Orta Doğu ülkeleri ve haritası
Orta Doğu nedir, sınırları nasıl belirlendi, hangi ülkeleri kapsar? Bölgenin siyasi, kültürel ve tarihsel özellikleri bu yazımızda.

Orta Doğu ülkeleri, hem coğrafi konumları hem de kültürel ve politik özellikleriyle çeşitli şekillerde tanımlanır. Tarih boyunca medeniyetlerin beşiği olan bu bölge, dini ve etnik çeşitliliği, enerji kaynakları ve stratejik konumuyla dünya siyasetinin merkezinde yer alır. Orta Doğu'nun sınırları ise tarihsel olaylar, sömürgeci müdahaleler ve modern devlet inşası süreçleriyle şekillenmiş, bu da bölgenin tanımını zamanla değişken hale getirmiştir.
Orta Doğu nedir?
"Orta Doğu" terimi, Batı merkezli bir bakış açısıyla, Avrupa'nın doğusunda ve Uzak Doğu'nun batısında kalan bölgeyi ifade eder. Bu tanım, yalnızca coğrafi bir yönü değil, aynı zamanda politik, kültürel ve tarihsel bir çerçeveyi de kapsar. Politik açıdan, bölge dünya enerji kaynaklarının merkezinde yer alması ve jeopolitik gerilimlerin odağında bulunması nedeniyle küresel stratejilerin ayrılmaz bir parçasıdır. Kültürel olarak, İslam medeniyetinin doğuş yeri olan bu coğrafya, dinî, dilsel ve geleneksel çeşitliliğiyle dikkat çeker. Tarihsel açıdan ise Orta Doğu, Sümerlerden Osmanlı'ya, Haçlı Seferleri'nden modern ulus-devletlerin doğuşuna kadar pek çok medeniyetin ve tarihsel olayın beşiği olmuştur.
Orta Doğu kelimesinin etimolojisi
"Orta Doğu" terimi (İngilizcesi: Middle East), ilk kez 19. yüzyılın sonlarında İngiliz stratejist Alfred Thayer Mahan tarafından Osmanlı İmparatorluğu ile Hindistan arasındaki stratejik alanı tanımlamak için kullanılmıştır. Mahan, bu bölgeyi özellikle Britanya İmparatorluğu'nun deniz yolları üzerindeki güvenliğini sağlamak amacıyla tanımlamıştır.
20. yüzyılın başlarında, bu terim Batılı jeopolitik literatürde yaygınlaşarak daha geniş bir alanı kapsayacak şekilde kullanılmaya başlandı. II. Dünya Savaşı sonrasında ise "Orta Doğu", Batı'nın Sovyetler Birliği karşısındaki stratejik çıkarlarını koruma çerçevesinde Amerikan dış politikasının temel kavramlarından biri hâline geldi.
Etimolojik olarak "Middle East" ifadesi, Avrupa merkezli bir harita anlayışına göre, Hindistan'ın batısında kalan bölgeleri tanımlamak için "Near East" (Yakın Doğu) ve "Far East" (Uzak Doğu) arasında bir coğrafi konum belirlemek amacıyla ortaya çıkmıştır. Bu nedenle kavram, yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda kolonyal ve jeopolitik bir bakışı da yansıtır.
Orta Doğu ülkeleri neye göre tanımlanır?
Orta Doğu ülkeleri, yalnızca coğrafi konumlarına göre değil, aynı zamanda tarihsel mirasları, kültürel yapıları, politik birliktelikleri ve ekonomik özelliklerine göre de tanımlanır. Bu tanım, zaman içinde değişiklik gösterebilmekte ve farklı kurum ya da analiz çerçevelerine göre yeniden şekillenebilmektedir.
Genel olarak, Orta Doğu ülkeleri şu temel kriterler üzerinden sınıflandırılır:
- Coğrafi konum: Üç kıtanın kesişim noktasında yer alan bu bölge, Doğu Akdeniz'den Basra Körfezi'ne, Anadolu'dan Arap Yarımadası'na kadar uzanan geniş bir alanı kapsar.
- Tarihsel bağlam: Orta Doğu, insanlık tarihinin en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Sümerler, Babilliler, Antik Mısırlılar, Persler, Bizans ve Osmanlı gibi pek çok uygarlık bu topraklarda gelişmiştir. Bu tarihi katmanlar, günümüzdeki siyasi ve toplumsal yapıların şekillenmesinde temel rol oynamıştır.
- Kültürel yapılar: Ortak dinî değerler (özellikle İslam), dil grupları (Arapça, Farsça, Türkçe, İbranice) ve geleneksel yaşam tarzları, Orta Doğu ülkelerini kültürel olarak bir arada tutan unsurlar arasında yer alır.
- Siyasi kriterler: Arap Ligi, Körfez İşbirliği Konseyi ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi yapılar, bölgedeki devletlerin politik iş birliklerini tanımlar. Bu tür oluşumlar, bölgesel dayanışmayı artırmakla birlikte, siyasi ayrışmaları da gözler önüne serer.
- Ekonomik özellikler: Özellikle enerji kaynakları açısından zengin olan bölge, küresel ekonomide stratejik öneme sahiptir. Petrol ve doğalgaz rezervleri, hem bölgesel refah hem de çatışmaların temel kaynağı olabilmektedir.
Bu bileşenler doğrultusunda Orta Doğu ülkeleri, zaman zaman farklı haritalarda ya da siyasi analizlerde farklı şekillerde listelenebilir. Bu nedenle "Orta Doğu" sabit ve evrensel bir tanımdan ziyade, dinamik ve çok boyutlu bir bölgesel kavramdır.
Siyasi kullanımına yönelik eleştiriler ve alternatifler
"Orta Doğu" terimi, sıklıkla Batı merkezli ve sömürgeci bir perspektifin ürünü olarak eleştirilir. Bu eleştiriler, kavramın Avrupa dışındaki bölgeleri kendi merkezine göre adlandırması ve bölgedeki toplulukların kendi kimliklerini yansıtmaması nedeniyle yükselmektedir. Özellikle Arap ve İslam dünyasında bu terim, dayatmacı bir coğrafi bakışın simgesi olarak görülmektedir.
Bu çerçevede bazı alternatif kavramlar önerilmiştir:
- Batı Asya: Coğrafi olarak daha tarafsız ve bölgenin konumunu daha doğru yansıtan bir ifadedir.
- Güneybatı Asya: Özellikle jeolojik ve jeopolitik analizlerde tercih edilen teknik bir terimdir.
- Arap-İslam Dünyası: Kültürel ve dinî ortaklık temelinde yapılan sınıflandırmalar bu terimi öne çıkarır, ancak bölgedeki gayrimüslim ve Arap olmayan unsurları dışlayabilir.
Zamanla Orta Doğu terimi, sadece stratejik değil; aynı zamanda dini, etnik, kültürel ve siyasi anlamlar da içeren çok katmanlı ve dinamik bir tanım haline gelmiştir. Ancak bu kavrama yönelik eleştiriler, bölgenin kendi iç çeşitliliğini ve öz tanımlama hakkını ön plana çıkarma açısından önem taşımaktadır.
Orta Doğu ülkeleri hangileridir?
Orta Doğu ülkeleri haritası
Orta Doğu ülkeleri genellikle birbirine kara sınırıyla bağlıdır. Örneğin Türkiye, Suriye, Irak ve İran ile komşudur. Suriye; Irak, Ürdün, Lübnan ve İsrail’e komşudur. İsrail’in komşuları ise Mısır, Ürdün, Lübnan ve Suriye’dir. Irak; Türkiye, İran, Suriye, Ürdün, Kuveyt ve Suudi Arabistan’la sınır komşusudur. Körfez’deki ülkeler de (Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, BAE, Bahreyn ve Umman) birbirine çok yakındır. Bu yakınlık, bölgesel sorunların ülkeler arasında kolayca yayılmasına zemin hazırlar.

Orta Doğu Ülkeleri (Yaygın sınıflandırma)
- Türkiye
- İran
- Irak
- Suriye
- Lübnan
- Ürdün
- İsrail
- Filistin (devlet statüsü tartışmalıdır; ancak çoğu tanımda Orta Doğu bölgesindedir)
- Suudi Arabistan
- Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
- Katar
- Kuveyt
- Bahreyn
- Umman
- Yemen
- Mısır (coğrafi olarak Kuzey Afrika’da yer alsa da siyasi ve tarihsel bağlamda çoğunlukla Orta Doğu sayılır)
Aşağıdaki tablo, Orta Doğuülkelerinin yönetim biçimleri, dinî yapıları, resmî dilleri, ve öne çıkan politik veya kültürel özelliklerini karşılaştırmalı şekilde sunar:
| Ülke | Yönetim Biçimi | Dinî Yapı | Resmî Dil(ler) | Öne Çıkan Özellikler |
|---|---|---|---|---|
| Suudi Arabistan | Mutlak monarşi | Sünni Müslüman (Vahhabi) | Arapça | İslam'ın doğuş yeri, kutsal şehirler |
| BAE | Federal monarşi | Sünni çoğunluk, yabancı nüfus yoğun | Arapça, İngilizce(Resmi değil yaygın) | Modernleşme ve geleneksel yapı birleşimi |
| Katar | Monarşi | Sünni çoğunluk, Şii azınlık | Arapça | Al Jazeera, enerji diplomasisi |
| Kuveyt | Anayasal monarşi | Sünni ve Şii Müslümanlar | Arapça | Petrol zenginliği |
| Bahreyn | Monarşi | Şii çoğunluk, Sünni yönetici elit | Arapça | İran etkisiyle sentez kültür |
| Umman | Monarşi | İbadi Müslüman çoğunluk | Arapça | Tarafsızlık, arabuluculuk |
| Yemen | İç savaş, fiili bölünmüşlük | Sünni ve Zeydî Şii Müslümanlar | Arapça | İnsani kriz, siyasi karmaşa |
| Ürdün | Anayasal monarşi | Sünni Müslüman | Arapça | Mülteci politikası, Batı ile uyum |
| Lübnan | Mezhepsel demokrasi | Maruni, Şii, Sünni, Dürzî | Arapça, Fransızca | Mezhepsel bölünmeler, Hizbullah etkisi |
| Suriye | Başkanlık sistemi | Sünni çoğunluk, Alevi elit | Arapça | İç savaş sonrası parçalanmış yapı |
| Irak | Federal parlamenter sistem | Şii çoğunluk, Sünni ve Kürt azınlıklar | Arapça, Kürtçe | Mezhepsel ve etnik gerilimler |
| Filistin | Ayrı yönetimler (GAZ/BŞ) | Sünni Müslüman çoğunluk, Hristiyan azınlık | Arapça | İsrail işgali, siyasi bölünmüşlük |
| Mısır | Cumhuriyet | Sünni Müslüman, Kıpti Hristiyan azınlık | Arapça | Kültürel liderlik, Arap dünyasında etkin |
| İran | Teokratik cumhuriyet | Şii Müslüman çoğunluk | Farsça | Bölgesel güç, devrimci İslam anlayışı |
| İsrail | Parlamenter demokrasi | Yahudi çoğunluk, Müslüman ve Hristiyan az. | İbranice, Arapça | Filistin çatışması, Batı ile yakınlık |
| Türkiye | Cumhuriyet | Sünni çoğunluk, Alevi ve gayrimüslim az. | Türkçe | Stratejik geçiş, Doğu-Batı köprüsü |
| Kıbrıs (bazen dahil) | İki ayrı yönetim | Hristiyan ve Müslüman | Yunanca, Türkçe | Tanınma sorunu, Doğu Akdeniz gerilimleri |
Orta Doğu sınırları nasıl çizildi?
Orta Doğu’daki sınırlar, büyük ölçüde 20. yüzyılın başında Avrupa sömürgeci güçleri tarafından siyasi ve stratejik kaygılarla çizilmiştir. Bu sınırların oluşum süreci, bölgedeki etnik, dini ve mezhepsel yapılar dikkate alınmadan yürütülmüştür. Bunun sonucunda pek çok ülke, içinde ciddi azınlık grupları barındıran, homojen olmayan yapılarla şekillenmiştir.
Sykes-Picot Anlaşması ve etkisi
Birinci Dünya Savaşı sırasında 1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Anlaşması, Britanya ve Fransa arasında Osmanlı topraklarının nasıl paylaşılacağını belirlemiştir. Bu gizli anlaşma, Orta Doğu’nun günümüzdeki sınırlarının temelini atmış; özellikle Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin gibi bölgelerin kontrolünü belirleyen ilk adımlardan biri olmuştur.
Milletler Cemiyeti Mandaları
Savaş sonrası dönemde Milletler Cemiyeti’nin oluşturduğu manda sistemi ile Fransa Suriye ve Lübnan’ı; İngiltere ise Irak, Filistin ve Ürdün’ü manda yönetimi altına aldı. Bu manda yönetimleri, bağımsızlıklarını kazandıktan sonra modern ulus-devletlerin temellerini oluşturdu. Ancak sınırlar, bu süreçte halkların taleplerinden çok büyük güçlerin çıkarlarına göre şekillenmiştir.
İsrail'in kurulması ve sınır çatışmaları
1948’de İsrail’in kurulması, Orta Doğu sınırları üzerinde derin etkiler yarattı. Filistin topraklarında kurulan İsrail devleti, Arap-İsrail savaşlarına yol açtı ve sınırlar defalarca değişti. Golan Tepeleri, Gazze Şeridi ve Batı Şeria gibi alanlar, hâlâ tartışmalı statülere sahiptir.
Körfez ülkeleri sınır anlaşmazlıkları
Arap Yarımadası’ndaki ülkeler arasında da sınır uyuşmazlıkları zaman zaman silahlı çatışmalara yol açmıştır. Suudi Arabistan, Yemen, Katar ve BAE arasında kara ve deniz sınırları uzun yıllar müzakere konusu olmuş, bazı bölgelerde hâlâ net bir çözüm sağlanamamıştır.
Bu bağlamda Orta Doğu sınırları, büyük ölçüde dış müdahalelerle ve stratejik hesaplarla şekillenmiş; bu da günümüzdeki pek çok sorunun tarihsel zeminini oluşturmuştur.
Türkiye Orta Doğu ülkesi mi?
Türkiye'nin Orta Doğu'ya ait olup olmadığı sorusu, bakış açısına ve kullanılan ölçütlere göre farklılık gösterir:
- Siyasi olarak: Türkiye, NATO üyesi olarak Batı güvenlik mimarisinin önemli bir parçasıdır. Aynı zamanda AB üyelik süreci ve Gümrük Birliği gibi Batı kurumlarıyla entegrasyon çabalarını da sürdürmektedir. Ancak özellikle 2000’li yıllardan itibaren aktif dış politika yaklaşımı ile Orta Doğu'daki krizlerde arabulucu, dengeleyici ve zaman zaman müdahil bir aktör olarak öne çıkmıştır. Suriye iç savaşı, Irak'taki gelişmeler, Filistin meselesi ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerde diplomatik ve askeri etkisini yoğunlaştıran Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi yapılarla olan bağlarını da güçlendirmiştir. Bu çift yönlü siyasi duruş, Türkiye’yi hem Batılı hem de Orta Doğulu bir aktör olarak tanımlanabilir hâle getirmiştir.
- Ekonomik olarak: Türkiye'nin enerji politikaları, ticaret hacmi ve dış yatırımları, Orta Doğu ülkeleri ile güçlü ekonomik bağlar oluşturur.
- Coğrafi olarak: Türkiye'nin doğu ve güneydoğusu, Orta Doğu sınırlarına dahil edilebilirken; Trakya ve Batı Anadolu bölgeleri Avrupa ve Balkan coğrafyasına yakındır. Türkiye, Asya ile Avrupa arasında köprü konumundadır.
- Kültürel olarak: Osmanlı İmparatorluğu'nun mirasçısı olarak Türkiye, Orta Doğu'daki pek çok ülkeyle ortak dinî, tarihî ve kültürel değerlere sahiptir. İslam kültürü, aile yapısı, yemek kültürü gibi unsurlar bakımından benzerlik gösterir.
- Tarihsel olarak: Türkiye, Orta Doğu'nun siyasi şekillenmesinde Osmanlı döneminde merkezi rol oynamıştır. Bu tarihsel bağ, bölgedeki ülkelerle ilişkilerde hâlâ etkili olmaktadır.
Türkiye'nin kendi yaklaşımı nedir?
Türkiye resmi olarak kendini çoğunlukla Avrupa, Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya'nın bir parçası olarak tanımlar. Ancak dış politikasında "Orta Doğu ile tarihî bağlar" sık sık vurgulanır. Türkiye'nin özellikle 2000’li yıllarda Orta Doğuülkeleri ile siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkilerini artırma çabaları, bu bölgeyle kimliksel bir yakınlık kurduğuna işaret eder.
Hangi ülkeler Türkiye’yi Orta Doğu ülkesi olarak görür?
- Arap ülkeleri: Türkiye'yi sıklıkla Orta Doğu'nun parçası olarak değerlendirir. Bu bakış açısında ortak tarih, kültür ve İslam kimliği etkilidir.
- İran ve İsrail: Türkiye'yi bölgesel güç olarak görüp, Orta Doğu'nun içinden bir aktör gibi kabul eder.
- Batı dünyası: Akademik ve siyasi literatürde Türkiye kimi zaman Avrupa'nın bir uzantısı, kimi zaman da Orta Doğu'da etkin bir ülke olarak tanımlanır. Özellikle kriz zamanlarında Türkiye, "Orta Doğu politikalarının belirleyici aktörü" olarak değerlendirilir.
Bu bağlamda Türkiye, farklı coğrafi, kültürel ve siyasi kimlikleri bir arada taşıyan bir ülke olarak hem Orta Doğu içinde hem de dışında algılanabilmektedir.
Uluslararası tanımlamalarda Türkiye nasıl sınıflandırılır?
Uluslararası kuruluşlar ve akademik çevreler, Türkiye'nin sınıflandırılmasında farklı yaklaşımlar benimser:
- Birleşmiş Milletler (BM): Türkiye'yi resmi olarak Avrupa ve Batı Asya ülkesi kategorilerinde değerlendirir. Bu sınıflandırma, Türkiye'nin hem Avrupa kıtasında yer alan Trakya bölgesini hem de Anadolu'nun Asya içindeki konumunu dikkate alır.
- Dünya Bankası ve IMF: Türkiye'yi "yükselen piyasa ekonomileri" arasında listeler. Bölgesel olarak ise hem Avrupa hem Orta Doğu içinde analizlere dâhil edilebilir. Ekonomik raporlar, bazen Türkiye'yi Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi kapsamında ele alır.
- Avrupa Birliği (AB): Türkiye'nin üyelik adayı olması nedeniyle uzun süredir Avrupa bağlamında değerlendirilir. Ancak kültürel ve dış politika boyutlarında Türkiye, Orta Doğu ile ilişkileri nedeniyle zaman zaman ikili sınıflandırmalara konu olur.
- Jeopolitik analiz çevreleri ve medya: Türkiye, özellikle Suriye ve Irak’taki gelişmeler, Filistin politikası, Körfez ülkeleriyle ilişkiler ve İslam İşbirliği Teşkilatı’ndaki rolü nedeniyle sıklıkla Orta Doğu'nun aktif bir aktörü olarak tanımlanır.
Bu çoklu tanımlamalar, Türkiye'nin eşsiz coğrafi konumu, tarihsel geçmişi ve çok yönlü dış politikasıyla doğrudan ilişkilidir. Türkiye, hem Avrupa hem de Orta Doğukimliklerini bir arada taşıyan, çok eksenli bir ülke olarak değerlendirilir.
Kıbrıs Orta Doğu ülkesi mi ?
Kıbrıs Adası'nın bölgesel sınıflandırması, tıpkı Türkiye örneğinde olduğu gibi tartışmalı ve çok katmanlıdır. Coğrafi olarak Doğu Akdeniz'de yer alan Kıbrıs, hem Avrupa'ya hem de Orta Doğu'ya yakın bir konumda bulunur. Bu nedenle farklı perspektiflere göre çeşitli sınıflamalara tabi tutulur.
Coğrafi olarak; Kıbrıs, fiziki olarak Asya kıtasının bir parçası kabul edilse de, Akdeniz'in doğusunda yer alması ve Avrupa'ya olan kültürel ve siyasi yakınlığı nedeniyle genellikle Avrupa ile birlikte değerlendirilir. Ancak Orta Doğu'nun kuzeybatı sınırında yer alması, onu bu bölgeye de dahil edilebilir hâle getirir.
Siyasi ve uluslararası tanımlamalarda Kıbrıs
- Avrupa Birliği: Kıbrıs Cumhuriyeti, 2004 yılında Avrupa Birliği'ne tam üye olmuştur. Bu üyelik, adanın uluslararası statüsünü Avrupa kimliğiyle daha da pekiştirmiştir.
- Birleşmiş Milletler ve diğer kurumlar: Kıbrıs, siyasi olarak Avrupa ülkesi olarak sınıflandırılır.
- Ortadoğu odaklı analizler: Enerji politikaları, Doğu Akdeniz'deki doğalgaz arama faaliyetleri ve bölgedeki jeopolitik gelişmeler bağlamında Kıbrıs, Ortadoğu analizlerinde yer alabilmektedir.
Türkiye'nin bakışı
Türkiye, Kıbrıs'ı tarihsel, kültürel ve stratejik açılardan kendisiyle yakın bir bağ içinde görür. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin varlığı ve Türkiye ile olan siyasi, ekonomik ve askerî ilişkileri, adayı Türkiye'nin bölgesel çıkarları açısından Orta Doğu'ya daha yakın konumlandırmasına neden olur.
Kıbrıs, coğrafi olarak Asya'ya yakın, siyasi olarak Avrupa'ya ait, stratejik olarak ise Ortadoğu'dan kopamayan bir konumdadır. Bu nedenle Kıbrıs, çoklu kimliğe sahip ve bölgesel sınıflandırmalarda bağlama göre farklı yorumlara açık bir ülke olarak değerlendirilebilir.
Orta Doğu'nun 'en'leri
| Kategori | Ülke | Açıklama |
|---|---|---|
| En büyük yüzölçümüne sahip ülke | Suudi Arabistan | Yaklaşık 2.15 milyon km² ile bölgenin en geniş topraklarına sahiptir. |
| En kalabalık nüfus | Mısır | Yaklaşık 116 milyonluk nüfusuyla ilk sıradadır. |
| En güçlü ordu | Türkiye | Global Firepower 2025 verilerine göre bölgenin en güçlü ordusuna sahiptir. |
| En yüksek GSYİH | Suudi Arabistan | Petrol ihracatı sayesinde nominal gayrisafi yurt içi hasılası en yüksek ülkedir. |
| Kişi başına en yüksek gelir | Katar BAE-Kuveyt | Kişi başına düşen gelirde Körfez ülkeleri başı çekmektedir. |
| En gelişmiş teknoloji sektörü | İsrail | Start-up ekosistemi ve savunma teknolojileriyle bölgenin lideridir. |
| En büyük doğalgaz rezervi | İran | Yaklaşık 34 trilyon m³ rezervle ilk sıradadır. |
| En fazla petrol rezervi | Suudi Arabistan | Bölgenin ve dünyanın önde gelen petrol rezervlerine sahiptir. |
| En turistik destinasyon | Birleşik Arap Emirlikleri Türkiye | Dubai, 2024’te 92 milyondan fazla yolcu ağırlamıştır. |
| En çok etnik çeşitliliğe sahip ülke | Irak | Arap, Kürt, Türkmen, Asuri gibi birçok etnik grubu barındırır. |
| En fazla mülteci barındıran ülke (nüfusa oranla) | Lübnan | Nüfusuna göre en yüksek mülteci oranına sahiptir. |
| En borçlu ülke (GSYİH oranına göre) | Lübnan | Kamu borcu GSYİH’sinin yaklaşık %195’ine ulaşmıştır. |
| En istikrarsız ülkeler | Suriye / Yemen | Uzun yıllardır devam eden iç savaşlarla gündemdedir. |
- Mısır, coğrafi olarak Kuzey Afrika’da yer alsa da çoğu siyasal ve tarihsel kaynakta Orta Doğu içinde değerlendirilir.
- Türkiye, hem Avrupa hem Asya kıtasında yer almasına rağmen bölgesel etkisi nedeniyle Orta Doğu kapsamında kabul edilir.
- İran Orta Doğu'da en büyük gaz rezervine sahipken, dünyada Rusya'dan sonra ikinci sıradadır.
Orta Doğu’da birbirine düşman ülkeler var mı?
Orta Doğu, çok sayıda ülkenin tarihsel, mezhepsel ve siyasi nedenlerle karşı karşıya geldiği; uzun süredir devam eden rekabetlerin, diplomatik kopuklukların ve zaman zaman askeri çatışmaların yaşandığı bir bölgedir. Bu çatışmalı ilişkiler, sadece ikili değil, aynı zamanda çok taraflı bir güvenlik ve etki mücadelesine de işaret eder.
İran - Suudi Arabistan
İran ile Suudi Arabistan arasındaki mezhepsel fark (Şii-Sünni) tarihsel gerilimlerin temelini oluşturur. İki ülke, Yemen, Suriye, Irak ve Lübnan gibi ülkelerde farklı tarafları destekleyerek dolaylı çatışmaların içine girmiştir. Son yıllarda ilişkilerde yumuşama girişimleri olsa da, rekabet hâlâ güçlüdür.
İsrail - İran
İsrail ile İran arasındaki düşmanlık ideolojik ve güvenlik odaklıdır. İran’ın İsrail’in varlığını tanımaması ve Hizbullah gibi İsrail karşıtı gruplara verdiği destek, ilişkileri daha da gerilimli hale getirmektedir. İsrail ise İran'ın nükleer programını bölge için büyük bir tehdit olarak görmektedir.
Türkiye - Suriye rejimi
Türkiye, Suriye iç savaşında Esad rejimine karşı pozisyon almış, muhalif grupları desteklemiştir. Sınır güvenliği, göçmen akını ve PKK/YPG gibi örgütlere yönelik kaygılar, Türkiye’yi Suriye rejimi ile uzun süredir karşı karşıya getirmiştir.
Katar - Suudi Arabistan, BAE ve Mısır (2017-2021)
2017 yılında Katar’a uygulanan abluka, Katar’ın İran ile ilişkileri ve El Cezire kanalının yayın politikaları nedeniyle gerçekleşmişti. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn, Katar ile diplomatik ilişkilerini kesmişti. 2021 yılında diplomatik ilişkiler yeniden kurulsa da, tam bir güven ortamı henüz sağlanmış değildir.
İsrail - Filistin
Bölgenin en uzun süreli ve kanlı çatışmalarından biri İsrail ile Filistin arasındadır. İsrail’in 1967’den bu yana işgal ettiği topraklar ve Filistin devletinin tanınmaması, hem bölgede hem de küresel düzeyde derin krizlere neden olmaktadır.
Bu ülkeler arasındaki gerilimler sadece bölgeyi değil, aynı zamanda küresel dengeleri de etkilemektedir. Dolayısıyla Orta Doğu'daki düşmanlıklar, çoğu zaman yerel bir mesele olmaktan çıkıp, büyük güçlerin müdahil olduğu çok taraflı krizlere dönüşmektedir.
Henüz yorum yapılmamış.











