eski Venezuela Özel Temsilcisi Elliott Abrams, Miami Herald’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Trump’ın tarzı büyük çaplı işgaller değil; hedefe yönelik operasyonlardır. İranlı General Kasım Süleymani’ye yapılan suikast veya İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar buna örnek. Venezuela için de benzer bir yaklaşım öngörülüyor.”

Abrams, 1989’daki Panama işgaline atıfla, “O zaman bile 30.000 asker gerekmişti. Venezuela gibi büyük, askeri açıdan karmaşık bir ülke için bu çok daha büyük bir operasyon olurdu.” değerlendirmesinde bulundu.

Washington için operasyon ne anlam ifade ediyor?

Uzmanlar, bu gelişmelerin Trump yönetiminin Latin Amerika stratejisinde sert güç kullanımına dönüşü simgelediğini belirtiyor.

ABD, hem kokain trafiğini kesmeyi, hem de Maduro rejiminin askeri gelir kaynaklarını çökertmeyi hedefliyor. Ancak bu operasyonlar aynı zamanda bölgesel güvenliği ve Venezuela halkının geleceğini doğrudan etkileme potansiyeline sahip.

Diplomatik çevrelerde ise, böylesine geniş kapsamlı bir askeri hazırlığın sadece “uyuşturucu operasyonu” olarak kalmayabileceği ve rejim değişikliğine zemin hazırlayabileceği görüşü giderek güç kazanıyor.