Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı alım süreci yeniden hareketleniyor. Handelsblatt gazetesinin Alman hükümet çevrelerinden edindiği bilgilere göre, Almanya’nın uzun süredir uyguladığı ihracat engelinin kaldırılması yönünde önemli bir ilerleme kaydedildi. Daha önce bu satışa çeşitli gerekçelerle karşı çıkan Almanya’nın, son gelişmelerle birlikte ihracat onayı vermeye hazırlandığı belirtiliyor. Bu değişimde, ülkedeki hükümet değişikliğinin ardından şekillenen yeni dış politika yaklaşımının etkili olduğu ifade ediliyor.
Almanya’nın tutum değişikliği
Almanya, önceki yıllarda Türkiye’ye yönelik Eurofighter ihracatına bazı siyasi ve stratejik gerekçelerle temkinli yaklaşmıştı. Bu süreçte özellikle Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayisinde kaydettiği ilerleme, Alman karar vericiler tarafından dikkatle izleniyordu. Ankara’nın artan yerli üretim kapasitesi ve ihracat potansiyelinin, Avrupa savunma pazarındaki dengeleri değiştirme ihtimali, Berlin’de stratejik bir unsur olarak değerlendirildi. Bunun yanı sıra, sınır ötesi askeri faaliyetler de bu çekincelerin parçasıydı. SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan önceki hükümet, bu unsurları dikkate alarak ihracat onayını uzun süre vermemeyi tercih etti.
Almanya’da Friedrich Merz liderliğindeki yeni siyah-kırmızı koalisyonun göreve gelmesiyle, silah ihracatlarında daha esnek bir tutum benimsendi. Yeni hükümet özellikle NATO içinde iş birliğini artırma hedefiyle hareket ediyor.

Savunma sanayisi açısından ise Eurofighter üretiminin sürdürülebilirliği, ihracatlara bağlı. Almanya’nın en büyük savunma sanayi firmalarından Airbus Defence and Space’in yüzde 46 oranında ortak olduğu Eurofighter konsorsiyumu, Avrupa dışı müşterilere bağımlı hale gelmiş durumda. Türkiye’nin 40 uçaklık planı bu açıdan kritik bir öneme sahip. Bu kapsamda, İngiltere Mart 2025’te Türkiye’ye resmi bir teklif sunarak 20’si kesin, 20’si opsiyonel olmak üzere toplam 40 Eurofighter Typhoon uçağını içeren bir satış planı önerdi. Görüşmelerin teknik detaylarına dair bilgiler sınırlı olsa da, yapılandırma ve destek kapsamına göre teslimatların 4 ila 6 yıl içinde gerçekleşmesi öngörülüyor.
Eurofighter: Avrupa’nın kritik savunma ürünü
Eurofighter Typhoon, Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya’nın 1980’lerde başlattığı ortak bir savunma projesi olarak geliştirildi. Çok rollü yapısıyla hava üstünlüğü ve hassas taarruz görevlerini bir arada yürütebilen bir platform olarak konumlanıyor.
Fransa’nın Eurofighter projesinden ayrılarak geliştirdiği Rafale ile kıyaslandığında, Typhoon daha fazla ülke tarafından kullanılıyor ve NATO içinde daha geniş entegrasyon ağına sahip. Ancak Rafale, hava-yer görevlerinde daha esnek bir yapı sunması ve tam donanımlı tek bir ülke tarafından yönetilmesi sayesinde lojistikte avantaj sağlayabiliyor.

Typhoon’un F-35 ile karşılaştırıldığında en belirgin farkı ise görünmezlik (stealth) özelliğinin bulunmaması. F-35, beşinci nesil bir savaş uçağı olarak radar izi düşük operasyonel yapıya sahipken, Typhoon gelişmiş elektronik harp sistemleri ve AESA radar entegrasyonu ile bu eksikliği sensör gücüyle telafi etmeye çalışıyor. Yine de Typhoon, bakım kolaylığı, çok rollülük ve yüksek hız kabiliyeti (Mach 2) ile özellikle Avrupa hava sahalarında hızlı reaksiyon kabiliyetiyle öne çıkıyor.
Eurofighter, Meteor ve AMRAAM gibi uzun menzilli hava-hava füzeleri, Paveway ve Brimstone gibi hassas taarruz mühimmatlarını taşıyabiliyor. ECRS Mk2 AESA radarı sayesinde eş zamanlı çoklu hedef takibi, yüksek çözünürlükte görüntüleme ve elektronik karıştırma yetenekleri sunuyor. NATO ile tam uyumlu olan Typhoon, Türk Hava Kuvvetleri için de birlikte çalışabilirlik avantajı sağlıyor.
Avrupa’nın savunma sanayisinde yeni bir sayfa
Eurofighter ihracatı, Avrupa savunma sanayisinin sürdürülebilirliği açısından da stratejik önem taşıyor. Almanya, İtalya ve İspanya’nın sınırlı sayıda yeni siparişi Eurofighter üretim hattını canlı tutmaya yetmiyor. Bu nedenle Türkiye gibi Avrupa dışı müşterilere yapılacak satışlar, hem üretimin devamlılığı hem de modernizasyon sürecinin ekonomik olarak sürdürülebilmesi için hayati rol oynuyor.
Öte yandan, küresel savaş uçağı pazarında ABD yapımı F-35’in baskın konumu, Avrupa’nın rekabet gücünü zorluyor. Bugüne kadar dünya genelinde 3000’in üzerinde sipariş alan F-35 karşısında, Eurofighter yaklaşık 600 teslimatla daha sınırlı bir pazara hitap ediyor. Almanya’nın Eurofighter ihracatında kısıtlayıcı politikalardan uzaklaşması, bu rekabet denkleminde Avrupa’nın elini güçlendirmeyi amaçlıyor.

Türkiye’nin Eurofighter’a yönelmesinde ABD ile yaşanan F-35 krizinin etkisi de bulunuyor. Ankara, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi tedarik ettiği gerekçesiyle F-35 programından çıkarılmıştı. Bu gelişme, Türkiye’nin alternatif platformlara yönelmesini beraberinde getirdi. Eurofighter tercihi, hem bu boşluğu kısmen doldurma hem de Avrupa ile savunma ilişkilerini çeşitlendirme arayışının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Handelsblatt’a konuşan kaynaklara göre, Almanya’nın bu onayı yalnızca Türkiye ile savunma ilişkilerini yeniden tesis etmekle sınırlı değil; aynı zamanda Avrupa’nın savunma ihracatında bağımsız hareket etme kapasitesini de artırma hedefi taşıyor. Almanya, Fransa ile benzer bir çerçeve anlaşması imzalayarak ortak üretim projelerinde ihracatın önünü açmaya çalışıyor. Türkiye ile yapılan bu açılım da benzer bir stratejinin parçası olarak değerlendiriliyor.
Türkiye açısından bu alım, sadece yeni uçak temini değil, aynı zamanda savunma tedarikinde çeşitlilik sağlama ve ABD’ye olan bağımlılığı azaltma girişimi olarak da dikkat çekiyor.
Kaynak: Handelsblatt