Son yıllarda ordusunu hızlı bir şekilde yenileyip güçlendirmeye başlayan Almanya, 5 Ağustos 2025’te yapılan resmi açıklamaya göre, yeni nesil kalıcı Alman hava gözetleme sistemi (PEGASUS) platformunu operasyonel kullanıma aldı.
Bombardier Global 6000 jet platformu üzerine inşa edilen ve HENSOLDT’un Kalaetron Integral SIGINT donanımıyla donatılan sistem, Alman Hava Kuvvetleri’ne 10 yılı aşkın bir aradan sonra yeniden bağımsız hava tabanlı elektronik istihbarat kabiliyeti kazandırdı.

Almanya’ya dair bu gelişme, 50. Airbus A400M uçağının teslim alınmasından sonra yaşandı.
Genel özellikler ve operasyonel kapasite
PEGASUS, yazılım tanımlı, çok alanlı bir istihbarat, gözetleme ve keşif (ISR) platformu olarak tasarlandı. Sistemin kalbinde yer alan Kalaetron Integral paketi; sinyal istihbaratı (SIGINT), elektronik destek tedbirleri (ESM) ve elektronik istihbarat (ELINT) fonksiyonlarını tek bir modüler yapı içinde birleştiriyor.
Ultra geniş bant dijital alıcılar, HF’den SHF’ye kadar geniş bir frekans aralığını tarayabiliyor; analog, modern dijital, frekans atlamalı ve şifreli sinyalleri tespit edebiliyor. Güçlü dijital sinyal işlemciler (DSP), gerçek zamanlı demodülasyon, spektrum analizi ve yetkilendirildiğinde şifre çözme desteği sunuyor. Hava savunma radarları, füze güdüm sinyalleri veya askeri haberleşme ağları yüksek doğrulukla tespit edilebiliyor.

Uçakta kullanılan aktif elektronik taramalı dizi (AESA) antenler, 360 derecelik kapsama, hassas yön bulma ve milimetrik hassasiyetle konum tespiti imkânı sağlıyor. Antenler gövdeye uyumlu şekilde entegre edilerek hem aerodinamik yapı korunuyor hem de düşük radar izi elde ediliyor.
Kalaetron Integral, ayrıca elektromanyetik imzalar üzerinde eğitilmiş yapay zekâ algoritmaları kullanarak yeni tehdit tiplerini tanıyabiliyor, elektronik savaş düzenlerini analiz edebiliyor ve birkaç saniye içinde alarm üretebiliyor.

PEGASUS, yüksek kapasiteli görev bilgisayarları ve güvenli iletişim sistemleriyle donatıldı. Toplanan veriler, uçuş esnasında yer kontrol merkezlerine LOS veri bağlantısı, uydu iletişimi (SATCOM) ve şifreli IP ağları üzerinden gerçek zamanlı iletilebiliyor. Sistem, GPS’in engellendiği ortamlarda da çalışabilecek şekilde elektromanyetik girişime dayanıklı olarak tasarlandı.
Bombardier Global 6000 platformu sayesinde uçak, 11.000 km’den fazla menzil ve 15.000 metreyi aşan servis tavanı ile uzun süre hedef bölgede kalabiliyor. Düşük akustik ve radar izi, hassas görevlerde hayatta kalma şansını artırıyor.
Operasyonel ve NATO boyutu
PEGASUS, Alman Hava Kuvvetleri’ne düşman elektronik savaş düzenlerini haritalandırma, kuvvet hareketlerini takip etme ve anlık karşı tedbir geliştirme yeteneği kazandırıyor.
Sistem, diğer hava, deniz ve kara platformlarıyla uyumlu çalışarak NATO’nun ortak ISR mimarisine entegre olabiliyor. Göreve devam ederken anlık olarak hedef önceliklerini değiştirebilme kabiliyeti de sahadaki komutanlara büyük esneklik sağlıyor.

PEGASUS’un hizmete girişi, Rusya’nın Doğu Avrupa’daki agresif tutumu, hibrit savaş yöntemleri, siber saldırılar ve elektronik karıştırmaların arttığı bir döneme denk geliyor.
Almanya, 2013’te Euro Hawk programının iptalinden sonra ilk kez bu seviyede hava tabanlı SIGINT kabiliyetine kavuşmuş oldu. Böylece Almanya, potansiyel tehditlerin elektronik faaliyetlerini bağımsız şekilde izleyebilecek, silah kontrol anlaşmalarına uyumu denetleyebilecek ve NATO operasyonlarına kendi topladığı istihbaratla katkı sunabilecek.
Savunma sanayii ve teknolojik bağımsızlık
PEGASUS projesi, 30’dan fazla Alman savunma şirketinin katılımıyla yürütüldü. Siber güvenlik, yazılım mühendisliği ve elektronik sistemler alanındaki bilgi birikimi ülkede tutuldu.
Söz konusu girişim, AB’nin Stratejik pusula ve PESCO hedefleriyle uyumlu şekilde Avrupa’nın istihbarat ve komuta kabiliyetlerinde daha fazla özerklik sağlama hedefine hizmet ediyor.

PEGASUS’un hizmete girmesi, Rusya’nın elektronik harp faaliyetlerinin daha yakından izlenebilir hale gelmesini sağlıyor. Bu gelişme, Moskova’nın Avrupa sınırlarındaki askeri ve elektronik hareketlerinde daha temkinli davranmasına yol açabilir.
NATO görevlerinde kullanılması durumunda PEGASUS, Orta Doğu’daki elektronik sinyal toplama faaliyetlerini de güçlendirecek; bu da İran’ın radar ve füze sistemlerinin tespit edilme riskini artıracaktır. Avrupa Birliği açısından bakıldığında, sistemin devreye girmesi stratejik özerklik hedefi için kritik bir adım niteliği taşıyor.

PEGASUS, ABD’ye olan bağımlılığı azaltarak Avrupa savunma mimarisine önemli katkılar sağlıyor. ABD ve NATO için ise bu yeni Alman kapasitesi, RC-135 Rivet Joint ve Global Hawk gibi mevcut platformlara ek bir unsur olarak sensör çeşitliliğini ve operasyonel esnekliği artırıyor.
PEGASUS’un hizmete girmesiyle Almanya, elektronik harp ortamında güçlü bir oyuncu haline geldi. Ancak bu gelişme, özellikle Rusya ve Çin gibi ülkelerin karşı önlemler geliştirmesine yol açabilir.
Gelecekte elektromanyetik spektrumda yaşanacak rekabet, hava ve uzay tabanlı istihbarat platformlarının modernizasyonunu zorunlu kılacak.
Kaynak: Army Recognition