Rusya – Ukrayna savaşı tüm hızıyla devam ederken, çatışma ortamında Baykar tarafından üretilen Bayraktar TB2 İHA dikkat çeken bir operasyona imza atmaya devam ediyor.
Bilindiği gibi savaşın ilk aylarında TB2’ler, özellikle Rus konvoyları, hava savunma sistemleri ve zırhlı birlikler üzerinde etkili vuruşlar gerçekleştirildi. Sosyal medyada yayılan görüntüler, TB2’nin hem moral hem de stratejik üstünlük sağladığını gösterdi.

Savaşın ilerleyen aylarında TB2’lerin etkisini azaltmak için Rusya’nın güçlü elektronik harp (EH) sistemlerini yoğun olarak devreye soktuğu iddia ediliyordu. Oysa kara savaşlarında kamikaze İHA ve dolanan mühimmatların tercih edilmesi ve bu yönde yatırımların artması sebebiyle, TB2’lerin daha çok keşif ve deniz operasyonları için sevk edildiği açıktı.
Nihai tercih değişikliğine uygun olarak ise 24 Haziran 2025’te Ukrayna donanması, bir Bayraktar TB2 kullanarak Herson bölgesinde hareket halindeki bir Rus çıkarma gemisini imha etti.
Operasyon, Ukrayna Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Oleksii Neizhpapa tarafından paylaşılan görüntülerle doğrulandı. Bu saldırı, sahada uzun süredir görünmediği iddia edilen TB2’lerin Ukrayna tarafından aktif şekilde kullanıldığını ortaya koydu.
TB2’nin adım adım geri dönüşü
2022 yılındaki saha etkinliğinin akabinde Ukrayna, 2023 ve 2024 yıllarında, TB2’leri doğrudan saldırı görevlerinden çok daha dikkatli bir şekilde, yüksek riskli bölgelere girmeden, uzaktan gözlem ve hedef tespiti için kullanmaya başladı.
Bu kullanımlara örnek olarak, Ukrayna’nın 2023 yazındaki karşı taarruzu gösterilebilir. Bu dönemde TB2’ler, doğrudan saldırı yerine daha çok yüksek irtifadan keşif ve hedef tespiti görevlerinde kullanıldı. Özellikle Zaporijya yönünde ilerleyen Ukrayna birlikleri için topçu atışlarının koordine edilmesi amacıyla TB2’lerin kullanıldığı bildirildi.

Aynı yılın sonunda Kırım’a yönelik küçük çaplı deniz sızmaları ve sabotaj operasyonları gerçekleştirmeye başladı. Bu tip operasyonlarda TB2’lerin, karadan veya denizden yaklaşan birliklerin güzergâhlarını gözlemlemek, düşman hareketlerini takip etmek ve Rus kıyı savunma sistemlerini analiz etmek için kullanıldığı iddia edildi. 2024 yılı boyunca Ukrayna – Belarus sınırındaki hareketlilikleri gözetlediğine dair haberler ortaya çıktı.
Bilindiği gibi Bayraktar TB2, Baykar tarafından geliştirilen, orta irtifa–uzun havada kalış (MALE) sınıfında yer alan bir İHA’dır. Tam otonom uçuş kontrol sistemi, elektro-optik/kızılötesi (EO/IR) kamera donanımı ve gerçek zamanlı veri aktarımı gibi özelliklere sahip TB2, 4 adede kadar MAM serisi mühimmat taşıyabiliyor. Roketsan tarafından geliştirilen MAM-L mühimmatı ise yarı aktif lazer güdüm sistemiyle yüksek hassasiyetli hedefleme sağlıyor.
MAM-L ile deniz hedeflerine nokta vuruşu: Operasyonel fark yaratıyor
Roketsan tarafından geliştirilen MAM-L mühimmatı, düşük ikincil hasar riski ile küçük ve hareketli hedeflere karşı etkinlik sağlıyor. Herson’daki saldırıda kullanılan MAM-L, Rusya’nın Karadeniz Filosuna ait olabilecek çıkarma gemisini vurmayı başardı.

Bu tür gemiler, Rusya’nın amfibi operasyonları için kritik öneme sahiptir. TB2’nin böyle bir hedefi imha edebilmesi, dolanan mühimmatlar ya da İHA’lardan farklı olarak sürekli gözetleme ve hedef takibi yapabilen sistemlerin önemini artırıyor.
Bayraktar TB2, Ukrayna’nın savunma doktrinindeki yerini koruyor
Türk yapımı bir sistemin, Rusya’ya karşı Ukrayna tarafından başarıyla kullanılması, Kiev’in NATO uyumlu savunma stratejilerini yansıtırken Türkiye’nin bölgesel etkisini de gösteriyor.

Ankara’nın hem Moskova hem Kiev ile diplomatik ilişkileri sürerken, Baykar’ın Ukrayna ile ortak üretim planları ve TB3 ile Kızılelma gibi ileri seviye projelerde iş birliği, bu savunma ortaklığının derinleştiğini gösteriyor.
Herson’daki TB2 saldırısı, orta sınıf insansız hava araçlarının savaş alanındaki rolünü bir kez daha gözler önüne serdi. Hareketli bir deniz hedefine karşı hassas saldırı yapabilme kabiliyeti, Ukrayna’nın hem taktik hem doktrin düzeyinde dönüşüm yaşadığını gösteriyor.
TB2’nin yeniden ortaya çıkışı ise yalnızca teknik değil, aynı zamanda jeopolitik ve stratejik bir mesaj niteliği taşıyor.
Kaynak: Army Recognition, AA, Mepa News, Euromaidan Press