Karanlık Aydınlık

Şahid-136 (Shahed-136) kamikaze insansız hava aracı özellikleri

İran yapımı Shahed-136 kamikaze İHA’nın teknik özellikleri, savaşlardaki rolü, kullanıcı ülkeler, savunma sistemlerine karşı etkisi ve İran’ın İHA stratejisi detaylarıyla yazımızda.

Modern savaşlarda kullanılan teknolojiler, sadece büyük ve pahalı sistemlerle sınırlı değil. Gelişen savunma sanayiyle birlikte düşük maliyetli, taşınabilir ve etkili çözümler öne çıkmaya başladı. Bu çözümlerden biri de İran menşeli Shahed-136 kamikaze insansız hava aracı. Küçük boyutlarına rağmen sağladığı yüksek tahribat gücü ve uzun menzili sayesinde çatışma sahalarında belirgin bir rol oynamaya başladı.

Shahed-136 nedir ve nasıl çalışır?

Shahed-136, İran tarafından geliştirilen ve askeri literatürde “kamikaze İHA” ya da “dolaşan mühimmat” (loitering munition) olarak bilinen bir insansız hava aracıdır.

Türkçe karşılığı Şahid-136 olan bu sistem, geleneksel İHA’lardan farklı olarak bir hedefi tespit edip ona çarpış anında üzerindeki patlayıcı yük ile birlikte kendini imha edecek şekilde tasarlanmıştır. Operasyon esnasında, önceden belirlenmiş bir koordinata ya da dinamik olarak tespit edilen bir hedefe doğru yönlendirilir. Hedefe ulaştığında ise, üzerindeki patlayıcıyı devreye sokarak yüksek tahrip gücüne sahip bir saldırı gerçekleştirir. Bu özelliği sayesinde hem keşif hem imha görevlerini aynı platformda birleştiren etkili bir silah sistemidir.

Shahed-136 hangi teknik özelliklere sahiptir?

Shahed-136’nın öne çıkan teknik özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Uzun menzili sayesinde binlerce kilometre öteden hedefe ulaşabilir.
  • Kendi patlayıcı yükünü taşıyarak hedefe çarpıp imha eder (kamikaze tipi).
  • Ucuz maliyeti nedeniyle çok sayıda üretilebilir ve sürü saldırılarına uygundur.
  • Pist gerektirmeyen fırlatma yapısıyla sahada kolay konuşlandırılabilir.
  • Düşük radar izi ile tespit edilmeden ilerleyebilir.

Shahed-136’nın diğer temel teknik verileri ise ise şöyle;

ÖzellikDeğer
MenzilYaklaşık 2.000 km
Havada Kalış Süresi8-10 saat
Azami Hız185 km/saat
Motor TipiPervaneli piston motor (arka kısımda)
Patlayıcı YükYaklaşık 40 kg
Boyutlar3,5 m uzunluk / 2,5 m kanat açıklığı
Gövde MalzemesiHafif kompozit
NavigasyonGPS ve INS tabanlı
Kontrol SistemiOtonom, görev öncesi programlanabilir
Fırlatma YöntemiRoket destekli katapult
Radar GörünürlüğüDüşük radar izi
Hedefleme YeteneğiSabit hedeflere yönelik

Bu teknik yapı, Shahed-136’yı düşük maliyetli, seri üretime uygun ve geniş ölçekli saldırı konseptlerine uyumlu bir platform haline getirir.

Shahed-136 nasıl fırlatılır?

Shahed-136, klasik kalkış pistine ihtiyaç duymadan katapult (fırlatma rampası) sistemleri aracılığıyla havalanır. Bu sistemler, hem sabit üslerden hem de mobil araçlara entegre edilmiş şekilde kullanılabilir. Fırlatma işlemi genellikle katapult rayı üzerinde roket itici yardımıyla gerçekleştirilir. Roket motoru, İHA’nın belirli bir hız ve irtifaya ulaşmasını sağladıktan sonra devreden çıkar ve ana uçuş motoru devreye girer. Bu sayede İHA, hedefine yönelmek üzere programlanan uçuş rotasına girer.

Bu yapı, savaş alanında hızlı konuşlanma ve ani operasyonlar için büyük avantaj sağlar. Pist ihtiyacı olmaması, Shahed-136’yı dağlık, engebeli veya altyapı açısından yetersiz bölgelerde dahi kolayca kullanılabilir hale getirir. Ayrıca mobil rampalar sayesinde bu İHA’lar, tespit edilmeden farklı noktalardan operasyonel olarak kullanılabilir.

Hangi güçler Shahed-136’yı kullanıyor?

İran tarafından geliştirilen Shahed-136, dış politika ve vekâlet savaşı stratejisinin bir aracı olarak çeşitli ülke ve aktörlere transfer edilmiştir. Başta Rusya olmak üzere, Yemen’deki Husi isyancılar tarafından yoğun şekilde kullanıldığı bilinmektedir. Bu İHA’lar, Suriye’de rejim yanlısı gruplar ve Irak’ta bazı Şii milisler tarafından da belirli ölçüde kullanılmıştır. Kullanıcı ülkeler ve gruplar, genellikle İran’la doğrudan ya da dolaylı askeri iş birliği içinde olan yapılardır.

Bu transferlerin çoğu, doğrudan resmî silah anlaşmaları yoluyla değil, dolaylı ve gizli kanallar aracılığıyla gerçekleşmektedir. Örneğin, ABD Hazine Bakanlığı’na göre İran, Shahed-136 İHA’larını İslam Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı kurumlar üzerinden Rusya’ya sevk etmektedir. Benzer şekilde, İngiltere Savunma Bakanlığı da Yemen’deki Husi güçlerine sağlanan İHA’ların İran kaynaklı olduğuna dair deliller sunmuştur.

Bu sevkiyatlar, çoğu zaman Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal eden yöntemlerle yapılmakta ve uluslararası yaptırımlar kapsamına girmektedir. Dolayısıyla bu transferlerin resmi ve açık ticari çerçevede değil, İran’ın dış politika stratejisi doğrultusunda kontrollü ve gizli biçimde yürütüldüğü değerlendirilmektedir.

Shahed-136’ya karşı koyma yöntemleri nelerdir?

Bu İHA’lara karşı koymak için çok katmanlı savunma sistemleri gereklidir. Geleneksel hava savunma sistemleri (örneğin Pantsir-S1, NASAMS, IRIS-T gibi) bu tür tehditleri fiziksel olarak imha etmeye çalışırken, elektronik harp sistemleri ise sinyal bozma ve yönlendirme sapması yaratarak etkisiz hale getirmeyi hedefler.

Lazer tabanlı savunma sistemleri de, gelişen teknolojiyle birlikte, kısa menzilli ve düşük maliyetli bir çözüm olarak denenmektedir. Ancak Shahed-136 gibi kamikaze İHA’lar genellikle sürü taktiğiyle, çok sayıda ve eşzamanlı şekilde saldırıya geçtiğinden, bu sistemler doygunluk oluştuğunda yetersiz kalabilir. Bu nedenle savunmanın başarısı, erken tespit, hedef önceliklendirme ve hızlı müdahale yeteneğine bağlıdır.

Buradaki kritik kavramlardan biri de ‘doygunluk’ seviyesidir. Doygunluk, bir hava savunma sistemine aynı anda kapasitesinin çok üzerinde sayıda İHA yönlendirilmesi durumunu ifade eder. Örneğin, bir sistem aynı anda 5 hedefe müdahale edebiliyorsa ve ona karşı 15 İHA saldırıya geçerse, bu sistem doygunluğa ulaşmış olur ve geri kalan 10 İHA savunmayı aşarak hedeflerine ulaşabilir.

Shahed-136’nın üretim maliyeti ne kadar?

Tahmini maliyeti birim başına 20.000 ila 50.000 dolar arasında değişmektedir. Hatta belirli durumlarda bu maliyet 15.000 dolara düşebilmektedir. Bu fiyat aralığı, benzer kabiliyete sahip Batı menşeli kamikaze İHA sistemlerine göre oldukça düşüktür.

Örneğin, ABD üretimi Switchblade 600 gibi sistemler 6 haneli fiyat etiketlerine sahipken, Shahed-136 bu maliyetin çok daha altında kalmaktadır. Bu ekonomik avantaj, özellikle büyük miktarda üretilip sürü taktiğiyle kullanılmasına olanak tanır. Ayrıca ucuzluğu nedeniyle hedefe ulaşamasa bile sistemin kaybı, mali açıdan tolere edilebilir düzeydedir. Bu yönüyle Shahid-136, düşük bütçeli ordular veya vekil gruplar için cazip bir silah platformu haline gelmiştir.

Shahed-136’nın zayıf yönleri

Shahed-136, düşük maliyetli ve kullanımı kolay bir sistem olsa da, sahadaki performansı bazı önemli sınırlamalarla gölgeleniyor. Özellikle gelişmiş hava savunma sistemlerine karşı etkili olamaması, bu platformun zayıf yönlerini daha görünür hâle getiriyor.

İşte Shahed-136’nın öne çıkan zayıf yönleri:

  • Gerçek zamanlı müdahale yok: Tamamen otonom çalıştığı için uçuş sırasında hedef değişikliği veya operatör müdahalesi yapılamıyor. Bu durum, özellikle hareketli hedeflere karşı başarısını düşürüyor.
  • Hareketli hedeflerde etkisiz: Sadece sabit hedeflere yönlendirilebildiğinden, mobil askeri unsurlar ya da hızlı hareket eden araçlar için tehdit oluşturmuyor.
  • Yavaş ve hacimli: Saatte yaklaşık 185 km hızla seyrediyor. Ayrıca 2,5 metrelik kanat açıklığı, radar tarafından fark edilmesini kolaylaştırıyor. Hava savunma sistemlerine karşı savunmasız hâle geliyor. Düşük radar izi olsa da gelişmiş sistemler karşısında gittikçe etkisini yitiriyor.
  • Elektronik harp zaafı: GPS ve INS tabanlı yönlendirme sistemi, karıştırma (jamming) teknolojilerine karşı savunmasız. Sinyal kaybı durumunda yönünü kaybedebilir veya hedefine ulaşamayabilir.
  • İletişim kopukluğu: Görev sırasında dışarıdan hiçbir müdahale yapılamaması, beklenmedik değişikliklere yanıt verememesine neden oluyor.
  • Tek atımlık sistem: Kendini hedefle birlikte imha ettiğinden, geri dönüşü ya da yeniden kullanımı yok. Bu da onu “harcanabilir” sınıfına sokuyor.
  • Sınırlı patlayıcı kapasitesi: 40 kg civarındaki patlayıcı yük, zırhlı hedeflere karşı yetersiz kalabiliyor. Daha çok altyapı tesisleri gibi yumuşak hedeflerde etkili.

Bu dezavantajlara rağmen Shahed-136, düşük maliyeti ve sürü saldırısına uygun yapısıyla birçok çatışma ortamında hâlâ etkili bir seçenek olmaya devam ediyor.

Shahid-136 neden bu kadar etkili?

Shahid-136’nın etkili olmasının birkaç temel nedeni vardır. İlk olarak, üretim maliyeti son derece düşüktür. Gelişmiş İHA sistemlerine kıyasla daha az kaynakla üretilebilmesi, bu sistemin çok sayıda temin edilmesini ve sürü halinde kullanılmasını mümkün kılar.

İkinci olarak, uzun menzili sayesinde düşman savunma hattının gerisindeki hedeflere ulaşabilir. Yaklaşık 2.000 kilometrelik menzili, stratejik altyapı tesislerine doğrudan saldırı yapılmasına olanak tanır. GPS ve ataletsel navigasyon sistemiyle çalışması, hedefe yönlendirmede yüksek doğruluk sağlar.

Üçüncü olarak, düşük radar izi taşıyan yapısı, tespit edilmesini zorlaştırır. Bu da onu hava savunma sistemlerine karşı avantajlı kılar. Düşük irtifadan ve farklı yönlerden yaklaşarak hava savunma ağını zorlayabilir.

Ayrıca, bu sistemin otonom olarak çalışabilmesi operasyonel kolaylık sağlar. Önceden belirlenen koordinatlara yönlendirildiği için gerçek zamanlı operatör müdahalesi gerektirmez.

Son olarak, sürü taktiğiyle eş zamanlı olarak çok sayıda İHA’nın kullanılması, savunma sistemlerinin doygunluğa ulaşmasına yol açar. Bu da en az birkaçının hedefe ulaşmasını garanti altına alabilir. Tüm bu unsurlar bir araya geldiğinde Shahid-136, düşük maliyetli ama yüksek etki potansiyeline sahip ölümcül bir sistem haline gelir.

İran’ın İHA gücündeki yeri

İran, son yıllarda insansız hava aracı (İHA) alanında önemli bir ilerleme kaydetti. Uzun süredir uygulanan yaptırımlar nedeniyle dışa bağımlı olamayan ülke, kendi üretim modeline yönelerek bu alanda dikkat çekici sistemler geliştirdi. 1980’lerde başlayan yerli üretim süreci, zamanla İran’ı bölgesel bir İHA üreticisine dönüştürdü.

Bugün İran, sadece keşif değil; saldırı, elektronik harp ve kamikaze görevlerine uygun birçok farklı İHA modeline sahip. Bu çeşitlilik, hem sınır güvenliği hem de dış operasyonlarda etkili şekilde kullanılmasına olanak tanıyor. Geliştirdiği başlıca modeller arasında Mohajer serisi, Ababil serisi, Arash ve kamikaze özellikli Shahed-131 ile Shahed-136 dikkat çekiyor.

İran’ın sistemleri, İsrail, ABD ve Çin gibi ülkelerin daha gelişmiş teknolojilerine göre basit kalsa da; düşük maliyet, kolay bakım ve yerli üretim avantajıyla sahada başarılı sonuçlar veriyor. Özellikle Shahed-136 gibi kamikaze İHA’lar, maliyet-etki dengesi açısından İran’a büyük avantaj sağlıyor.

Rusya bu dronları kendisi mi üretiyor?

Rusya, İran’dan tedarik ettiği Shahed-136 tipi kamikaze İHA’ları kendi askeri envanterine “Geran-2” adıyla dahil etmektedir. Bu sürecin temelinde, sistemin Rusya içinde yerli üretim hatlarında montaj edilmesi yer almaktadır.

Rusya, bu İHA’ların dış kabuğunda bazı yapısal değişiklikler yapmakta; özellikle malzeme tercihinde iklim koşullarına uygunluk gözetilmektedir. Ayrıca elektronik donanım kısmında da çeşitli uyarlamalar yapılmaktadır. Bunlar arasında, yönlendirme sistemlerinin Rusya’nın kendi GLONASS uydu navigasyon sistemine entegre edilmesi, iletişim protokollerinin değişmesi ve bazı durumlarda hedefleme algoritmalarının uyarlanması yer alır.

Resmî bir lisans anlaşması olmamasına rağmen, bu modifikasyonlar sayesinde Rusya, Geran-2 adını verdiği bu araçları kendi askeri ihtiyaçlarına göre optimize ederek özellikle Ukrayna’daki operasyonlarında yoğun şekilde kullanmaktadır.

Batı ülkeleri bu dronlara karşı ne yapıyor?

Batı ülkeleri, Shahed-136 gibi kamikaze İHA’lara karşı çok yönlü ve kapsamlı bir strateji uyguluyor. Öncelikle, bu tehditlere karşı koymak için Ukrayna gibi ülkelerde NASAMS, IRIS-T, Gepard, C-RAM ve hatta Patriot gibi sistemler konuşlandırılmıştır. Bu sistemler, düşük ve orta irtifadaki tehditlere karşı entegre bir savunma sağlar.

Elektronik harp sistemleri de önemli bir rol oynuyor. GPS karıştırıcılar ve sinyal bozucular, İHA’ların yön bulma sistemlerini devre dışı bırakmak için kullanılıyor. Ayrıca NATO ülkeleri, özellikle Almanya, İngiltere ve ABD, lazer silahları ve elektromanyetik dalga bazlı savunma teknolojileri geliştiriyor; bu sistemlerin bazılarına saha testleri de uygulanıyor.

Bir diğer önemli adım da İran’ın üretim zincirini sekteye uğratmaya yöneliktir. ABD Hazine Bakanlığı ve Avrupa Birliği, İran’a uygulanan yaptırımları genişletmiş, özellikle İHA parçalarının tedarik edildiği şirketlere ve bireylere yönelik cezai işlemler başlatmıştır. İran’ın üretiminde kullandığı batı menşeli mikroçip, servo motor, GPS modülü gibi parçaların sevkiyatının durdurulması hedeflenmiştir.

Ayrıca, NATO istihbarat ağı bu İHA’ların sevkiyat rotalarını ve konuşlandığı noktaları izleyerek erken uyarı sistemlerine entegre etmektedir. Bu sayede hem saldırı öncesinde savunma sistemleri hazır hale getirilmekte hem de tehdidin geldiği kaynağa dair analizler yapılmaktadır.

Batı’nın genel yaklaşımı, sadece mevcut saldırılara karşı savunma sağlamakla sınırlı değildir; aynı zamanda bu tehdidi kaynakta kesmeye yönelik diplomatik, istihbari ve teknolojik önlemler bütününü kapsamaktadır.

Yorum yaz Yorum yaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Haber

Dünyanın en güçlü hava kuvvetleri - 2025

Sonraki Haber

TUSAŞ'ın 10 yıllık planı; Savunma sanayisinde millileşme ve küresel vizyon