Karanlık Aydınlık

İsrail’den İran’a nükleer silah tehditi: “Neye mal olursa olsun durduracağız”

İsrail, İran’a karşı olası bir saldırıya hazır olduklarını açıkladı; Tahran’ın nükleer silah elde etmesine izin vermeyeceklerini vurguladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İran’a yönelik saldırı tehdidini yineleyerek, “neye mal olursa olsun İran’ın nükleer silah elde etmesini engelleyeceklerini” açıkladı. Katz, Başbakan Binyamin Netanyahu öncülüğünde, ilgili tüm taraflarla İran’ın nükleer silah sahibi olmasını engellemeye yönelik net bir politika yürüttüklerini vurguladı.

İsrail’in İran’a saldırı planlarının Donald Trump tarafından reddedildiği iddialarının basına yansımasının ardından yapılan bu açıklama gerilimi tırmandırdı. Katz, İran’ın nükleer tesislerine saldırabileceklerine açık bir şekilde işaret etti.

Trump’ın saldırı planına yaklaşımı

The New York Times’ta yayımlanan haberde, İsrail’in mayıs ayında İran’a büyük bir saldırı planladığı ve bu planı Beyaz Saray’a sunduğu belirtilmişti. Ancak ABD Başkanı Trump’ın, İsrail’in bu planını reddettiği ve İran ile nükleer müzakereleri tercih ettiği kaydedildi.

Geçtiğimiz günlerde nükleer silah görüşmelerinin Roma’da yapılacağı netleşmişti. Trump, İran’ın nükleer silah sahibi olmaması gerektiğini vurguladı. Trump, “İran’ın büyük bir ülke olma şansı var” diyerek askeri müdahaleye acele etmek istemediğini belirtti. Trump sözlerinin devamından İran’ın güzelce yaşama hakkı olduğunu ve bu nedenle müzakereleri istediğini belirterek, İran için ikinci bir seçenek söz konusu olduğunda bunun İran için çok kötü olacağını dile getirdi.

İran’ın nükleer çalışmaları

İran’ın nükleer programı kapsamında Natanz ve Fordow gibi uranyum zenginleştirme tesisleri, Arak ağır su reaktörü, Bushehr nükleer santrali ve Tahran Araştırma Reaktörü gibi toplamda yaklaşık 16 ila 20 nükleer tesis bulunuyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) denetimlerinde, bu tesislerde şu ana kadar doğrudan nükleer silah üretimine yönelik faaliyet tespit edilmediği belirtiliyor. Ancak İran’ın uranyum zenginleştirme seviyesini, sivil kullanım sınırlarının üzerine çıkarması ve bazı tesislerde şeffaflığın azalması, uluslararası toplumda endişelere ve ülkeler arasında bir çok gerilime yol açıyor.

Özellikle Fordow gibi yer altı tesislerinde yüksek saflıkta zenginleştirilmiş uranyum üretildiği, UAEA raporlarına yansımış durumda. UAEA’nın 2023 raporundaki oranlarda uranyum saflık oranının %83,7 olduğu ortaya çıkmıştı. Raporda nükleer silah üretimi için gerekli olan %90’lık eşiğe oldukça yakın olduğu belirtilmişti. İran ise tüm çalışmalarının barışçıl amaçlı olduğunu ve çıkan yüksek saflık oranının sadece insani hatadan kaynaklı olduğunu savunmuştu.

İran nükleer çalışmalarının sadece sivil kullanım alanları için olduğunu nükleer bir silah üretmediklerini iddia etse de özellikle İsrailli kaynaklar İran’ın kesinlikle nükleer silah ürettiklerini ve müfettişlerin nükleer tesisleri teftiş etmelerine izin vermediklerini dile getiriyorlar.

Netanyahu’dan “sayısız eylem” vurgusu

Netanyahu, İran’ın nükleer programına karşı yıllardır yürüttüğü “sayısız açık ve gizli eylemler” sayesinde Tahran’ın bugün nükleer silaha sahip olmadığını belirtti. Netanyahu, İran’a karşı sert tutumunun, ülke içinde ve uluslararası arenada ciddi muhalefetle karşılaşmasına rağmen sürdüğünü vurguladı.

Netanyahu, İsrail’in İran’a karşı yürüttüğü operasyonların detaylarına değinmeden, “kararlılıkla hareket ettiklerini” ve bu sayede İran’ın henüz nükleer kapasiteye ulaşamadığını ifade etti.

İstihbarat sızıntısı gerilimi artırdı

The Times of İsrael’in haberine göre; İsrail güvenlik yetkilileri, saldırı planına ilişkin detayların The New York Times’a sızdırılmasını sert bir dille eleştirdi. Yetkililer, “saldırının yöntemi, zamanlaması, koordinasyon mekanizmaları ve sürpriz etkisinin” ifşa edilmesinin İsrail’in çıkarlarına zarar verdiğini ve ABD ile olan gizli iş birliğini zayıflatabileceğini ifade etti.

Sızdırılan bilgilere göre, İsrail ve ABD’nin ortak planı; İran’ın hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirmeyi, ardından yer altındaki nükleer tesisleri hedef alan geniş çaplı bir hava bombardımanı başlatmayı ve gerekirse sahaya özel kuvvetler indirmeyi içeriyordu. Ancak sahaya özel kuvvet gönderme planı, operasyonun süresini uzatacağı gerekçesiyle iptal edildi ve doğrudan hava saldırısı ağırlıklı bir plan tercih edildi.

İsrailli diplomatların uyarısı

İsrailli diplomatlar, ABD ile İran arasında yapılabilecek yeni bir nükleer anlaşmanın “kötü bir anlaşma” olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bu anlaşmanın, İran’ın nükleer programına karşı mevcut baskıyı azaltabileceği ve Tahran’a zaman kazandırabileceği değerlendirildi.

Son gelişmeler, İsrail ile İran arasındaki tansiyonun daha da yükseldiğini ve taraflar arasındaki diplomatik ve askeri hareketliliğin yoğunlaştığını gösteriyor.

Kaynak: The Times of Israel

Yorum yaz Yorum yaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Önceki Haber

ASELSAN, Çelik Kubbe projesinde yeni alt bileşenleri envantere kazandıracak

Sonraki Haber

Nuri Killigil Teknoloji Ödülleri sahiplerini buldu