İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde Hamas’a karşı Gideon’un Savaş Arabaları adını verdiği kara harekâtına başladı. Bu yeni saldırılar, İsrail’in yaklaşık üç ay önce bölgeye tüm gıda ve insani yardım girişini durdurmasının ardından gerçekleşiyor.
Gazze Sağlık Bakanlığı’nın aktardığına göre, sadece son birkaç gün içinde yüzlerce Filistinli yaşamını yitirdi. Bölgede açlık tehlikesi alarm verici seviyeye yükselirken, hastaneler ilaçsızlıktan dolayı sıradan sağlık sorunlarına dahi müdahale edemez bir hale geldi.

Pazar günü açıklama yapan İsrail, açlık krizinin askeri operasyonları zora sokmaması için Gazze’ye “asgari düzeyde” gıda girişine izin vereceğini belirtti. Ancak bu kararın nasıl uygulanacağına dair herhangi bir teknik detay paylaşılmadı.
İsrail’in, ABD desteğiyle yeni bir yardım dağıtım organizasyonu kurmaya çalıştığı da bildiriliyor. Fakat uluslararası yardım kuruluşları bu girişime temkinli yaklaşıyor. Zira söz konusu yapıların devreye girmesiyle birlikte insani yardımların taraflı biçimde yönetilmesi ve açlığın bir savaş silahına dönüştürülmesi ihtimali ciddi endişe yaratıyor.
Yardımın kimin tarafından dağıtılacağı ve hangi ülke tarafından finanse edileceği ise hâlâ belirsizliğini koruyor.
Gazze’de ateşkes umudu giderek uzaklaşıyor
Katar’ın başkenti Doha’da süren dolaylı müzakerelerde, taraflar arasında kalıcı ateşkes ve rehine takası için bir uzlaşma sağlanabilmiş değildir.
Hamas, savaşın tamamen sona ermesini ve İsrail’in Gazze’den çekilmesini şart koşarken; Tel Aviv yönetimi, Hamas’ın tamamen yok edilmeden ya da silahsızlandırılıp Gazze’den çıkarılmadan operasyonlara ara verilmeyeceğini söylüyor.

Hatırlanacağı üzere İsrail, önceki haftalarda Refah kentinin doğusunda konuşlu Hamas hedeflerini vurmuş, bu saldırılarda onlarca sivil hayatını kaybetmişti.
Bu gelişme, Mısır sınırında bulunan Refah Kapısı üzerinden insani yardım ulaştırılmasını da büyük ölçüde sekteye uğratmıştı. İsrail’in bu bölgedeki kontrol arayışı, Gazze’yi tamamen izole etme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Savaşın bilançosu ağırlaşıyor: 53 bini aşkın ölü
Savaş, 7 Ekim 2023’te Hamas militanlarının İsrail’in güneyine yönelik düzenlediği saldırıyla başlamıştı. Bu saldırılarda 1.200 kişi hayatını kaybetmiş, 250’den fazla kişi rehin alınmıştı. İsrail ise buna misilleme olarak Gazze’ye yoğun hava saldırıları başlatmış, ardından bölgeye kara birlikleri sevk etmişti.

18 Mart 2025’te sona eren 6 haftalık ateşkesin ardından İsrail ordusu saldırılarını yeniden artırdı. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Hamas’ın elindeki rehineleri kurtarmak ve örgütün askeri altyapısını çökertmek için baskıyı artırdığını söylüyor. Ancak bu süreçte sivil can kayıpları da ciddi biçimde arttı.
Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, sadece son iki ayda 3.000’e yakın kişi hayatını kaybetti. Toplam can kaybı ise 53.000’i geçti. Bu sayı, savaşın başlamasından bu yana kaydedilen en yüksek sivil ölümlerinden biri olarak tarihe geçti.
Sağlık altyapısı tamamen çökme noktasında
İsrail’in Pazar günü düzenlediği hava saldırılarında 100’den fazla kişinin öldüğü bildirildi. Bu saldırılar sonrası Gazze’nin kuzeyindeki en büyük sağlık tesisi olan Endonezya Hastanesi kapatıldı.

Gece saatlerinde gerçekleştirilen saldırıların çoğu, insanların çadırlarda uyuduğu anlara denk getiriliyor. Hedef alınan yerler arasında hastaneler, okullar, sağlık klinikleri, camiler ve geçici sığınak haline getirilen bazı işletmeler yer alıyor. Bunlar arasında bir Tayland restoranı da bulunuyor.
Geçtiğimiz hafta ise Gazze’de kanser tedavisi sağlayan tek merkez olan Avrupa Hastanesi’nin faaliyet dışı kaldığı açıklandı. Bu durum, halihazırda ağır hasta olan binlerce kişinin kaderine terk edildiği anlamına geliyor.
BM: “Her gün 100 çocuk ölüyor ya da sakat kalıyor”
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Mart ayının son 10 gününde her gün ortalama 100 çocuğun İsrail saldırılarında ya hayatını kaybettiğini ya da sakat kaldığını bildirdi.

Savaşın başından bu yana ölen çocuk sayısının 14 bini geçtiği tahmin ediliyor. Travmaya uğrayan çocuk sayısı ise çok daha yüksektir. BM, bölgedeki çocukların tamamına yakınının “akut stres bozukluğu” yaşadığını belirtiyor.
Gıda krizi derinleşiyor: Yardımlar sınırlı, risk büyüyor
Gazze’ye yönelik yardım akışı, İsrail’in kara operasyonlarını gerekçe göstererek Refah Sınır Kapısı’nı kapatmasıyla neredeyse tamamen durmuştu. Son olarak Gazze’nin kuzeyine paraşütle bırakılan yardımlar sırasında yaşanan izdihamda çok sayıda kişi hayatını kaybetti.
ABD ve Ürdün öncülüğünde düzenlenen bu hava yardım operasyonlarının da, ihtiyacın yalnızca küçük bir kısmını karşılayabildiği ifade ediliyor.

Öte yandan, İsrail’in onayladığı yeni yardım mekanizmasının nasıl işleyeceği hâlâ belirsizliğini koruyor. Yardım kuruluşları, özellikle İsrail kontrolündeki geçiş noktalarından yapılan yardımların “seçici” ve “politize” edileceği uyarısında bulunuyor. Bir başka ifadeyle, yardımın savaşın bir parçası haline gelme riski artıyor.
Gideon’un Savaş Arabaları Operasyonu
İsrail’in operasyon için seçtiği “Gideon’un Savaş Arabaları” ismi, Tevrat’ın bir parçası olan Tanah’taki derin bir dini sembole dayanıyor.
Hakimler Kitabı’nda anlatılanlara göre Gideon, İsrail halkını Midyanlıların zulmünden kurtaran, Tanrı tarafından seçilmiş bir lider ve savaşçıydı.
Tanah’ta yer alan anlatıya göre, Midyanlılar İsrailoğulları’na baskın düzenleyerek ekinlerini talan eder, onları kıtlığa mahkûm ederdi. Tanrı, bu zulme son vermek için Gidyon’u görevlendirmiş ve Gidyon, yalnızca 300 kişilik küçük bir kuvvetle Midyanlıları yenmeyi başarmıştı. Bu zafer, Tanrı’nın mucizesi ve stratejik desteğiyle mümkün olmuştu.

İsrail’in bu tür operasyonlara dini isimler vermesi rastlantı değildir. Gazze’ye dönük saldırıların başladığı ilk günden bu yana, Başbakan Binyamin Netanyahu ve İsrailli yetkililer sık sık kutsal metinlere dayalı ifadelerle savaş söylemi kuruyor.
Netanyahu, Gazze’deki operasyonları “Amaleklere karşı verilen kutsal mücadeleye” benzetmişti. Tanah’a göre Amalekliler, İsrail halkının en eski ve en lanetli düşmanlarıydı ve Tanrı, onların isminin tarihten tamamen silinmesini buyurmuştu.
Bu tür dini göndermeler, İsrail’de yalnızca topluma moral vermek için değil, yürütülen saldırılara ilahi bir haklılık kazandırmak amacıyla da kullanılıyor. Gazze’de yaşananların sadece bir savaş değil, dini temellere dayandırılmış bir yok etme stratejisinin parçası olduğu yönünde artan uluslararası eleştiriler bulunuyor.

İsrail, kara harekâtında yüksek korumalı ve ileri teknolojiyle donatılmış zırhlı araçlarını devreye soktu. Özellikle dikkat çeken unsur, bazı birliklerin “Gideon’un savaş arabaları” olarak adlandırılan yeni nesil zırhlı muharebe araçlarını kullanması oldu.
Bu tabir hem teknolojik güç vurgusunu hem de dini-simgevi bir mesajı içinde barındırıyor. İsrail’in Tevrat’taki Gideon’dan ilhamla seçtiği bu isim, savaşı “kutsal bir görev” olarak nitelendiren çevrelerde sembolik bir önem taşıyor.

İsrail tankları ve zırhlı araçları Gazze’ye kara yoluyla girerken; özel kuvvetler destekli piyade birlikleri gece baskınları düzenliyor. Özellikle geceleri gerçekleştirilen bu operasyonların, Hamas’ın hareket kabiliyetini kısıtlamak ve sivillerin gündüz daha az zarar görmesini sağlamak amacıyla yapıldığı iddia ediliyor.
Hamas ise sokak çatışmaları, tuzaklı binalar, tünel baskınları ve keskin nişancı saldırılarıyla karşılık veriyor. Çatışmalar, yer yer yoğun kentsel muharebe ortamına dönüşüyor.

Kara operasyonları Gazze’nin çeşitli bölgelerinde yoğunlaşıyor. Gazze Şehri’nde özellikle Şifa Hastanesi çevresi ve El-Rimal mahallesi hedef alınırken, güneyde Han Yunus ve Refah kentleri operasyonların merkezine yerleşti. Refah, hem Mısır sınırındaki stratejik konumu hem de yaklaşık 1 milyondan fazla yerinden edilmiş Filistinlinin barındığı alan olması nedeniyle kritik bir noktadadır.
İsrail ordusu, ayrıca Hamas’ın yer altı tünel ağı olarak bilinen Gazze Metrosunu da yoğun bombardımanlarla hedef alıyor. Bu tünellerin, Hamas’ın silah ve personel taşımak için kullandığı ana altyapı olduğu belirtiliyor.
Stratejik açıdan bakıldığında operasyonun uzun vadeli sonuçları henüz net değil. İsrail’in askeri hedefleri arasında Hamas’ın tamamen çökertilmesi yer alıyor. Ancak bu tür şehir savaşlarının uzun ve yıpratıcı olabileceği, taraflara ağır kayıplar verdirebileceği biliniyor.
Rehine meselesi de hâlâ çözülmüş değil ve bu durum İsrail içinde siyasi baskıya neden oluyor. Öte yandan, Hamas’ın tamamen çökertilmesi durumunda bile Gazze’de kimin yönetimi üstleneceği, bölgeyi kimin denetleyeceği soruları hâlâ yanıtlanmadı.

İsrail’in başlattığı kapsamlı kara operasyonu, hem askeri hem insani açıdan savaşın en kritik safhasına işaret ediyor. “Gideon’un savaş arabaları” gibi simgesel unsurlar, çatışmaya ideolojik bir boyut kazandırırken, sivillerin durumunun daha da kötüleşmesi uluslararası toplumu alarma geçirdi.
Gazze’de yaşanan her yeni gelişme, savaşın daha da tırmanacağına dair güçlü sinyaller veriyor.
Kaynak: Reuters, AP