TSK, yapay zeka ve ileri teknolojiyle dönüşümünü hızlandırıyor
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapay zeka, siber uzay ve ileri teknolojiler temelinde yerli ve milli çözümlerle kapsamlı bir dönüşüm sürecinden geçtiğini açıkladı.
Değişen savaş konsepti ve çok boyutlu tehdit ortamı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde teknoloji odaklı bir yeniden yapılanmayı beraberinde getiriyor.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin savaşın değişen doğasına uyum sağlamak amacıyla yapay zeka, siber uzay ve ileri teknoloji alanlarında kapsamlı bir dönüşüm süreci yürüttüğünü belirtti. Güler, bu sürecin merkezinde yerli ve milli çözümlerle kabiliyetlerin sürekli geliştirilmesinin yer aldığını vurguladı.

Günümüz güvenlik ortamının yalnızca kara, deniz ve hava ile sınırlı olmadığını ifade eden Güler, uzay ve siber uzayın da yeni harekat alanları olarak öne çıktığını söyledi. Bu çerçevede TSK’nın yapay zeka destekli komuta-kontrol sistemleri, siber savunma ve siber harekat yetenekleri, otonom sistemler ve büyük veri analizine dayalı karar destek altyapıları üzerinde yoğunlaştığını dile getirdi.
Teknolojik dönüşümle hedeflenenin, ileri teknolojiyi sahaya başarıyla entegre eden, çok boyutlu tehditlere karşı daha hızlı ve etkili reaksiyon gösterebilen bir Türk Silahlı Kuvvetleri yapısı oluşturmak olduğunu kaydeden Güler, sürecin yalnızca bugünü değil geleceğin harp ortamını da kapsadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde savunma sanayinde tam bağımsızlık hedefi doğrultusunda önemli bir atılım gerçekleştirildiğini ifade eden Güler, Türkiye’nin artık değişimi sadece izleyen değil, hızlı uyum sağlayan ve yön veren bir aktör olmak zorunda olduğuna dikkat çekti.

Bu vizyonun somut karşılığının KAAN, ALTAY, KIZILELMA, GÖKTÜRK, ANKA, SİPER, SUNGUR, KORKUT, MİLGEM ve MİLDEN projeleri olduğunu belirten Güler, bu yaklaşımın esasen “Türkiye Yüzyılı” hedefinin askeri ve teknolojik ayağını oluşturduğunu söyledi. Türkiye’nin köklü tarihi, stratejik coğrafyası, genç nüfusu ve güçlü altyapısının; etkin, caydırıcı ve saygın ordunun en önemli dayanakları olduğunu vurguladı.

Bakan Güler, Türkiye’nin artık insansız kara, deniz ve hava araçlarından füze sistemlerine, hava savunma çözümlerinden elektronik harp sistemlerine kadar geniş bir yelpazede kendi silahlarını tasarlayıp üretebilen bir ülke konumuna geldiğini ifade etti. Bu sistemlerin Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Körfez ülkelerine kadar 60’tan fazla ülkeye ihraç edildiğini belirten Güler, Türk savunma sanayinin uluslararası pazarda teknoloji ve kaliteyle öne çıktığını söyledi.

Son dönemde imzalanan uluslararası anlaşmaların bu gelişimi somut biçimde ortaya koyduğunu dile getiren Güler, İspanya ile HÜRJET, Endonezya ile Milli Muharip Uçak KAAN projelerine yönelik iş birliklerini, ayrıca Açık Deniz Karakol Gemisi AKHİSAR’ın Romanya’ya satışını örnek gösterdi. Seri üretime geçen ALTAY tankının da bu dönüşümün önemli bir kilometre taşı olduğunu belirtti.

Bakan Güler, Bayraktar KIZILELMA’nın ASELSAN üretimi MURAD AESA radarı ve TÜBİTAK-SAGE tarafından geliştirilen GÖKDOĞAN füzesiyle gerçekleştirdiği başarılı atışın, dünyada bir ilke imza attığını ve küresel ölçekte büyük yankı uyandırdığını hatırlattı. KAAN, HÜRJET ve KIZILELMA projelerine dost ve müttefik ülkelerden yoğun ilgi geldiğini de sözlerine ekledi.

Açıklamalarında askeri fabrikalar ve tersanelerde yürütülen faaliyetlere de değinen Güler, modernizasyon, bakım ve onarım çalışmalarının yerli ve milli imkanlarla sürdürüldüğünü, milli savaş gemileri ve denizaltılarının tasarlanıp inşa edildiğini ve su üstü ile su altı platformlarının etkin şekilde desteklendiğini belirtti.
Henüz yorum yapılmamış.












