İsrail’in askeri kaynaklara yakınlığı ile bilinen haber sitelerinden Nziv, 21 Eylül 2025 tarihli özel haberinde Türkiye’nin balon teknolojisinde attığı adımları mercek altına aldı.
Haberde, Türkport şirketinin geliştirdiği yerli ve milli hava balonu Gökçeri eşliğinde yalnızca sınır güvenliğiyle sınırlı kalmayıp, bölgesel dengeler açısından da dikkat çekici sonuçlar doğurabileceği vurgulandı.

Nziv’e göre Türkiye, hem sivil hem askeri pazarda konumunu güçlendirmek amacıyla Türkport şirketi ve onun amiral gemisi ürünü Gökçeri balonlarıyla sahneye çıkıyor.
Türkiye merkezli bu yeni girişim, özellikle ABD ve İsrail gibi köklü oyuncuların hâlâ bölgesel gözetim alanında kendini güçlü hissediyor olmalarına rağmen, Türkiye’nin yeni meydan okumasıyla karşı karşıya olduğu bir dönemin başlangıcına işaret ediyor.

Söz konusu haberde balona dair teknik detaylara da geniş yer veriliyor. Gökçeri 1.200 metre irtifaya kadar çıkabiliyor, 18 gün boyunca kesintisiz havada kalabiliyor ve optik, termal, iletişim röleleri ile elektronik harp cihazları taşıyabiliyor.
İsrail kaynakları, bu özellikleri asimetrik bir avantaj olarak nitelendiriyor; ancak Türkiye’nin teknolojik bağımsızlık hamlesi, Tel Aviv’in “güçlü gözlemci” algısını sarsabilir. Daha da önemlisi, platformların gerektiğinde silahlarla donatılabilme ihtimali, İsrail’de alışılmış güvenlik dengelerini sorgulatacak boyutta bir endişe yaratıyor.

Nziv’in iddiasına göre Gökçeri balonları, Haziran ayından itibaren Suriye sınırında operasyonel olarak konuşlandırıldı. Bu sayede Ankara, terör örgütlerinin hareket alanını kısıtlarken, Suriye’deki silahlı unsurların ikmal hatlarını da yakından denetleyebiliyor. Haberde terör örgütü yerine Kürt gruplar ifadesinin kullanılması da dikkatlerden kaçmadı.

Gökçeri balonu, yalnızca gözetim sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda iletişim ağlarını bozma ve dinleme imkânı da sunuyor. Bu gelişme, bölgedeki güç dengelerini daha kırılgan hale getiriyor ve İsrail’in hâlâ tek başına üstün olduğunu düşündüğü elektronik harp ve gözetim alanında ciddi bir meydan okuma niteliği taşıyor.
Balonun uluslararası pazarda gördüğü rağbet de haberin değindiği konulardan biri oldu. Türkiye’nin Gökçeri balonlarını IDEF 2025 savunma fuarında sergilemesi ve Ukrayna, Litvanya ile Körfez ülkelerinden askeri temsilcilerin yoğun ilgi göstermesi, İsrail’de Ankara’nın bu teknolojiyi diplomatik bir koz olarak kullanabileceği şeklinde yorumlandı. Tel Aviv’in bu gelişmeye hâlâ soğukkanlı baktığı varsayılsa da fiili saha kullanımı ve diplomatik etkiler göz ardı edilemeyecek düzeye gelmiş durumda.

İsrail güvenlik çevreleri özellikle iki riski öne çıkarıyor: gözetim aracının silahlandırılarak uçan bir tehdide dönüşmesi ve balonların siber saldırılara uygun olması.
Tel Aviv’deki değerlendirmelere göre, Gökçeri, şimdilik gözetim amaçlı kullanılsa da ileride silahlandırılması halinde Ortadoğu’nun gökyüzünde yeni bir kriz dalgası başlatabilir ve İsrail’in uzun süredir egemen olduğunu düşündüğü elektronik harp ve gözetim alanını sorgulatabilir.

Nziv’in haberinde öne çıkan görüş, Türkiye’nin yerli balon hamlesinin artık yalnızca bir teknolojik yenilik olmadığı yönünde. Aksine bu gelişme, bölgesel güvenlik denkleminin yeniden yazılmasına yol açabilecek stratejik bir hamle olarak görülüyor.
İsrail basınına göre Ankara’nın Gökçeri ile başlattığı bu süreç, Ortadoğu’nun gökyüzünde sessiz ama etkili bir devrim niteliği taşıyor ve Tel Aviv’in hâlâ kendini “güçlü gözetimci” olarak gördüğü konfor alanını sarsıyor.
Kaynak: nziv .net