ABD'den Zengezur koridoru hamlesi
ABD, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Zengezur Koridoru konusunda kritik bir adım atarak, yeni bir süreç başlattı.

ABD'nin arabuluculuğunda yürütülen Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış görüşmelerinde, bölge için kritik önem taşıyan Zengezur Koridoru konusunda büyük bir ilerleme kaydedildi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde imzalanan tarihi çerçeve anlaşması, Güney Kafkasya'daki onlarca yıllık çatışmaya resmi bir son verirken, bölgenin jeopolitik haritasını kökten değiştirecek stratejik bir anlaşmayı hayata geçiriyor.

Trump Route for International Peace and Prosperity (TRIPP) adı verilen bu transit hattının özel geliştirme haklarının ABD'ye verilmesi, Washington'un hem ekonomik hem de stratejik olarak bölgedeki nüfuzunu artırmasının önünü açıyor.
Anlaşma, sadece iki ülke arasındaki barışı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bölgenin Rusya ve İran merkezli geleneksel dinamiklerinden uzaklaşarak yeni bir döneme girmesine işaret ediyor.
Tarihi barış görüşmeleri Beyaz Saray’da olacak
ABD Başkanı Donald Trump, Cuma günü Beyaz Saray'da Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'i bir araya getirerek barış çerçeve anlaşmasına imza attırdı. Gerçekleşen zirve, sembolik açıdan büyük önem taşıyor.

Beyaz Saray'ın ev sahipliği, ABD'nin Güney Kafkasya'daki barış sürecinde başat arabulucu rolünü üstlendiğini ve bölgedeki Rus etkisini dengeleme hedefini açıkça ortaya koyduğunu gösteriyor.
Washington'dan sızan bilgilere göre, anlaşma Washington'a bölgedeki stratejik bir transit koridorun özel geliştirme haklarını kazandırarak, ABD'nin bu barışın sadece bir garantörü değil, aynı zamanda en büyük stratejik faydalanıcısı olacağını gösteriyor.
Zengezur Koridoru: Güney Kafkasya'da bölgesel bağlantıları kuran stratejik bir geçit
Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki gerilim, 1980'lerin sonlarından bu yana Dağlık Karabağ'ın statüsü nedeniyle sürekli olarak devam etti.
1991'de Sovyetler Birliği'nden bağımsızlıklarını kazanan her iki ülke de bu çatışmanın mirasıyla yaşadı, sınırlar kapalı kaldı ve zaman zaman şiddetli çatışmalarla karşı karşıya geldi.

Zengezur bölgesi, Rusya, Avrupa, Türkiye ve İran gibi büyük güçlerin kesişim noktasında yer alan stratejik konumuna rağmen, savaş yüzünden ekonomik ve siyasi potansiyelini büyük ölçüde kısıtlandı.
Bölgenin enerji kaynakları ve ticaret yolları açısından kritik önemi, dış güçlerin müdahalelerine de zemin hazırlıyordu. Bölge, Dağlık Karabağ kadar önemli olsa da Karabağ önceliğinden dolayı gündemde sürekli ikinci sırada oldu.
İkinci Karabağ Savaşı sonrası imzalanan 10 Kasım 2020 tarihli ateşkes antlaşmasının 9. maddesinde yer alan bu koridor; Azerbaycan, Türkiye ve Orta Asya Türk devletleri arasında doğrudan bir kara bağlantısı kurarak, bölgesel ticaret ve jeopolitik dengeler açısından büyük önem taşıyor.

Anlaşma döneminde koridordaki ulaşım güvenliğinin Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) sınır muhafızları tarafından sağlanması öngörülüyordu.
Trump, TRIPP ile bölgenin kilidi açılıyor
Anlaşmanın en can alıcı noktası olan TRIPP koridoru, Azerbaycan'ın ana topraklarını Türkiye ile sınır komşusu olan Nahcivan Özerk Cumhuriyeti'ne doğrudan bağlayacak bir kara transit hattı oluşturuyor.
Söz konusu hat, uzun yıllardır kapalı olan ve bölgenin ekonomik entegrasyonuna engel teşkil eden bir kilit noktasını ortadan kaldırıyor. Anlaşmaya göre koridor, Ermenistan yasalarına göre yönetilecek, ancak ABD bu arazinin altyapı geliştirilmesi ve işletilmesi için bir konsorsiyuma uzun vadeli özel geliştirme hakları tanıyacak.

ABD için sadece bir ticari yolun açılmasından öte anlamlar taşıyor. Öncelikle Washington'ın Rusya ve İran'ın geleneksel etki alanında doğrudan bir ekonomik ve stratejik ayak izi bırakması anlamına geliyor.
ABD'li yetkililer, bu koridorun "bölgenin ticari yollarla kilidini açacağını ve yeni çatışmaları önleyeceğini" belirtirken, Azerbaycan'ın Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşımını kolaylaştıracak yeni bir doğu-batı koridoru oluşturuyor. Ayrıca Azerbaycan ile Ermenistan arasında artık bir sorun değil, stratejik bir proje haline gelmiştir.
Minsk Grubu feshediliyor
Barış anlaşması çerçevesinde atılan en dikkat çekici adımlardan biri de 1992'de kurulan ve Fransa, Rusya ile ABD'nin eş başkanlığını yaptığı AGİT Minsk Grubu'nun feshi için resmi talepte bulunulması oldu. Bu adım, Dağlık Karabağ ihtilafı için uzun yıllardır diplomatik çözüm arayan ancak son zamanlarda etkisiz kaldığı düşünülen bir yapının sonu anlamına geliyor.

Minsk Grubu'nun feshi, Rusya ve Fransa gibi geleneksel arabulucuların süreçteki rolünü sona erdirerek, ABD'nin tek başına arabulucu ve çözüm sağlayıcı rolünü güçlendiriyor.
Tarihi gelişmenin perde arkasında, ABD'nin özel temsilcisi Steve Witkoff'un aylarca süren yoğun mekik diplomasisi ve müzakereleri büyük rol oynadı.
Trump'ın küresel barış hamlesi
Bu anlaşma, Trump'ın ikinci başkanlık döneminin başlarında kendisini "küresel barış yapıcı" olarak konumlandırma çabasının önemli bir parçasıdır.
Kamboçya-Tayland ateşkesi ve Ruanda-Kongo anlaşması gibi önceki diplomatik başarılarının ardından, bu anlaşma da Trump'ın barış yapıcı imajını pekiştirmeyi hedefliyor.
Zengezur koridoru için yaşanan tarihi gelişmenin, Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e Ukrayna'daki savaşı durdurması için tanıdığı 10 günlük ekonomik yaptırım tehdidinin son tarihiyle aynı güne denk gelmesi, dikkat çekici bir zamanlama olarak öne çıkıyor.
Washington'ın eş zamanlı olarak hem Güney Kafkasya'da yeni bir düzen kurmaya çalıştığını hem de Doğu Avrupa'da Rusya üzerinde baskı kurma politikasını sürdürdüğünü gösteriyor.
Henüz yorum yapılmamış.














