Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’nın Rusya ile olası barış görüşmelerine güçlü bir güvenlik garantileri paketiyle katılmasını sağlamayı planlıyor.
AB Komisyonu sözcülerinden Arianna Podesta, bunun için öncelikli şartın Moskova’nın müzakere masasına gelme iradesi göstermek olduğunu vurguladı.
Podesta, AB’nin çalışmalarını Ukrayna’nın savunma kapasitesini artırma ve müttefiklerinden güvenilir taahhütler sağlama üzerine yoğunlaştırdığını belirtti.
ABD desteğiyle Gönüllüler Koalisyonu ve Avrupa’daki savunma unsurlarının bu stratejinin temel bileşenleri olduğunu ifade eden Podesta, “Üzerinde çalıştığımız paket, Ukrayna’nın müzakere sürecinde kendini güçlü hissetmesini sağlayacak. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için öncelikle Rusya’nın görüşmelere katılmayı seçmesi gerekiyor. Şu ana kadar Moskova’dan böyle bir girişim görmedik” dedi.
Çin tartışmaları ve spekülasyonlar
Podesta, Çin’in olası güvenlik garantörlerinden biri olup olmayacağı konusundaki tartışmalara yanıt vermedi. Sözcü, AB’nin önceliğinin müttefiklerle koordineli bir güvenlik garantileri paketi oluşturmak ve uygulanabilir adımlar üzerinde çalışmak olduğunu vurguladı.
Ukrayna’nın kalıcı güvenlik garantileri talebi, 18 Ağustos’ta Washington’da düzenlenen bir zirvede gündeme geldi. ABD, AB, NATO ve Avrupa ülkelerinin katıldığı zirvede, Ukrayna için NATO Anlaşması’nın 5. maddesine benzer bir güvenlik mekanizması oluşturulması konusunda mutabakata varıldı. Taraflar, bu garantilerin detaylarını belirlemek için teknik görüşmelere başladı.
Bununla birlikte, AB ve ABD, Ukrayna’ya yönelik güvenlik garantileri konusunda daha önce de çeşitli girişimlerde bulunmuştu. Örneğin AB, Ukrayna’nın savunma kapasitesini güçlendirmek amacıyla eğitim misyonları düzenlemiş ve savunma sanayisine destek sağlamıştır. Ayrıca AB ve ABD, “Gönüllüler Koalisyonu” adı verilen bir oluşum aracılığıyla, yaklaşık 30 ülkenin katılımıyla Ukrayna’ya yönelik güvenlik garantileri üzerinde çalışıyor. Bu çabalar, Ukrayna’nın güvenliğini sağlamak ve bölgesel istikrarı korumak amacıyla devam ediyor.
Çin’in Ukrayna krizinde güvenlik garantörlerinden biri olma tartışmaları, ülkenin hem bölgesel hem de küresel güç rolünü artırma hedefleriyle doğrudan ilişkili.
Pekin, Asya-Pasifik ve dünya genelinde diplomatik etkisini güçlendirmek isterken, Rusya ile stratejik ortaklığını koruyup Batı ile ekonomik bağlarını da sürdürme dengesini gözetiyor. Haliyle bazı uluslararası süreçlerde tarafsız veya garantör rolü üstlenme kapasitesine sahip olarak görülüyor. Ayrıca Çin, bu rolü üstlenerek uluslararası alanda itibarını ve diplomatik prestijini artırmayı amaçlıyor. Ekonomik çıkarlar da bu tartışmanın merkezinde; Çin, Avrupa ve Asya arasında kritik enerji ve ticaret koridorlarını etkileyebilecek gelişmeleri yakından takip ediyor.
AB’nin stratejik hamlesi
Avrupa Birliği’nin Ukrayna hamlesi, yalnızca kısa vadeli bir destek girişimi olarak değil, bölgesel stratejinin ve diplomatik rolün pekiştirilmesi olarak değerlendiriliyor. Paket, Ukrayna’yı müzakere masasında güçlü konuma oturtmayı, Moskova’ya diplomatik baskı kurmayı hedefliyor.
ABD ve Avrupa müttefikleriyle ortak hareket eden AB, transatlantik işbirliğini ve NATO-AB koordinasyonunu güçlendirmeyi hedefliyor. Kalıcı güvenlik garantileri, Ukrayna’ya mevcut çatışmada ve gelecekteki tehditlere karşı caydırıcı bir koruma sunarken, AB’nin bölgesel diplomasi ve güvenlik alanındaki rolünü de artırıyor.
Kaynak: AA
