Polonya, ABD’den 19 adet M1A2 SEPv3 tankı daha teslim aldı

ABD’nin tedariki sayesinde Polonya, ABD'den aldığı yeni tanklarla Avrupa’nın en büyük ve en modern zırhlı kuvveti haline geliyor.

Bu dönüşüm, yalnızca bir modernizasyon değil, aynı zamanda NATO’nun doğu cephesine yönelik uzun vadeli bir caydırıcılık stratejisinin parçası olarak görülüyor.

Polonya Savunma Bakanlığı Devlet Sekreteri Paweł Bejda’nın 9 Mayıs 2025’te kamuoyuyla paylaştığı bilgilere göre, ABD’den sipariş edilen 250 adet M1A2 SEPv3 Abrams tankının bir parçası olan 19 adetlik yeni teslimat Polonya’ya ulaştı. Böylece Ocak ayında yapılan ilk 28 tanklık sevkiyattan sonra toplam teslim edilen tank sayısı 47’ye ulaştı.

Bu sevkiyat, Nisan 2022’de imzalanan 4,75 milyar dolar tutarındaki büyük ölçekli Yabancı Askerî Satış (FMS) anlaşmasının bir ayağını oluşturuyor. Anlaşma yalnızca tankları değil, aynı zamanda çok sayıda destek sistemini de kapsıyor.

Bunlar arasında:

• 26 adet M88A2 HERCULES zırhlı kurtarma aracı
• 17 adet M1110 Joint Assault Bridge (Saldırı Köprüsü)
• Geniş kapsamlı lojistik destek paketi
• Uzun vadeli yedek parça temini
• Tank personeli ve bakım ekipleri için eğitim programları

bulunuyor. Bu kapsamlı paket, Polonya’nın sadece tank alımı değil, aynı zamanda Abrams sistemlerinin uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlayacak teknik ve lojistik altyapıyı da kapsayacak şekilde yapılandırıldı.

Toplamda 366 adet Abrams tankı, 180 adet Güney Kore üretimi K2 Black Panther ve 231 adet Alman yapımı Leopard 2 tankıyla yepyeni bir tank gücüne kavuştu.

Tanklar, Polonya’daki özel merkezde NATO standartlarına uygun hale getiriliyor

Yeni teslim edilen M1A2 SEPv3 tankları, doğrudan birliklere aktarılmadan önce, Poznan kentindeki Wojskowe Zakłady Motoryzacyjne (WZM S.A.) tesislerinde kapsamlı bir hazırlık ve yenileme sürecinden geçiyor.

Bu tesiste yer alan Abrams Bölgesel Yeterlilik Merkezi (Regional Competence Center), Avrupa genelindeki Abrams tanklarının bakım, onarım ve modernizasyon faaliyetlerinde uzmanlaşmış bir merkez haline geldi. Merkez, aynı zamanda ilerleyen yıllarda Abrams tanklarının yedek parça temininden modernizasyona kadar her alanda Polonya’ya stratejik özerklik kazandıracak.

M1A2 SEPv3: Abrams ailesinin zirvesi

M1A2 SEPv3, Abrams tanklarının en ileri modeli olarak, modern savaş ortamına tam uyum sağlayacak şekilde geliştirilmiş bulunuyor.

Önceki modellerde yer almayan ya da sınırlı olan birçok teknolojik yenilik bu sürümle birlikte entegre edilmiş durumda:

• Geliştirilmiş reaktif ve kompozit zırh koruması, hem kinetik delici mühimmatlara hem de RPG, EFP gibi kimyasal enerjili tehditlere karşı üstün koruma sağlıyor.
• Yeni nesil elektrik üretim ünitesi, tankın dijital sistemlerine ve yeni silah sistemlerine enerji sağlamak için modernize edildi.
• Ammunition Data Link (ADL) adı verilen mühimmat veri bağlantısı sayesinde, hava patlamalı (airburst) mühimmatlar dâhil olmak üzere yeni nesil akıllı mühimmatlar kullanılabiliyor.
• Yeni nesil muharebe yönetim sistemi (BMS), tank komutanına gerçek zamanlı taktiksel harita, hedef takibi ve birlik içi koordinasyon imkânı sunuyor.
• NATO ile tam uyumlu iletişim sistemleri, farklı ülke ordularıyla müşterek operasyonlara hazır hale getirilmiş durumda.

Bu teknolojik gelişmeler, M1A2 SEPv3’ü yalnızca ateş gücü yüksek bir platform değil, aynı zamanda modern ağ merkezli savaş (network-centric warfare) ortamında etkin bir unsur haline getiriyor.

Polonya’nın ABD ile askeri entegrasyonunun derinleşen boyutu

Polonya, sadece SEPv3 versiyonuyla sınırlı kalmadı. Ocak 2023’te, ABD ile 1,4 milyar dolar tutarında ek bir anlaşma yaparak 116 adet M1A1 FEP (Firepower Enhancement Package) modernizasyonlu Abrams tankı daha satın aldı. Bu tanklar 2024 ortasında tamamen teslim edilerek aktif birliklerde göreve başladı.

FEP versiyonu, eski M1A1 şasileri üzerine kurulmuş, geliştirilmiş termal görüş sistemleri ve dijital atış kontrol sistemleriyle modernize edilmiş modellerden oluşuyor. Bu modeller, SEPv3 kadar gelişmiş olmasa da, hâlen yüksek seviyede ateş gücü ve operasyonel esnekliğe sahip.

Bu iki alım birlikte değerlendirildiğinde Polonya’nın toplam Abrams tankı sayısı 366’ya ulaşacak. Bu sayı, yalnızca Orta Avrupa değil, Avrupa genelinde hiçbir NATO üyesinin sahip olmadığı bir Abrams filosu anlamına geliyor.

Güney Kore ve Almanya ile stratejik çeşitlilik

Polonya’nın zırhlı dönüşümü sadece ABD ile sınırlı değildir. Güney Kore ile yapılan stratejik iş birliği çerçevesinde 180 adet K2 Black Panther tankının tedariki de sürüyor.

Aralık 2022’de başlayan teslimatların 2024 sonuna kadar 84 adedi tamamlandı. Uzun vadeli hedef, K2PL programı kapsamında bu tankların Polonya’da lisanslı üretimi ile 1000 adede ulaşmak. K2 tankları, modüler zırh yapısı, aktif koruma sistemleri (APS) ve ileri düzey otomatik hedef takip sistemleri ile ön plana çıkıyor.

Ancak son çıkan haberlere göre, Polonya’nın Güney Kore’den alacağı tankların gün geçtikçe artan maliyeti, Polonya ekonomisini zorlamaya başladı.

Buna ek olarak, Polonya’nın hâlihazırda 105 adet Leopard 2A5 ve 126 adet Leopard 2A4 tankı bulunuyor. Leopard 2A4’lerin çoğu, Polonya-Almanya iş birliğiyle Leopard 2PL standardına yükseltiliyor. Bu modernizasyon, Rheinmetall tarafından sağlanan yeni zırh modülleri, dijital atış kontrol sistemi ve gelişmiş mürettebat koruma sistemlerini içeriyor.

Toplam 777 adet modern tank: Avrupa’da benzeri olmayan bir zırhlı güç

Şu anda Polonya Kara Kuvvetleri'nin envanterinde veya sipariş listesinde bulunan tanklar:

• 250 adet M1A2 SEPv3 Abrams
• 116 adet M1A1 FEP Abrams
• 180 adet K2 Black Panther
• 105 adet Leopard 2A5
• 126 adet Leopard 2A4 (çoğu Leopard 2PL seviyesine yükseltiliyor)

Böylece toplamda 777 adet modern ana muharebe tankı Polonya ordusunun kullanımına sunulmuş olacak. Bu sayı, hem tank miktarı hem de model çeşitliliği açısından Avrupa kıtasında eşsiz bir pozisyon kazandırıyor. Almanya, Fransa, Birleşik Krallık ve İtalya gibi NATO üyeleri dahi bu seviyeye ulaşabilmiş değildir.

Stratejik sonuç: Doğu Avrupa’da caydırıcılığın kalbi artık Polonya

Polonya’nın bu kapsamlı zırhlı yeniden yapılanması, Ukrayna savaşının ardından Doğu Avrupa’da değişen güvenlik dengeleriyle doğrudan bağlantılı olacak.

NATO'nun doğu sınırının güvenliğini sağlamak ve Rusya'nın potansiyel tehditlerine karşı caydırıcılığı artırmak isteyen Varşova, savunma bütçesinin önemli bir kısmını modern zırhlı birliklere yönlendirdi.

Bu sayede, Polonya yalnızca kendisini değil, Baltık ülkeleri, Slovakya, Romanya ve hatta Ukrayna gibi müttefiklerinin güvenliğine de katkı sağlayan, çok uluslu NATO savunmasının kritik bir ayağı haline geliyor.

Abrams, Leopard ve K2 gibi farklı ülkelerin tanklarını birlikte kullanan Polonya ordusu, aynı zamanda gelecekte müşterek harekât kabiliyetlerinin geliştirilmesi için bir test alanı niteliği de taşıyor.