Karanlık Aydınlık

F-35 ve F-16 diplomasisi: Erdoğan-Trump buluşması Yunanistan ve İsrail’i rahatsız ediyor

Erdoğan’ın Trump ile yapacağı görüşme öncesi F-35 ve F-16 gündemi yeniden öne çıktı. Türkiye’nin dönüş ihtimali bölge ülkelerinde tedirginlik yaratıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında gittiği New York’ta, 25 Eylül’de ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da bir görüşme gerçekleştirecek. Görüşme, yalnızca ikili ilişkiler bağlamında değil; savunma sanayii, bölgesel denge ve diplomatik yönelimler açısından da dikkatle izleniyor.

Bu zirvede öne çıkacak başlıkların başında Türkiye’nin yeniden F-35 programına dahil olma isteği ve F-16 tedarik süreci gelmesi bekleniyor. Toplamda 40 adet F-35 ve 40 adet F-16 Viper uçağının yer aldığı büyük bir savunma paketinin masada olduğu iddia ediliyor. Ancak bu sayıların teknik detayları henüz resmi düzeyde doğrulanmış değil.

Trump, görüşmeye dair yaptığı açıklamada, “Bunlar arasında büyük ölçekli Boeing uçak alımı, önemli bir F-16 anlaşması ve olumlu sonuçlanmasını beklediğimiz F-35 görüşmelerinin sürdürülmesi de var,” ifadelerini kullandı. Erdoğan ise görüşmenin sadece ticaret ve savunma değil, aynı zamanda bölgesel barışa da katkı sunacağına inandığını belirterek, “Başkan Trump’la yapacağımız görüşmenin ortak küresel barış vizyonumuz çerçevesinde bölgemizdeki savaş ve çatışmaların durmasına katkı sunacağına inanıyorum,” dedi.

Ayrıca ABD’li şirketlerin Türkiye’den yaklaşık 250 adet ticari uçak siparişi alabileceği de görüşmelerde değerlendiriliyor. F-16’ların fiyatı konusunda ise taraflar arasında teknik müzakerelerin sürdüğü bildiriliyor.

F-35 süreci: Geri dönüş mümkün mü?

Türkiye, 2002 yılında F-35 programına Level 3 partner olarak katılmış ve başlangıçta 100, daha sonra 116 F-35A alımı planlanmıştı. Türk savunma sanayi şirketleri, 2007’de imzalanan mutabakat ile projeye entegre edilmiş, yaklaşık 900 farklı parçanın üretimini üstlenmişti. Ancak Türkiye, 2019 yılında Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması nedeniyle programdan çıkarıldı.

ABD, bu kararın ardında NATO güvenliğine yönelik riskleri ve F-35 teknolojisinin korunması gerektiğini gerekçe gösterdi. Türkiye’nin projeden çıkarılmasına rağmen yaklaşık 1.4 milyar dolarlık bir yatırım yaptığı, 6 adet F-35A uçağın üretildiği ve şu an Luke Hava Üssü’nde depoda tutulduğu belirtiliyor. Ankara bu uçakların teslimini ya da parasının iadesini talep ediyor.

Görüşmenin odak noktası, bu teknik çıkmazın siyasi irade ile aşılması olabilir. Ancak ABD Kongresi’nin CAATSA yaptırımları kapsamında Türkiye’nin programa geri alınmasına karşı güçlü bir tutumu bulunuyor. S-400 sisteminin etkisiz hale getirilmesi, üçüncü ülkeye devri ya da ABD gözetiminde muhafazası gibi öneriler masada tartışılsa da henüz net bir çözüm yok.

Fotoğraf: Cem Doğut

F-16 tedariki ve yerli alternatifler

F-35 belirsizliği sürerken, Türkiye kısa vadede hava kuvvetlerinin gücünü korumak için F-16 tedarikine yöneldi. ABD ile 40 yeni F-16 Block 70 uçağı için yaklaşık 6.5-7 milyar dolarlık bir paket üzerinde müzakereler sürerken, modernizasyon kitleri yerine Türkiye kendi ÖZGÜR modernizasyon programını devreye aldı. Bu program, mevcut F-16’ların milli sistemlerle güncellenmesini amaçlıyor.

Aynı zamanda Milli Muharip Uçak KAAN projesi de prototip aşamasına geçmiş durumda. Ancak KAAN envantere dahil olana kadar mevcut sistemlere

Yunanistan ve İsrail’den yükselen endişeler

Türkiye ile ABD’nin savunma ilişkilerinin yeniden canlanma ihtimali, bölgedeki bazı başkentlerde tedirginlikle karşılanıyor. Yunan basınında, Erdoğan’ın Trump tarafından Beyaz Saray’da ağırlanacak olmasının, Başbakan Miçotakis’in ABD’de benzer düzeyde bir temas gerçekleştirmemesiyle kıyaslandığı yorumlar dikkat çekiyor. Ekathimerini gazetesi, Erdoğan ve Miçotakis’in BM Genel Kurulu kapsamında bir görüşme yapmasının planlandığını aktarırken, Washington’daki bu temasın Atina’da dikkatle ve kaygıyla izlendiğini yazdı.

Yunanistan tarafı, Türkiye’nin yeniden F-35 programına dahil olma ihtimalinin Ege ve Doğu Akdeniz’deki askeri dengeleri bozabileceğini düşünüyor. Kathimerini ve Proto Thema gibi yayınlarda, bu gelişmenin sadece hava gücü açısından değil, NATO içindeki genel güç dengesini de etkileyebileceği değerlendirmeleri yer alıyor. Ayrıca, Trump yönetiminin Ankara’ya gösterdiği yakınlığın, Yunanistan’da “ABD’nin bölgesel önceliklerinde değişim” algısını beslediği ifade ediliyor.

İsrail cephesinde ise Türkiye’nin Gazze ve Filistin konularındaki sert çıkışları ve BM’deki eleştirel tutumu dikkatle izleniyor. Haaretz ve The Jerusalem Post gibi yayınlar, Türkiye’nin F-35 gibi ileri düzey savunma sistemlerine erişiminin, İsrail’in bölgedeki hava üstünlüğünü zayıflatabileceği yorumlarına yer veriyor. Ayrıca, Türkiye’nin savunma kabiliyetlerini artırma ve bölgedeki etkinliğini genişletme hedeflerinin, Tel Aviv’de “yeni bir stratejik rekabet dönemi”nin işareti olarak görüldüğü belirtiliyor.

Erdoğan-Trump görüşmesinden çıkacak olası sonuçlar, sadece F-35 ya da F-16 başlıklarıyla sınırlı değil. Türkiye’nin NATO içindeki konumu, ABD ile teknik iş birliğinin yeniden inşası ve bölgedeki caydırıcılık kapasitesinin artışı gibi stratejik alanlara da yansıyacak.

Bu görüşme, Türkiye için hem savunma altyapısını güçlendirmek hem de siyasi bir manevra alanı yaratmak açısından kritik bir dönemeç olabilir. Aynı zamanda, Atina ve Tel Aviv gibi aktörlerin ABD nezdindeki diplomatik faaliyetlerini de yeniden şekillendirecek bir süreci tetikleyebilir.

Yorum yaz Yorum yaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Haber

Çok amaçlı savaş uçağı: F-16V (Viper)

Sonraki Haber

Kuzey Koreden ABD'ye çağrı: Nükleer silahsızlanma ısrarı biterse masaya oturabiliriz