Tabya Dijital
Envanter
Blog
NGAD Next-Generation Air Dominance nedir?
NGAD Next-Generation Air Dominance nedir?

NGAD Next-Generation Air Dominance nedir?

NGAD, ABD Hava Kuvvetleri’nin F-22 sonrası dönemi şekillendiren 6. nesil hava üstünlüğü programı. F-47, CCA’lar ve yeni nesil sensör ağıyla yüksek tehditli ortamlarda görev yapacak dağıtık bir savaş mimarisi sunuyor.

Blog8 Aralık 2025 23:00İrem Pelin Dinç Söğüt
NGAD Next-Generation Air Dominance nedir?

ABD’nin 2030 sonrasındaki hava üstünlüğünü şekillendirmesi beklenen NGAD (Yeni Nesil Hava Hakimiyeti Programı), tek bir savaş uçağından çok daha fazlasını ifade ediyor. Program; insanlı uçak, insansız eşlikçiler, gelişmiş sensör ağı, yeni nesil motor teknolojileri ve yapay zekâ destekli görev yönetiminden oluşan çok katmanlı bir mimari üzerine kuruluyor. Bu yapı, Pasifik gibi geniş ve yoğun tehdit barındıran bölgelerde ABD Hava Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu esnek ve dayanıklı operasyon modelini oluşturmayı hedefliyor.

Çin’in hızla genişleyen A2/AD yapılanması, uzun menzilli radar ağları, gelişmiş elektronik harp kapasitesi ve J-20 gibi platformların sürekli modernize edilmesi; ABD’nin daha uzun menzilli, daha yüksek güç üretimine sahip ve insansız sistemlerle birlikte çalışmaya uygun bir mimariye yönelmesinin temel nedenleri arasında.

NGAD’in temel amacı

NGAD, “yeni bir avcı uçağı” üretme hedefinin ötesine geçerek hava muharebesini tek platform merkezli yapıdan çıkarıp görev dağıtımının farklı araçlar arasında paylaştırıldığı bir modele taşıyor. İnsanlı uçak burada görev koordinasyonunun merkezi olurken, riskli angajmanların önemli kısmı insansız platformlara devrediliyor. Bu sayede daha düşük kayıp riski ve daha geniş görev esnekliği sağlanıyor.

Programın geliştirdiği kritik teknolojiler

Yeni nesil motor mimarisi

Next Generation Adaptive Propulsion (NGAP) kapsamında geliştirilen motorlar; uzun menzil, yüksek elektrik üretimi ve gelişmiş ısı yönetimi sağlamak üzere tasarlanıyor. Değişken çevrim yapısı sayesinde motor uçuş sırasında çalışma modunu değiştirebiliyor.

Pratik kazanımlar:

  • Daha verimli yakıt kullanımıyla geniş operasyon alanı
  • Radar ve görev bilgisayarlarını destekleyecek güç üretimi
  • Sensörlerin oluşturduğu yüksek ısıya karşı daha kararlı çalışma

İnsansız eşlikçiler (CCA)

NGAD’in en dikkat çeken unsurlarından biri, insanlı uçağın tek başına tüm görevi yüklenmesini gereksiz hâle getiren CCA mimarisi. Bu insansız platformlar:

  • Sensör desteği sağlayabiliyor,
  • Elektronik harp görevleri yürütebiliyor,
  • Uzun menzilli angajmanlarda ek mühimmat taşıyabiliyor,
  • Otonom manevralarla hedef tespit kapasitesini artırabiliyor.

ABD’nin 200 NGAD + 1000 CCA gibi bir kuvvet yapısı planlaması, dağıtık muharebenin neden ön plana çıktığını gösteriyor.

Yeni kompozit malzemeler

Gövde yapısında kullanılan kompozitler düşük görünürlük, bakım döngülerinin kısalması ve modernizasyon süreçlerinin hızlanması gibi avantajlar sağlıyor. Bu da platformun görev sürekliliğini artırıyor.

Radar ve sensör mimarisi

NGAD’in sensör altyapısı çoklu spektrumda tespit, uzun menzilli ayrım kapasitesi, yoğun karıştırma altında çalışma ve platformlar arası veri paylaşımı gibi modern muharebenin temel gerekliliklerini karşılayacak şekilde tasarlanıyor.

Gelişmiş komuta, kontrol ve iletişim (C3)

Yapay zekâ destekli görev bilgisayarı; tehditlerin önceliklendirilmesini, angajman kararlarının hızlanmasını ve CCA’lara görev atamasını kolaylaştırıyor. Pilot bu mimaride uçağın yöneticisi olmaktan çok hava görevi koordinatörü rolüne geçiyor.

Neden F-22’nin yerini almak zorunda?

F-22 hâlâ güçlü bir platform olsa da günümüzün tehdit ortamı, önceki nesil tasarımların ötesinde bir kapasite gerektiriyor.

ABD Hava Kuvvetleri’nin NGAD’i F-22’nin halefi olarak konumlandırmasının temel gerekçeleri:

  • Menzil: Pasifik coğrafyasında F-22’nin savaş yarıçapı yetersiz kalıyor; tanker bağımlılığı artıyor.
  • Sensör/aviyonik: F-22’nin sensör füzyonu ve görev bilgisayarı döneminin teknolojisine dayanıyor. Yapay zekâ destekli gerçek zamanlı veri işleme ihtiyacı NGAD’de karşılık buluyor.
  • Elektronik harp: Modern karıştırma ve uzun menzilli tespit ağları F-22’nin tasarımının ötesine geçiyor.
  • Mühimmat kapasitesi: F-22’nin iç bölmesi sınırlı; NGAD daha geniş mühimmat seçenekleri + CCA desteği sunuyor.
  • Üretim hattı: F-22’nin üretim hattı kapalı; modernizasyon maliyetleri çok yüksek.
  • Bakım döngüsü: F-22’nin bakım maliyetleri ağır; NGAD daha sürdürülebilir bir mimariyle geliştiriliyor.
  • Değişen doktrin: Hava muharebesi artık yakın menzile değil; uzun menzilli angajman, sensör üstünlüğü ve görev paylaşımına dayanıyor.

F-47: NGAD’in görünür yüzü

2025’te açıklanan karar ile NGAD ailesinin insanlı bileşeninin F-47 olacağı duyuruldu. F-47’nin öne çıkan yönleri:

  • Düşük görünürlük odaklı yüzey tasarımı
  • Uzun menzil gereksinimine göre optimize edilmiş gövde oranları
  • Gelişmiş sensör füzyonu
  • CCA’larla uyumlu komuta yapısı
  • Dijital ikiz tabanlı bakım ve modernizasyon

F-47 mimarinin yalnızca insanlı unsurunu temsil ediyor; NGAD’in tamamı bundan çok daha geniş bir sistem yapısını kapsıyor.

NGAD seçim süreci: Boeing–Lockheed rekabetinin arka planı

NGAD’in insanlı uçağı için yürütülen yarış, teknik bir ihale olmanın ötesinde ABD savunma sanayisinin dengelerini etkileyen bir süreçti. Lockheed Martin, F-22 ve F-35 geçmişi nedeniyle güçlü bir adaydı; Boeing ise F/A-18 üretim hattının sona yaklaşması nedeniyle yeni bir projeye ihtiyaç duyuyordu.

2025’te açıklanan sonuçla, NGAD’in insanlı unsuru F-47’nin Boeing tarafından geliştirileceği duyuruldu. Lockheed Martin programdan tamamen çekilmese de (sensör, yazılım ve CCA alanlarında rolünü sürdürüyor), insanlı uçağın Boeing’e verilmesi; rekabeti canlı tutan, modernizasyonu hızlandıran ve uzun vadede tedarik zincirini tek bir firmaya bağımlı bırakmayan bir tercih olarak değerlendiriliyor. Öte yandan 2025 yılı içerisinde Boeing'in üretim aşamasına geçtiği ve ilk uçuşun 2028 yılında yapılması planlandığı açıklandı.

Hava Kuvvetleri’nin değerlendirmesinde öne çıkan başlıklar şunlar olarak sunuldu:

  • Açık mimari ve modernizasyon hızı: Kapalı sistemlerin yarattığı zorlukların tekrar etmemesi için NGAD’de esnek yazılım–donanım altyapısı kritik görüldü.
  • Yaşam döngüsü maliyetleri: Daha sık modernize edilebilen, bakım maliyeti düşük bir model tercih edildi.
  • Sanayi tabanının çeşitlendirilmesi: Beşinci nesilde tek üreticiye bağımlılığın oluşturduğu risklerin azaltılması hedeflendi.
  • Prototip performansı ve risk azaltma: Dijital üretim ve entegrasyon testlerinde Boeing’in sunduğu yaklaşım avantaj sağladı.

Bu tercih aynı zamanda St. Louis’te yıllardır savaş uçağı üreten hattın kapanmasını önleyerek, ABD’nin iki büyük üretici arasında dengeli bir sanayi tabanı koruma hedefiyle de örtüşüyor.

Tasarım felsefesi: dijital üretim dönemi

NGAD, ABD’nin savaş uçağı geliştirme yaklaşımında köklü bir kırılma noktasını temsil ediyor. Digital Century Series modeli; geleneksel olarak on yıllara yayılan, ağır ve maliyetli modernizasyon döngülerinin yerine daha hızlı tasarlanan, daha kısa sürede üretilen ve sürekli güncellenebilen platformlar üretmeyi hedefliyor.

Bu yaklaşımın öne çıkan noktaları:

  • Dijital ikiz kullanımı: Uçağın tüm yapısal ve elektronik bileşenlerinin sanal ortamda modellenmesi, hem test süreçlerini hızlandırıyor hem de bakım/modernizasyon aşamalarında hatayı azaltıyor.
  • Modüler mimari: Radar, aviyonik, görev bilgisayarları ve sensör paketleri birbirinden bağımsız bloklar hâlinde değiştirilebiliyor. Böylece yeni teknolojilerin entegrasyonu yıllar değil, aylar içinde yapılabiliyor.
  • Tedarikçi çeşitliliği: Tek bir ana yüklenicinin tüm sistemi kontrol ettiği beşinci nesilden farklı olarak, NGAD’de alt bileşenlerin farklı firmalar tarafından geliştirilebilmesi için açık bir standart oluşturuluyor.
  • Kısa üretim serileri: Uçakların 20–30 yıl aynı blokta tutulması yerine, daha kısa aralıklarla yeni varyantların üretilmesi hedefleniyor. Böylece platform her birkaç yılda bir teknoloji sınırına yeniden yaklaşabiliyor.

Sonuç olarak NGAD, “bir uçağı mükemmelleştirmek” yerine sürekli yenilenen bir üretim ekosistemi oluşturmayı amaçlıyor. Bu da hem maliyet yönetimini hem de teknolojik üstünlüğü uzun vadede daha sürdürülebilir hâle getiriyor.

Zaman çizelgesi

2014: İlk konsept çalışmaları
2016: Air Superiority 2030 planı
2020: NGAD için tam boyutlu bir uçuş demonstratörünün test edilmesi (nihai F-47 prototipi değil)
2023: Teklif çağrısı
2025: F-47’nin duyurulması
2030: İlk operasyonel NGAD platformlarının göreve başlaması hedefleniyor

Geleceğin savaş ortamı için anlamı

A2/AD karşısında yeni angajman yaklaşımı

NGAD, yoğun savunma hatlarına tek bir platformla nüfuz etmeye çalışmak yerine, görev yükünü insanlı ve insansız unsurlar arasında dağıtan çok katmanlı bir yapı oluşturuyor. CCA’lar, ilk temas hattında sensör ve mühimmat kapasitesini genişleterek insanlı uçağın risk seviyesini azaltıyor ve angajman esnekliğini artırıyor. Bu yaklaşım, geniş coğrafyalarda yürütülen harekâtlarda kuvvetin daha yaygın ve dayanıklı bir şekilde kullanılmasını sağlıyor.

Elektronik harp yoğunluğunda görev yapabilme

Modern muharebe ortamında karıştırma, aldatma ve uzun menzilli radar tehditleri giderek artıyor. NGAD’in sensör mimarisi, bu yoğun elektronik harp koşullarında bile stabil bir tespit ve takip zinciri oluşturmayı hedefliyor. Platformlar arası gerçek zamanlı veri paylaşımı, karıştırma altında dahi görev bütünlüğünü korumaya yardımcı oluyor.

İnsan-makine iş birliğinin artması

İnsanlı ve insansız unsurların aynı görev dokusu içinde çalışması, pilotun rolünü uçuş-kontrol odaklı bir yapıdan çıkarıp daha geniş kapsamlı bir görev yönetim pozisyonuna taşıyor. Yapay zekâ destekli sistemler tehditleri sınıflandırırken, CCA’lar riskli bölgelerde görev üstlenerek pilotun karar döngüsünü hızlandırıyor. Böylece insan-makine iş birliği, angajmanların hem güvenliğini hem de etkinliğini artıran temel unsur hâline geliyor.

Dünyadaki diğer 6. nesil girişimleri

NGAD’e paralel yürütülen önemli projeler:

  • Avrupa FCAS: Fransa, Almanya ve İspanya’nın ortak geliştirdiği sistem; insanlı yeni nesil savaş uçağını, insansız eskortlar ve entegre sensör bulutuyla birlikte kurguluyor. FCAS’ın odağında Avrupa’nın stratejik özerkliğini destekleyen çok uluslu bir dijital muharebe ağı kurmak bulunuyor.
  • İngiltere–İtalya–Japonya ortaklığı GCAP: Tempest temelinde geliştirilen bu program; yapay zekâ destekli görev yönetimi, gelişmiş silah istasyonları ve düşük görünürlük teknolojilerini bir araya getiriyor. GCAP’in özellikle modüler sensör mimarisine yaptığı yatırım dikkat çekiyor.
  • ABD Donanması’nın F/A-XX programı: Donanmanın taşıyıcı grupları için tasarlanan yeni nesil uçak; uzun menzil, düşük görünürlük ve deniz harekâtına uygun yapısal dayanıklılık üzerine yoğunlaşıyor. Program, NGAD ile belirli sensör ve veri paylaşım standartlarında uyumlu olacak şekilde geliştiriliyor.

Her program farklı teknoloji önceliklerine odaklanıyor; ancak NGAD’i diğerlerinden ayrıştıran unsur, tek bir uçak yerine insanlı–insansız unsurlar, sensör ağı ve dijital üretim yaklaşımının tamamını kapsayan geniş ölçekli bir sistem ailesi olarak tasarlanması.

Sık sorulan sorular

Yakın hava muharebesi hâlâ mümkün mü?

NGAD’in önceliği uzun menzil olsa da yakın menzil tamamen dışlanmış değil. Ancak mimarinin ana odağı stand-off angajman.

Platform ihracata açılır mı?

Teknik olarak mümkün olsa da gizlilik seviyesi nedeniyle ihracatın son derece sınırlı olması bekleniyor.

Program neden maliyetli?

NGAD tek bir uçağı değil; motor, sensör ağı, iletişim altyapısı, insansız sistemler ve dijital üretim modelini aynı anda geliştiriyor. Bu da maliyetin doğrudan artmasına yol açıyor.

Gecikme yaşanırsa ne olur?

F-22 filosunun yaşlanması ve Çin’in kapasite artışı göz önünde bulundurulduğunda, NGAD’in gecikmesi ABD’nin operasyonel esnekliğini azaltabilir.

Kaynak: af.mil, airforcetechnology.com, idga.org
8 Aralık 2025 23:00İrem Pelin Dinç Söğüt
Yorumlar yükleniyor...