Tacikistan’ın Hocent şehrinde, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan liderleri, bölgesel dayanışma ve sınır birliğini pekiştiren tarihi bir adım atarak “Hocent Beyannamesi”ni imzaladı.
Bu önemli zirve, üç ülke arasındaki ilişkilerin daha da derinleşmesine ve bölgesel istikrarın sağlanmasına katkı sunacak nitelikteydi.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in katılımıyla gerçekleşen bu buluşma, ülkeler arasındaki uzun süredir devam eden sınır sorunlarına çözüm getirileceğini gösterdi.

Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, liderlerin Hocent’teki görüşmelerinde dostane ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik önemli kararlar aldıkları belirtildi. Görüşmelerin sonunda, yıllardır süregelen sınır meselelerine dair çözüm önerileri sunan ve gelecekteki işbirliklerinin zeminini hazırlayan “Hocent Beyannamesi” imzalandı.
Yeni Bir Dönem Başlıyor: Dostluk Anıtı ve Sınırların Çözümü
Liderler ayrıca, üç ülkenin sınırlarının birleştiği noktada inşa edilen dostluk anıtının açılışını video konferansla gerçekleştirdi.
Törende, anıtın, bu üç halk arasında kalıcı barış, güven ve dostane ilişkileri simgelediği vurgulandı. Bu gelişme, uzun yıllar süren sınır anlaşmazlıklarının, karşılıklı anlayış ve diplomasi ile çözülmesi yönünde büyük bir adım atıldığını gösteriyor.

Kırgızistan, Özbekistan ile olan 200 kilometrelik sınır sorununu 2022 yılında çözüme kavuşturmuşken, Tacikistan ile olan 486,94 kilometrelik sınır ihtilafını ise 2025 yılı itibarıyla karşılıklı arazi değişimi ile sonlandırdı.
Bölgesel Dayanışma ve İşbirliği: Yeni Bir Dönem Başlıyor
Hocent Beyannamesi, Orta Asya’da ekonomik işbirliği temelli yeni bir dönemin açılmasına ve bölgesel dayanışmanın güçlenmesine öncülük ediyor.
Türkiye’nin bölgesel barış ve işbirliği vizyonuna uygun olarak, bu gelişme Orta Asya’daki istikrarı daha da pekiştirecek bir adım olarak kaydedilmiştir.
Sınır Sorunlarının Kökeni
Orta Asya’daki sınır anlaşmazlıklarının temelleri, Sovyetler Birliği dönemine dayanır. 20. yüzyılın başlarından itibaren Sovyet yönetimi, Orta Asya’da geniş bir sınır ağı kurmuş ve bu sınır çizimleri genellikle etnik yapılar, kültürel sınırlar ve coğrafi özellikler göz önünde bulundurulmadan yapılmıştır.
Sovyetler, bu bölgedeki sınırları oluştururken daha çok stratejik ve idari gereksinimleri ön planda tutmuşlardır. Bu yaklaşım, birçok etnik grubun farklı devlet sınırları içinde bölünmesine yol açmış ve uzun vadede sınır sorunlarına zemin hazırlamıştır.

Dolayısıyla Kırgız, Tacik, Özbek ve Türkmen halklarının yaşadığı bölgelerde, Sovyet yönetimi sınırları karışık bir şekilde çizmiş ve etnik grupların farklı devlet sınırları içinde yer almasına yol açmıştır.
Günümüzde Tacikistan ve Kırgızistan arasındaki sınırda, çoğunluğu Tacik olan nüfus Kırgızistan sınırları içinde yer alırken, Özbekistan ile Kırgızistan arasındaki sınırda da Özbek nüfusunun yoğun olduğu bölgeler bulunmaktadır.

Sınırlar, çoğu zaman etnik yapılar veya doğal coğrafi engellerle örtüşmediği için, bağımsızlık sonrasında bu ülkeler arasında sınır sorunları çatışmalara dahi yol açmıştır.
Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrası, Orta Asya’daki yeni devletler, Sovyet sınır politikalarına karşı çıkarak, zaman zaman etnik temelli bölgesel talepleri gündeme getirdiler. Üç ülke arasındaki sınır sorunu 2025 yılında çözülmüş oldu.
Kaynak: CGTN Türk