Karanlık Aydınlık

Almanya, Fransa’nın ağırlığı nedeniyle FCAS projesinden çekilebilir

Almanya, Fransa’nın projedeki baskın rolünden rahatsızlık duyarak FCAS’tan çekilmeyi gündemine alırken, alternatif olarak İngiltere, İtalya ve Japonya’nın yürüttüğü altıncı nesil savaş uçağı programına katılma seçeneğini değerlendiriyor.

Alman medyasında çıkan haberlere göre Berlin yönetimi, Fransa ile ortak yürütülen Gelecek Savaş Uçağı Sistemi (FCAS – Future Combat Air System) programından çekilmeyi ciddi şekilde değerlendiriyor.

Federal hükümet kaynaklarına dayandırılan iddialarda, iş bölümü konusundaki anlaşmazlıklar ve Fransız savunma sanayisinin projede baskın konumda olması, Almanya’nın rahatsızlığının temel sebepleri arasında gösteriliyor.

Almanya’nın bu süreçte yalnızca FCAS içindeki rolünü sorgulamadığı, aynı zamanda alternatif projelere katılım olasılıklarını da araştırdığı belirtiliyor. Bu kapsamda Berlin’in, İngiltere öncülüğünde İtalya ve Japonya ile birlikte geliştirilen diğer altıncı nesil savaş uçağı programına dahil olma seçeneğini masada tuttuğu ifade ediliyor. Uzmanlar, bu durumun Avrupa savunma alanındaki işbirliğini yeniden şekillendirebileceğini vurguluyor.

FCAS’taki çıkmaz, gözlemciler tarafından daha önce yaşanan MAWS deniz devriye uçağı programına benzetiliyor. Almanya’nın sekiz adet Boeing P-8A Poseidon uçağını ABD’den sipariş etmesi ve Fransa’nın bağımsız olarak Airbus A321MPA projesine yönelmesiyle bu ortak girişim fiilen sona ermişti. Benzer bir ayrışmanın FCAS’ta da yaşanabileceği ihtimali giderek güçleniyor.

Tarihsel olarak da bu tür anlaşmazlıkların Avrupa savunma sanayisinde farklı yönelimler doğurduğu biliniyor. 1980’lerdeki görüş ayrılıkları sonucunda Fransa, kendi savaş uçağı Dassault Rafale’i geliştirirken, Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya’nın da içinde bulunduğu konsorsiyum ise Eurofighter Typhoon projesini hayata geçirmişti. Şimdi benzer bir kırılma noktasının FCAS için de gündeme gelebileceği tartışılıyor.

Halen FCAS projesinde Fransa ve Almanya’nın yanı sıra İspanya ve Belçika da ortak konumda bulunuyor. Ancak İspanya da projedeki mevcut işleyişten duyduğu rahatsızlığı resmi açıklamalarla dile getirmiş durumda. Bu da programın geleceğine dair belirsizliği artırıyor.

Almanya açısından FCAS’ın önemi oldukça büyük. Zira bu sistem, 2040’lı yıllardan itibaren Luftwaffe’nin (Alman Hava Kuvvetleri) Eurofighter Typhoon filosunun yerini alması için planlanıyor. Ayrıca hâlihazırda ABD’den sipariş edilen 35 adet Lockheed Martin F-35A Lightning II uçağıyla birlikte görev yaparak hibrit bir hava gücü oluşturması hedefleniyor. Ancak Berlin yönetimi, yaşanan sıkıntılar nedeniyle Amerikan yapımı uçak alımlarını artırma ihtimalini de göz ardı etmiyor.

FCAS Nedir?

FCAS (Future Combat Air System), yani Gelecek Muharebe Hava Sistemi, yalnızca yeni bir savaş uçağı geliştirme girişimi değil, çok daha geniş kapsamlı bir hava savaşı mimarisi projesidir.

Başlangıçta Fransa, Almanya ve İspanya tarafından başlatılan projeye daha sonra Belçika da katılmıştır. Temel hedef, 2040’tan itibaren Avrupa’nın mevcut savaş uçaklarını, yani Eurofighter Typhoon ve Dassault Rafale’i, daha gelişmiş ve altıncı nesil özelliklere sahip bir platformla değiştirmektir.

FCAS’ın merkezinde Yeni Nesil Savaş Uçağı (NGF – Next Generation Fighter) yer almaktadır. Ancak bu platform, tek başına değil, çevresinde yer alan gelişmiş bir ekosistemle birlikte tasarlanmaktadır. Bu ekosistem; insansız hava araçları, insanlı uçaklara destek olacak “loyal wingman” konsepti, yapay zekâ destekli görev yönetim yazılımları, gelişmiş sensör ağları, elektronik harp yetenekleri ve modern silah sistemlerini içermektedir.

FCAS’ın en kritik özelliklerinden biri, ağ merkezli muharebe kabiliyeti sunmasıdır. İnsanlı ve insansız platformlar aynı anda görev yapabilecek, tüm unsurlar gerçek zamanlı bilgi paylaşımı yaparak ortak bir savaş resmi oluşturabilecektir. Bu da hem hava üstünlüğü hem de çok yönlü tehditlere karşı etkin bir savunma ve taarruz kapasitesi sağlayacaktır.

Sonuç olarak FCAS, yalnızca bir uçak üretim programı değil; uçak, insansız sistemler, sensörler, silahlar ve yapay zekâ tabanlı yazılımları kapsayan tam entegre bir hava savaşı ekosistemi olarak planlanmaktadır. Avrupa ülkeleri için stratejik öneme sahip olan bu proje, yaşanan siyasi ve endüstriyel anlaşmazlıklar nedeniyle geleceği tartışmalı hale gelmiş durumdadır.

Kaynak: Defence Industry

Yorum yaz Yorum yaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Haber

SANCAR SİDA, "Mavi Vatan" güvenliği için hizmete başladı

Sonraki Haber

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda tarihi gün: Çok sayıda ülke Filistin'i tanıdı