İngiltere Kraliyet Donanması’na ait Type 45 sınıfı güdümlü füze muhribi HMS Dragon, 16 Mayıs 2025 tarihinde bir ilke imza attı.

İskoçya açıklarında düzenlenen Avrupa’nın en büyük entegre hava ve füze savunma tatbikatı olan Exercise Formidable Shield 2025 kapsamında, Sea Viper füze sistemiyle süpersonik bir füzeyi başarıyla imha etti.
Bu gelişme, İngiltere’nin gelişmiş hava savunma yeteneklerinde önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor.
Gerçek savaş senaryosuna yakın koşullarda test edildi
Tatbikat kapsamında, Sea Viper sisteminin özel olarak telemetri verisi toplayacak şekilde modifiye edilmiş bir versiyonu kullanıldı.

Füze, yüksek hızlı ve karmaşık manevralar yapabilen, geleceğin gemisavar tehditlerini simüle eden bir hedefe karşı ateşlendi. Bu hedef, tıpkı modern süpersonik ve hipersonik füzeler gibi manevralarla savunma sistemlerinden kaçmaya çalıştı. Ancak HMS Dragon bu zorlu hedefi başarıyla etkisiz hale getirdi.
Bu başarı, yalnızca Sea Viper sisteminin etkinliğini değil, aynı zamanda Type 45 muhriplerinin yüksek tehdit düzeyine sahip ortamlarda görev yapmaya hazır olduğunu da gözler önüne serdi.
Type 45 muhriplerinin caydırıcı gücü
HMS Dragon, İngiltere’nin altı adet Type 45 Daring sınıfı muhribinden biri olarak görev yapıyor. Bu gemiler, özellikle uçak gemileri ve amfibi hücum birliklerini hava tehditlerine karşı korumak amacıyla tasarlandı.
Type 45 muhripleri, gelişmiş savaş yönetim sistemleri ve radar altyapısıyla, dünya çapında en yetenekli hava savunma gemileri arasında gösteriliyor.

Geminin hava savunma kabiliyetinin merkezinde, İngiltere hizmetinde Sea Viper olarak bilinen PAAMS (Principal Anti-Air Missile System) sistemi bulunuyor. Bu sistem, aktif elektronik taramalı SAMPSON radarı ve uzun menzilli S1850M radarıyla birlikte çalışarak 360 derecelik bir durumsal farkındalık sağlıyor.
Muhrip, bu radarlarla 400 kilometreyi aşan mesafelerde yüzlerce hedefi eş zamanlı izleyebiliyor.
Sea Viper: Çoklu tehditlere karşı gelişmiş koruma
Sea Viper sistemi, MBDA üretimi Aster füze ailesini kullanıyor. Kısa ve orta menzilli tehditlere karşı Aster 15, 30 kilometre menzile kadar etkili olurken, uzun menzilli tehditlerde kullanılan Aster 30, 100 kilometrenin üzerinde bir menzile sahiptir.

Bu füze ailesi, hem savaş uçaklarına hem de deniz yüzeyine yakın uçan seyir füzelerine ve dik dalış yapan balistik füzelere karşı etkin savunma sağlıyor.
Sea Viper’ın en dikkat çekici özelliklerinden biri, aynı anda çok sayıda farklı yönlerden gelen tehdidi takip edip imha edebilmesidir. Füze, atış sonrası ilk aşamada ataletsel yönlendirme ve gemiden aldığı veri bağlantısı ile hedefe yönelirken, terminal safhada aktif radar güdümüne geçerek yüksek hassasiyetli vuruş gerçekleştiriyor.
Bu yetenek, yoğun elektronik harp ortamlarında ve doygun saldırılar altında bile sistemi etkin kılıyor.
Sea Viper sisteminin bu denli karmaşık bir hedefe karşı başarı sağlaması, Kraliyet Donanması’nın füze savunma alanındaki teknolojik seviyesini bir üst basamağa taşıdı. Ayrıca füzenin telemetri verisi taşıyan özel versiyonu sayesinde elde edilen detaylı uçuş verileri, gelecekteki taktik gelişmeler ve teknoloji yatırımları için büyük önem taşıyor.
Çok yönlü görev kabiliyeti
Her ne kadar Type 45 muhriplerinin birincil görevi hava savunması olsa da, bu gemiler çok amaçlı görevlerde de etkin şekilde görev yapabiliyor.
Korsanlıkla mücadele, deniz ablukası, insani yardım ve denizaltı savunması gibi alanlarda da kullanılabilen HMS Dragon, Wildcat veya Merlin tipi helikopterlerle donatıldığında sualtı tehditlerine karşı da etkin bir platforma dönüşüyor.

Gelişmiş iletişim altyapısı sayesinde NATO görevlerinde ve çok uluslu harekâtlarda kolayca entegre şekilde görev yapabiliyor.
NATO uyumu ve kolektif savunma
Exercise Formidable Shield 2025, NATO Deniz Komutanlığı ve ABD 6. Filosu liderliğinde yürütülen bir tatbikat olarak öne çıkıyor. On bir müttefik ülkenin katıldığı tatbikat, hava ve füze savunmasında iş birliğini ve çok uluslu kuvvetlerin entegrasyon kabiliyetini test ediyor.
HMS Dragon’un bu tatbikattaki başarısı, İngiltere’nin NATO içindeki sorumluluklarına ne denli önem verdiğini ve müttefik kuvvetlerle ne kadar uyumlu çalışabildiğini ortaya koydu.
Süpersonik tehditlere karşı hazırlık
Günümüz deniz muharebe ortamları, yüksek hızlı ve radar izi düşük füze tehditlerinin arttığı bir döneme giriyor. Bu koşullar altında HMS Dragon’un süpersonik bir hedefi başarıyla imha etmesi, İngiltere’nin bu yeni tehdide karşı hazırlıklı olduğunu kanıtladı.

Kraliyet Donanması bu gelişmeyle, teknolojik üstünlüğünü koruma, müttefik iş birliğini geliştirme ve deniz kuvvetlerini yüksek tehdit ortamlarında koruma yönünde kararlı adımlar attığını bir kez daha göstermiş oldu.
Kaynak: Army Recognition